Umut Işığı Kadın, Çevre ve Kültür Kooperatifi Diyarbakır’ın Sur ilçesinde faaliyet yürüten sivil bir oluşum. Gönüllülerin emeği ile çalışmalarını yürüten Umut Işığı 2004 yılında kuruldu. Kadınlara ve çocuklara yönelik çalışmalarıyla adını duyuran kurum, Sur’da başlayan sokağa çıkma yasağı nedeniyle zor günler yaşıyor. Çünkü Umut Işığı’nın çalışmalarını yürüttüğü bina, yasak kapsamına alınan Cevatpaşa mahallede bulunuyor.
Yaklaşık dört aydır çalışmalarını değişik mekânlarda yürütmeye çalışan Umut Işığı Yönetim Kurulu üyeleri Nazdar Kahramaner ve Neriman Dinçkan ile Sümerpark’ta buluşmamızın nedeni de bu.
Sur’dan göç etmek zorunda kalan çocuklarla, Sümerpark’ın çocukların çalışmaları için düzenlenen salonunda bir çalışma yürütecekler. Buna bir buluşma demek de mümkün. Çünkü şehrin değişik ilçelerine dağılan çocuklar, ancak böyle bir mekân bulabildiklerinde bir araya gelebiliyorlar.
Önce kadınlar ve çocuklar
Umut Işığı’nın kuruluş amacı ve yürüttüğü çalışmaları Yönetim Kurulu Üyesi Neriman Dinçkan, şöyle özetliyor: “Başta kadınlar ve toplumun dönüşümünde en dinamik öğe olan çocuklar olmak üzere sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupların yaşamlarını iyileştirmek için çalışmalar yürütüyoruz.”
Nazdar Kahramaner, Umut Işığı’nda kadın ve çocuklarda liderlik vasıflarını kullanmalarına yönelik çalışmalar yürüttüğünü söylüyor. “Liderlik derken” diyor Kahramaner gülerek, “İnsanları peşlerinden sürükleyen siyasi liderlerden söz etmiyorum. Evin içindeki, mahalledeki ve şehrin genelindeki sorunların giderilmesine yönelik çalışmalara katılmalarının önünü açmaya çalışıyoruz. Kadınların hayatın her alanında taleplerini ve itirazlarını özgürce, haklarının farkında olarak yerine getirmesi çok önemli. Bizim kadınlarla yaptığımız çalışma da bunu sağlamaya yönelik oluyor. Onları, kendi sorunlarını irdelemeleri, ortak sorunlar etrafında örgütlenerek çözümler geliştirmeleri için desteklemeye çalışıyoruz.”
Sağlık alanında eğitim ve danışmanlık hizmeti
Neriman Dinçkan’ın mesleği hemşirelik. Dolayısıyla daha çok Sur’da yaşayan, destek almak için Umut Işığı’na gelen kadın ve çocukların sağlık sorunlarıyla ilgileniyor.
“Meme kanseri, üreme sağlığı gibi konularda eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bunun için kadınların Umut Işığı’na gelmesini beklemiyoruz, konusunda uzman gönüllüler evlerde de bu hizmeti veriyor. Çocuklara yönelik genel sağlık ve diş sağlığı taraması gerçekleştiriyoruz, tabi bunu da yine konusunda uzman kişilerle ve kimi zaman yerel kurumların desteğini alarak yapıyoruz.”
Nazdar Kahramaner, kadın kurumlarıyla ortak çalışmalar yürüterek kadınları insan hakları, şiddet ve benzeri konularda bilgilendirdiklerini, gerektiğinde sosyal yardımlar, hukuk danışmanlığı, psikolojik destek verdiklerini anlatıyor.
Gıda, giyim, kırtasiye yardımı
Sur’da yasaklar, çatışmalar başlayınca Umut Işığı’nın kapısını kapatmak zorunda kalmışlar. Umut Işığı’nın kreşine devam eden 3-5 yaş grubundaki bebekler; kültürel ve sosyal etkinliklere katılan, dil eğitimi alan ve üniversiteye hazırlanan 7-14 yaş grubundaki çocuklar aileleriyle birlikte mahallelerinden göç ettiler. Şehrin değişik ilçelerine göç eden ailelere ulaşmak, çocukları bir araya getirmek ve göçle başlayan yeni sorunlarına çözüm üretebilmek için çabası içine girmiş Umut Işığı’nın gönüllü emekçileri.
