İttifakın belli bir programatik çerçevede anlaştığını bu çerçevenin dışına çıkanlara bu çerçeveyi hatırlatmanın görevleri olduğunu belirtiyor.
EMEP son iki yıl içinde belirgin bir politika değişikliğine gitmiş gibi görünüyor. Daha önce solda ittifak arayışlarına hep uzak durmuş, hatta bu tür girişimlerin içinde yer almadığı gibi sürekli eleştirel yaklaşmış bir parti olarak Kasım 2002 seçimlerinden önce kurulan Emek Barış Özgürlük Bloku'nun aktif öznelerinden biri oldu, şimdi de SHP ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) içinde yer aldığı bir ittifakın öznesi durumunda. Bu tavır değişiklinin altında yatan nedenler nedir?
Biz Kuruçeşme ile başlayan birlik ve ittifak süreçlerinin dışında kaldık. Bu doğru. Çünkü halk güçlerini, işçi ve emekçileri kapsamayan ittifak ve birlik arayışlarını anlamsız buluyoruz. Emek, Barış ve Özgürlük Bloğu ile başlayan ittifakın bu geçmiş oluşumlardan farklı olduğunu, bir halk temsiline dayandığını düşünüyoruz. Bu nedenle bu ittifakın kurulmasında aktif rol aldık. Şimdi de bu ittifak kendini yerel seçimler öncesi ÖDP ve SHP ile genişletti. SHP ile Demokratik Halk Partili (DEHAP) arkadaşlar arasında uzunca bir zamandır görüşmeler sürüyordu.
DEHAP SHP listelerinden seçimlere girmeye karar verdi. Görüşmeler sırasında ortak bir program oluşturduk. Bu program bağlayıcılığında yapılan bir ittifak diyebiliriz buna. Biz EMEP olarak ülkenin çeşitli yerlerde 40 küsur aday çıkarttık. Aday çıkartmadığımız yerlerde ittifakın adaylarını destekleyeceğiz.
ÖDP'de benzer bir durumda, ÖDP de 40 küsur yerde kendi adayını çıkartı. Kimin nereden aday çıkartacağı yapılan ön görüşmelerle sağlandı. Bu ittifak şimdiden çok ciddi bir sinerji ve ilgi yaratmış durumda. CHP'nin hali malum, bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önemli bir darbe yiyecek. AKP'nin alternatifi şimdiden belli olmuştur. Bu ittifak AKP'nin neo-liberal politikalarını engellemenin, AKP'nin önüne bir set çekmenin tek alternatifidir.
Bu ittifakın sizin sözünüzü ettiğiniz temsil gücü en büyük kesimi, Emek, Barış Özgürlük Bloğu'nun da bir parçası olan DEHAP. DEHAP'ın SHP listelerinden seçime girmesi kaçınılmaz olarak bu ittifakın içinde SHP'yi öne çıkartıyor. Üzerinizde anlaştığınız politik çerçeveye rağmen, seçim sathı mailinde ittifakın kimliğinde fiilen SHP'nin damgası ağır basmıyor mu?
Bu her ittifakın kaçınılmaz sancılarındandır. İttifakın öznelerinin, üzerinde anlaşılan programatik çerçeveye rağmen seçim çalışmaları içinde farklı davrandıklarına ilişkin örnekleri yaşıyoruz. Hata bu konuda çeşitli sorularla da karşılaşıyoruz. Ama buna ilişkin her zaman ittifakın programında yazılanlarla cevap veriyoruz.
Bu programatik çerçevenin dışına çıkan seçim propagandalarını münferit olarak değerlendiriyoruz. Tabii bir de ayrıca ittifakın öznelerine her zaman programatik çerçeveyi hatırlatmak, bu çerçeve dışına çıkan tutumları bu çerçevenin içine davet eden, çeken bir görevimizin de olduğunu düşünüyoruz.
Bu ittifakta SHP'nin varlığına ilişkin sosyalist solda çeşitli eleştiriler yapılıyor. Ama bu eleştiriler AKP'ye karşı toplumsal bir düzeyde güçlü bir alternatif yaratmanın önemini atlıyorlar.
Biz EMEP olarak parti kimliğimizle ortadayız ve sosyal demokrasiyle aramızdaki mesafenin yeterince açık olduğunu düşünüyoruz. Kaldı ki SHP kadrolarının önemli bir bölümü sosyalist soldan, devrimci örgütlerden gelmiş insanlardan oluşuyor. Bu ittifak dolayısıyla SHP'nin sola çekilmekte olduğu niye düşünülmüyor. Bence süreç bu doğrultuda işliyor.
Programatik çerçeve nedir?
Anti emperyalist, işçi ve emekçilerin taleplerine sahip çıkan neo-liberal politikalara itiraz eden, Kürt halkının demokratik taleplerini savunan bir politik çerçevesi var ittifakın. Bu çerçevenin bugün öne çıkartılması ve toplumsal bir destek yaratılmasının son derece acil ve önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu haliyle bu programatik çerçevenin içine çok daha fazla sayıda politik parti ve örgüt girmez mi? Niye şimdiki haliyle sınırlı kaldı?
Evet olabilirdi. Ama bu çerçeve genel hatları itibariyle bunu doğru yorumlayacak politik öznelere ihtiyaç duyuyor. Ve tabii ki bu politik çerçeve ile ilgili toplumsal mücadele zemininde tuttuğunuz pozisyonlar önem taşıyor. Örneğin anti emperyalizm meselesinde şimdi iş bayağı karışmış durumda. İşçi Partisi'nden MHP'ye kadar varan bir yelpazede herkes anti Amerikancı geçiniyor. Ama sosyal mücadele zeminlerinde hepsi bambaşka yerlere savruluyor. Bu nedenle üzerinde anlaşılan politik çerçeve, bunu benzer yorumlayan ve bundan benzer görevler çıkartanlar için bir ittifak zemini olabiliyor.
Soruyu değiştirerek sorarsak, bu programatik çerçeveyi benzer yorumlayan ve benzer görevler çıkartan politik öznelerin sayısı bununla mı sınırlı?
Hayır değil. Bu ittifak daha da genişlemeli. Seçim sonuçları bu yöndeki arayışlara hız verecektir. Çünkü bu ittifak seçimden çok önemli kazanmalarla ve moralle çıkacaktır. Biz bir çatı partisi formülünün hala geçerli olduğunu düşünüyoruz.
Bütün partilerin kendi kimliklerini korudukları ama üzerinde anlaştıkları bir politik programatik çerçeve üzerinde oluşan bir çatı partisi ile ittifak zemininin genişleyebileceğim düşünüyoruz (YS/BB)