Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doç. Dr. Elçin Macar, Trabzon Sümela Manastırı'nda, 88 yıl sonra, Rum Ortodoksların ayin yapmasına izin veren AKP'nin azınlıklara karşı eşit yurttaşlık haklarını gözeterek değil, Osmanlı döneminde olduğu gibi "korumacı" yaklaştığını söyledi.
Macar Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) azınlıklara karşı farklı bir politika izlediğini belirtti:
"Hükümet, Sümela'da nüfus mübadelesinden sonra ilk kez ayin yapılmasına izin vererek, Ortodokslara ve Yunanistan'a 'biz azınlıklarla barışıyoruz' mesajı veriyor. Bu ayin, AKP'nin önceki hükümetlere göre farklı bir politikası izlediğinin göstergesi. Ancak AKP hükümeti bunları adeta Osmanlı dönemindeki gibi adalet dağıtma zihniyetiyle, azınlıkları hoş gören, onları korunması gereken varlıklarmış gibi kabul eden bir politika yürütüyor. Eleştirilmesi gereken esas nokta bu. Çünkü bu, çağımızda kabul edilebilir bir politika değil. Yukardan bakış bırakılıp azınlıkların Cumhuriyetin eşit yurttaşları olduğu, herkes kadar hakları olduğu teslim edilmeli. Ancak bu eşitlikçi anlayışın, hükümet politikasından yeterince hissedilmediğini düşünüyorum."
Karşılıklı selamlaşma
Ayini yöneten Fener Rum Patriği Bartholomeos'un konuşmasında "Manastırı gönülden destekleyen Osmanlı padişahlarının anılarına dua etmeye geldik" demesiyle ilgili ise Macar şu yorumu yaptı:
"Patriğin padişahlara atfı yeni bir şey değil, Osmanlı döneminde 'millet sistemi' denilen sistemde haklarının ve durumlarının cumhuriyet dönemine göre daha iyi olduğunu sık sık vurguluyor. AKP'nin de Osmanlıya bol atıf yapan bir hükümet olduğu düşünülürse karşılıklı bir selamlaşmadan bahsedilebilir."
MGK politikasi değişiyor
"Sümela'da yapılan ayin son 10 ila 15 yıldır yürütülen bu politikanın gözden geçirildiğini, en azından bu politikanın değiştirilmesi yönünde adımlar atıldığını gösteriyor" diyen Macar, şöyle devam etti:
"Rahmi Koç'un, 1997'de organize ettiği çevre toplantısı kapsamında, Karadeniz limanlarına uğrayan geminin Trabzon'a çıkması engellenmişti. Bizzat İçişleri Bakanlığı, bir yazıyla valilikten geminin Trabzon'a çıkmasını engellemesini resmen istemiş olduğu ortaya çıktı. Milli Güvenlik Kurulu da dışarıdan gelen ve Sümela'yı ziyaret eden Ortodokslar ile Rumca konuşulan köylerdeki gençleri Yunanistan'a götürüp 'Yunanlılık bilincini' öğretme faaliyeti yürüten Yunanistan'a karşı bölgeyi hassas bölge ilan etmişti. Bölgedeki milliyetçilik konusunda hassas kesimler ise teyakkuza geçirilmişti. Bu devlet politikası olarak son 10 - 15 yıldır bölgede yürütülüyordu. Şimdi bu değişmeye başlıyor. Sümala dışında Kapadokya ve Demre'deki kiliselerin senede bir yıl ibadete açılması, başbakan Erdoğan'ın bir anlamda itiraf niteliğindeki azınlıklarla ilgili genelgesi bütün bunların adımları."
Macar 1923'te Lozan Anlaşması ile yaşanan nüfus mübadelesi sonrası Karadeniz'deki bütün Rumlar Yunanistan'a gittiği için Sümela'da ayin yapacak cemaatin kalmadığını, manastırın daha sonra müze yapılarak ibarethane statüsünden çıkarıldığını belirtti. (SP)