Çatışmalara tanık olmanın, göç etmenin, akrabalarının yanına yerleşmenin özellikle çocukları etkilediğini anlatıyor Neriman Dinçkan. “Akrabalarının yanına yerleşmek zorunda kalan çocuklar, akraba çocuklarıyla anlaşamıyor. Bazıları yeni okullara kayıt yaptırdı, ama uyum sorunu yaşadılar. Aileler, çocuklarının davranışlarında belirgin değişimlerin olduğunu paylaşıyorlar bizimle. Örneğin şiddet içeren davranışlar sergiliyorlar. Geceleri haykırarak uyanıyorlar. Annesi olmadan uyuyamayan, sürekli baş ağrısından şikayet eden, artık okula gitmek istemeyen çocuklarımız var.”
Nazdar Kahramaner ise kadınların gelecek endişesi taşıdığını ifade ediyor. “Sur’da yoksul da olsa bir düzenleri vardı, komşuları, veresiye veren mahalle bakkalları vardı. Yasakla birlikte bunların hepsini kaybettiler. Çocuklarının eğitimi yarım kaldı ve zaten çoğu gelecekte kendilerini neyin beklediğini bilmedikleri için bu sorunu geri plana itmiş. Barınma, gıda ve giysi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını düşünüyorlar.”
Umut Işığı gıda ve benzeri yardımlarda bulunan bir kurum değil aslında. Yine de kurumun gönüllüleri Sur’dan tanıdıkları ailelere yardımda bulunmaya çalışmış önce. Zamanla kurum üzerinden gıda, giysi, barınma konusunda yardım etmek isteyenler çoğalmış. Neriman Dinçkan gönderilen yardımları toplayıp tasnif ettiklerini, ihtiyaç duyan ailelere dağıttıklarını söylüyor. Şimdiye kadar 200 aileye gıda ve giysi yardımında bulunmuşlar.
A.T’nin hikâyesi
Neriman Dinçkan, Umut Işığı’nda çalışan bir kadınla tanıştırıyor beni. Kadın, kayın pederinin tutucu olduğunu söylüyor, fotoğraf çekmeme izin vermiyor ve adını A.T olarak yazmamı istiyor.
Küçük çocuğunu Umut Işığı’nın kreşine göndermeye başlayan A.T, bir süre sonra burada gönüllü olarak çalışmaya başlıyor. Şimdi dört çocuğu da kreşe devam ediyor. “Sur’da geçinebiliyorduk” diyor A.T., yasaklarla birlikte, Sur içinde nakliyecilik yapan kocasının işsiz kaldığını ve gelecek endişesi taşıdıklarını anlatıyor.
Dicle Üniversitesi’nde Çocuk gelişimi okuduğunu söyleyen A.T, son dönem yaşadığı “algılama sorunu” nedeniyle sınav tarihlerini karıştırdığını ve iki dersten bütünlemeye kaldığını dile getiriyor.
Umut Işığı’nda çalışmanın kendisine iyi geldiğini vurgulayan A.T, buna rağmen yarın ne olacak kaygısı nedeniyle sıkıntılar yaşadığını ve doktora gitmemek için direndiğini söylüyor. Öte yandan 11 yaşındaki kızını alıp psikiyatra götürmüş. Erbane çalan, şarkı söyleyen ve derslerinde başarılı olan kızı, çatışmalar başladığından beri sürekli tedirgin bir ruh hali içine girmiş. Doktor, çocuğa antidepresan ilaç vermiş. “İlaçların faydası olacak elbet, ama kızıma asıl Umut Işığı’ndaki ortam iyi gelecek” diyor.
Oysa Umut Işığı’nın bir yeri yok, en azından şimdilik. Çatışmalar, sokağa çıkma yasakları bittiğinde kapılarını açacak yeniden, ama o zaman kadar haftada bir kez, değişik mekânlarda çocukları bir araya getirmeye çalışıyor.
Bir araya gelen çocukların kendilerini iyi hissettikleri her hallerinden belli. Eski dostlar bir araya gelmiş gibi birbirlerine dokunarak hasret gideriyorlar ve eğitmenlerinin önerdiği oyunlara katılıyorlar. Halat çekme yarışı da yapıyorlar, halay da çekiyorlar. Bütün oyunları eğitmenleriyle birlikte yapıyorlar ve eğitmenler çocuklardan daha çok eğleniyor gibi bir izlenim bırakıyorlar. Doğrusu da bu galiba, eğitimler bu buluşmada keyifli saatler geçirmese, çocukların stres atması pek mümkün değil.
Öğlen yemeğini birlikte yiyoruz çocuklarla. Yemekten sonra resim çizecekler ve oyuna devam edecekler. Akşam arkadaşlarından ayrılıp yeni taşındıkları boş evlerine ya da akrabalarının yanına dönecekler. Bir dahaki etkinliğe kadar. Bir dahaki etkinlik-buluşma ne zaman sorusunu Neriman Dinçkan, “Çocuklar için uygun bir mekân bulduğumuzda” diyerek cevaplıyor. (VE/HK)
* Fotoğraflar: Vecdi Erbay