Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) ise sendika ve sivil toplum örgütlerinden Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenleri Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ahmet Barçın, Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KKTO) Başkanı Ali Erel, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Başkanı Erdoğan Sorakın, İş Adamları Derneği Başkanı Özdil Nami, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Ali Seylani, Devrimci İşçi Sendikaları (DEV-İŞ) Başkanı Ali Gülle görüşlerini açıkladılar.
Barçın: Kıbrıslı Rumlar değiştirmeyi öğrendi
Kıbrıs Rumları değiştirmeyi öğrendi. Sıra bizde... Biz de öğreneceğiz. Gerek Klerides'in gerekse Papadopulos'un masada olması önemli değildir. Önemli olan iyi niyettir. Görüşmelerin devam ederek Annan Planı çerçevesinde sonuçlanması temel unsurdur.
Zaman lüksüne tahammülümüz yoktur. Her iki tarafın da kalındığı yerden mazaretsiz devam etmesi gerekmektedir. Önemli olan bizim tavrımızdır. Kıbrıs Türkü gücünü meydanlarda göstererek çözüm ve barış istencini ortaya koymaktadır. 21. yüzyılda hiçbir zihniyetin barışa karşı olması mümkün değildir
Erel: Denktaş da TMT'ciydi
Güney'deki seçim sonuçları bizi çok fazla rahatsız etmez. Rum tarafında Milli Konsey var. Klerides eskiden beri yüzde 40 destek alıyordu, o zaman da destek AKEL'di. Şimdi de AKEL'in desteğinde kazanılan bir seçim var. Seçim sonuçları politikaları değiştirmez, bundan sonra da değişim olmaz. Kıbrıs Rum kesimi Avrupa Birliği (AB) üyesidir ve 16 Nisan'da bunu imzalayacaktır. Böyle bir durumda "görüşmüyoruz" diyecek pozisyonları da olamaz. Bu yüzden seçim sonuçlarına göre farklı görüş olmayacak. Umut ediyoruz ki BM Genel Sekreteri Annan'ın buraya gelmesi sürecin tamamlanmasına yardım edecek.
Papadopulos için "EOKA'cıydı" söylemlerine karşılık Klerides de EOKA'da, Denktaş da TMT'de yer aldı diyebiliriz. Eski görüşler birşeyi değiştirmez. Bundan birşey umanlar bilinçli olarak gündeme getiriyorlar. Bugünün konjonktürü günün gereklerinden farklı davranmayı engelliyor.
Sorakın: AKEL'in tavrı belirleyicidir
Rum tarafında yapılan seçimlerde halkın iradesinde oluşan değişiklik, Annan Planı çerçevesinde bulunacak çözümü engellemeyecektir. Papadopulos'un AKEL'in desteğiyle seçimi kazandığını ve AKEL'in iki bölgeli federal bir Kıbrıs formülünü desteklediğini ve bu çerçevede bir çözümü savunduğunu unutmamak lazım.
Rum tarafının AB'ye giriş hedefiyle Annan Planı çerçevesindeki bir çözüm paralel durumdadır. Bu nedenle Annan Planını reddetme çok da kolay olmayacak ve süreç etkilenmeyecektir. Papadopulos eski bir EOKA'cı olabilir ama değiştiğini ifade ediyor. Seçim sürecinde kendisine destek veren kesimlerin görüşleri de politikalarını destekleyecektir.
Nami: Onları değil kendi tavrımızı düşünelim
Bence Türk tarafı gerçekten çözüm istiyorsa fırsat hala elimizde var. Papadopulos'un Klerides'ten daha katı veya tavizkar olması kendi iradesinde değildir. Uluslararası baskılar söz konusudur. Türk tarafı Rum tarafının tavrına göre değil, kendi tavrını değiştirip müzakere edeceği Plan çerçevesinde 30 Mart'ta referanduma gideceğini söylemesi gereklidir. Türk tarafının uluslararası baskıyı Rum tarafının üzerine yöneltmeyi başarabilmelidir. Rum tarafında liderin değişmesi, istenen anlaşmayı engelleyemez. Önemli olan uluslararası topluluğu yanımıza almaktır.
Seylani: Klerides de EOKA'cıydı
Güney'deki seçim sonuçları 28 Şubat'a yönelik programda belki birkaç günlük sarkma yapabilir. Ama temel politikalarda değişiklik olmaz. Orada tek adam değil, Konsey var. Bundan bizim de dersler çıkarmamız lazım. Güney'de bir değişim olurken burada da 28 yıldır bizi yöneten yöneticilerin artık tarihin çöplüğüne atılması gerekmektedir.
Papadopulos'un "EOKA"cı olmasıyla ilgili söylenecek şey; Klerides'in de EOKA'cı olduğunu hatırlamaktır. Klerides bugüne kadar ne yaptı? Artık eski fikirler değil, ülkelerin bugünkü çıkarları önemlidir. Eski kalıplarla değerlendirmemek lazım. Türkiye'de bunun sonuçlarını yakın zamanda gördük. Rum tarafındaki seçim sonuçları da özünde birşey değiştirmeyecektir.
Gülle: Barış umutlarını yıkmak için propaganda yapılıyor
Güneydeki seçim sonuçları süreci etkilemez. Bu süreç Helsinki zirvesinde alınmış bir kararın sonucudur. 1999'da alınan bu karar Rum tarafındaki seçim sonuçlarına rağmen sürecin etkilenmesine izin vermez. Kişilerin değişimi zirve kararlarıyla alınmış süreci etkilemez. Papadopulos da seçimi kazandıktan sonra yaptığı ilk açıklamada; "Annan Planı temelinde adil ve yaşabilir biz çözüm için çalışacağını" söyledi.
Bizim tarafta barış istemeyenler yani Denktaş ve yandaşları "Papadopulos Türk düşmanıdır" gibi söylemlere sarılarak insanların barış umutlarını yıkmaya çalışıyorlar. Oysa dediğim gibi süreç kişilere bağlı değil, alınan kararlara bağlıdır.(NK/BB)