Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça-Cupolo, 2016 Bakanlar Kurulu'nun kararıyla yüzde 82’si kamulaştırılan Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki tahribatın tüm yönleriyle tespiti için araştırma önergesi verdi.
Kent genelinde büyük çaplı yıkıma sebep olan acele kamulaştırma kararlarının, reddedilen davaların, kamulaştırma sonrası yaratılan yeni askeri imar ve cezaevi mimarisiyle ilçenin tarihi-sosyal dokusunda yarattığı ağır tahribatlara dikkat çeken Akça-Cupolo’nun araştırma önergesinde öne çıkanlar şöyle:
“İlçe ölçeğinde; tüm mahalleleri, içindeki tüm tescilli yapılarıyla alınan ilk acele kamulaştırma kararı Diyarbakır’da yaşanmıştır. 21 Mart 2016’da o dönemdeki adıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın istemi üzerine Bakanlar Kurulu’nca; yaklaşık 50 bin yurttaşın yaşadığı ve içerisinde kamu kurumlarına, yerel yönetimlere, Diyarbakır Barosu’na ait tarihi ve kültürel miras niteliğinde olan ibadethane ve meskenleri de kapsayan, 6442 parsel, 16’sı Sur ilçesinde ve 2’si Yenişehir ilçesinde olmak üzere toplam 18 mahallenin tamamının acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
SAHA MERKEZİ ARAŞTIRMASI
Diyarbakır Suriçi'nde Yerinden Edilenler Bugün Nasıl Yaşıyor?
UNESCO’nun görüşü
“Diyarbakır’ın tarihi dokusunun yoğunluk merkezi olan ve dahası 2015’te UNESCO Dünya Mirası Listesinde yerini alan Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanında bulunan 448 sivil, 147 anıtsal olmak üzere toplam 595 yapıya ev sahipliği yapan ilçenin tarihi-sosyal dokusunda ağır tahribatlar yaratan bu karar alınırken; ne maliklerin, ne yerleşkede yaşayan/esnaflık yapan yurttaşların, ne sivil toplum örgütlerinin, ne meslek örgütlerinin, ne yerel yönetimlerin ne de UNESCO Alan Başkanlığının görüşüne dahi ihtiyaç duyulmamıştır.
“Keyfiyete dayalı kararlarda hesap vermenin/sorgulanmanın muafiyet vizesi olarak kullanılan kamulaştırma kararlarındaki ‘riskli alan’ gerekçesi ise Sur örneğinde; tamamen düzmece bir gerekçedir.
“Güncel fiyatı 15 milyon olduğu görülen Suriçi’ndeki evler için 100-200 bin değer biçilmiş, bunu kabul etmeyenlere, oldukça yüksek meblağlarda borçlandırma yöntemiyle kentin dışındaki TOKİ konutlarında yahut yeni yapılacak konutlarda yer önerilmiş; yapımı tamamlanan ev ve dükkanlar ise Emlak Yönetim Hizmetleri ve Ticari A.Ş. tarafından açık artırmayla sermayedarlara peşkeş çekilmiştir.
“On binlerce yurttaş bir sabah ansızın, yapı güvenliği konusunda hiçbir sıkıntısı olmayan, doğup büyüdükleri bu evlerinin kamulaştırıldığını ve artık orada yaşayamayacaklarını öğrenmişlerdir. 1990'lı yıllarda yaşanan köy yakmaları sonucu Sur'daki mahallelere göç etmek zorunda kalan bu aileler, bir kez daha zorla yerlerinden edilmişlerdir.” (TY)