Yargıtay Tetkik Hakimi ve Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Yönetim Kurulu üyesi Celal Çelik'in Yargıtay'dan istifa ettiğini açıklamasının ardından, Yargıçlar ve Savcılar Sendikası (YARGI-SEN) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da "sürgün niteliğindeki bir işlemle atandığını" ifade etti.
"Çelik'in istifa ederek sürece dikkat çekmesinin anlamlı olduğunu" söyleyen Eminağaoğlu, atanma süreciyle yargıdaki değişiklikleri bianet'e anlattı:
* Mesleğime başladıktan ve yaklaşık yedi yıl "evli ama bekar" bir yaşam sürdükten sonra, 1998'de eş ve sağlık durumum nedeniyle Ankara'ya atanma talebim kabul edildi, Yargıtay'a atandım.
* Bugün aynı gerekçeler geçerli olmasına ve kurmuş olduğumuz YARGI-SEN'in genel merkezinin Ankara'da bulunmasına; ayrıca sendika yöneticilerinin, sendika merkezi dışına atanmama güvencesine sahip olmalarına rağmen, HSYK beni "sürgün niteliğindeki bir işlemle", üstelik resen savcılıktan yargıçlığa da geçirerek, İstanbul'a atadı.
* Bu atama, sendika genel kurulumuzu yapıp tekrar sendika yönetimine seçildiğimiz 19 Haziran'da gerçekleşti. Yönetimdeki diğer arkadaşlarımın da, yine Ankara dışına atamaları yapıldı.
"Örgütlenme özgürlüğüne müdahale"
* YARSAV kurucuları ve üyeleri, Demokrat Yargı yöneticileri ve Türkiye'nin ilk ve tek yargı sendikası olan YARGI-SEN üyeleri bu süreçten doğrudan etkilendi. Yapılan işlemler örgütlenme özgürlüğüne doğrudan müdahaledir.
* Yargı bağımsızlığının olması gereken düzeye gelmesi için, her ülkede en önde hareket eden örgütler yargı örgütleri olmuştur. Türkiye'de ise yargı örgütleri baskı altında. Hatta, henüz karar kesinleşmemiş olsa da kapatılan tek yargı sendikası da Türkiye'de.
* 12 Eylül 2010 referandumuyla yapılan Anayasa değişikliği ve sonrasındaki HSYK işlemleri, yargı bağımsızlığını tehdit ediyor. Bu süreçte, Yargıtay ve Danıştay "gölge mahkeme" biçiminde yapılandırıldı.
"Yerel yargıda büyük sorunlar var"
* Yapılan seçimlerde, blok oy gibi yöntemler sonucu, bu yüksek mahkemelerde daire başkanı seçilemeyen kişiler, hatta süresi dolması nedeniyle yenileme seçimini kaybeden başkanlar, durumu kabullenip sessiz kaldı. Tüm daire başkanlıkları değiştirildi. Yargıda örgütlenmeyi içselleştiremeyen yüksek yargıçlar, sürece tepki vermedi.
Böyle bir ortamda Yargıtay'dan yüksek yargıç olmayan bir tetkik hakiminin çıkıp istifa ederek sürece dikkat çekmesi anlamlıdır. Yerel yargıda daha ileri düzeyde sorunlar yaşanıyor.
"Öncekilerin de sorumluluğu var"
* Yargının bu duruma düşmesinde, önceki HSYK'ların, önceki ve şimdiki yüksek yargı organlarının, hatta başkanlıktan ayrıldığım Kasım 2009'dan sonra yargı ile Adalet Bakanlığı'nın hiç bir işlemini yargıya taşımayan YARSAV da neden olmuştur.
* Yargı üzerinde oynanan oyunlar, "hukuk herkes içindir" sözünden hareketle, herkesi etkilemektedir, etkileyecektir. (AS)