* Fotoğraf: Eren Karakuş, Sur Lalebey mahallesi, 2015.
Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde "acele kamulaştırma kararına" istinaden Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde yıkım için anonslar başladı.
bianet’e konuşan Lalebey mahallesi muhtarı Abdullah Çelik ve Alipaşa mahallesi muhtarı Behzat Sular, camilerden yapılan anonslarda vatandaşların evlerinin 1 Mayıs Pazartesi gününe kadar boşaltılmasının istendiğini söyledi.
Her iki muhtar da mahallelinin evlerini terk etmek istemediğini söylerken, kendilerinin de vatandaş olarak durumdan olumsuz etkilendiklerini belirtti.
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nden Herdem Doğrul da acele kamulaştırma kararına karşı şimdiye kadar yapılan hukuki başvuruların sonuçsuz kaldığını söylerken, Sur’da yapılan yeni binaların eski Diyarbakır evlerine aykırılık teşkil ettiğini vurguladı.
Alipaşa muhtarı: Haziran’da temel atacaklarmış
Alipaşa mahallesi muhtarı Behzat Sular da mahallenin yarısının 2009’da yıkıldığını hatırlatırken, acele kamulaştırma kararının onların bilgisi dışında alındığını söyledi ve şöyle konuştu:
“10 Haziran’da okullar bitiyor, mahalleli de evlerini boşaltmak için Haziran’ı bekliyor. Ama 1 Mayıs’a kadar süre verildi. Elektriği ve suyu keseceklerini söylediler. Haziran başında temel atacaklarmış.
“Benim dedem, babam hepsi orada doğmuş, büyümüş. Yani bizim tarihimizdir orası. Mahkemeye verdik ama ne sonuç çıkacak bilmiyoruz.”
TIKLAYIN - İŞSİZ GAZETECİLERDEN / SUR - "GAVUR"U GİTMİŞ MAHALLESİ KALMIŞTI, MAHALLESİ DE GİTTİ
Lalebey muhtarı: Mahallelinin durumu zor
Lalebey mahallesi muhtarı Abdullah Çelik, mahallelinin yarısının mahallede kalmaya devam ettiğini, kalanların da gidecek yeri ve geliri olmadığı için zorluk çektiğini aktardı.
“Anonslardan sonra herkes ‘Bize neden tebligat gelmedi’ diye muhtarlığa akın etti. Biz de kaymakamlığa gittik. Detaylı bir şekilde anlattılar, biz de mahalleliye aktardık. Şimdi ortalık biraz sakinleşti. Ancak mahallelinin durumu zor.
“Gelip ‘Ben 70 yaşındayım, yan gelirim yok, nereye gideyim muhtarım’ diyorlar. Dulu, yetimi var, evini boşaltmak için nakliye parası olmayan var. Çok mağdur insanlar var.
“İnsanları TOKİ’ye yönlendiriyorlar ama mahalleli ‘Ben mecbur muyum size kiracı olayım’ diyor, ‘Madem Türkiye vatandaşıyım, bana bakmak zorundalar. Benim bir evim var, o evi de başıma yıkıyorlarsa, ben de ölüme razıyım, evimi vermiyorum’ diyorlar.
“Bir hafta vermişlerdi. Dört günü gitti, üç günü kaldı. Şimdi diyorlar ki ‘suyu keseceğiz, elektriği keseceğiz’. Çok fazla sıkıntı çekecekler.
“Ben mahalle muhtarıyım ama bu sıkıntıyı herhangi bir vatandaş gibi ben de çekiyorum. Henüz kimse orada ne olacak, bilmiyor.”
TIKLAYIN - İŞSİZ GAZETECİLERDEN / SURİÇİ- MIGIRDIÇ MARGOSYAN YIKINTILAR ARASINDAKİ SOKAĞINI BULAMADI
Mimarlar Odası: Klasik kentsel dönüşüm hikayesi
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nden Herdem Doğrul da Sur’da gerçekleşen yıkımla ilgili “Davalar reddediliyor, itirazlar reddediliyor. Hukuken bir adım atamıyoruz. O yüzden şu an kaotik bir durum var” dedi.
“Alipaşa ve Lalebey’le ilgili 2009’da da TOKİ’nin bir kentsel dönüşüm projesi vardı. O dönem kısmi bir yıkım gerçekleşmişti ve mahallenin direnmesiyle durduruldu. Şimdi acele kamulaştırma kararıyla onu tekrar hayata geçirmeye çalışıyorlar.
“En iyi ihtimalle bu insanlar kent dışı bir TOKİ’ye yerleştirilip, banka kredisiyle borçlandırılacaklar, bu da tapusu olanlar için. Kiracılar için başka yol deneyecekler. Her türlü mağduriyet söz konusu.
“Sur’da yıkılan evlerin bedeli olarak 40 bin lira gibi bir para ödeniyor, TOKİ de en az 90 bin liraya ev satıyor. Yani insanlar ekstaradan 50-60 bin lira kredi borcu altına girmiş olacaklar.
“Türkiye’deki klasik kentsel dönüşüm hikayesidir. İstanbul’da da örnekleri var; Tarlabaşı, Sulukule, Ayazma… Burada da yapılan çalışma aynı.”
“Tescilli yapılar da yıkılıyor”
Doğrul, kentsel dönüşüm kapsamında inşa edilen yeni binaların da kentin tarihi yapısıyla uyumlu olmadığını söyledi.
“Sur’daki tüm evler acele kamulaştırmaya dahil edilmişti. Evler boşaltıldıktan sonra da Sur’un geri kalan mahallelerinde yıkım başlayacak. Bu yıkım çok pervasız ilerliyor. Yıkım sırasında yapıların tescilli olup olmadığına da bakmıyorlar. Tescilli yapılar da yıkılıyor.
“Betonarme binaların dış cephesine taş kaplama yapılıyor, Diyarbakır evleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan yapılar. Önümüzdeki günlerde o yeni yapıların Diyarbakır evlerine aykırılıklarına ilişkin raporumuz yayınlanacak.”
Sur 2. derece sit alanı
Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) “Dünya Kültür Mirası” listesinde yer alıyor.
Yaklaşık 120 bin kişinin yaşadığı Sur ilçesi 2. derece kentsel sit alanı. 158 bin hektarlık alanda yer alan ilçede, 124 anıtsal, 410 adet tescilli sivil mimari yapı mevcut.
Sur’daki kentsel dönüşüm uzun süredir tartışılan bir konu. 2010’da Sur’daki Alipaşa ve Lalebey mahallesinde TOKİ, Bakanlık ve Belediye işbirliğindeki kentsel dönüşüm kapsamında 850 yapının 330’u yıkıldı. Halkın tepkisini çeken bu süreç 2013 yılının sonunda belediye tarafından durduruldu.
Ancak bu süreçte 4 Aralık 2012’de afet yasası olarak bilinen 6306 sayılı kanun kapsamında Sur’un tamamı riskli alan ilan edildi.
6 Eylül 2015’ten itibaren Sur’un çeşitli mahallelerinde başlayan, biten ve hala devam eden sokağa çıkma yasakları sadece sivil ölümlere değil, ilçedeki tarihi eserler dahil birçok yapının da harap olmasına neden oldu. (ÇT)