Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Jandarma Genel Komutanlığı'nın talebiyle erişimi engellenen 136 adresten sadece bianet.org'un engelinin "sehven" denilerek kaldırılması sulh ceza hâkimliklerinin işleyişini ve bu kararların alınma sürecini yeniden gündeme getirdi.
TIKLAYIN - bianet'in Tüm İçeriğine Engelleme Kararı
TIKLAYIN - bianet'in Engellenmesi Kararı Sehven, 135 Adres Hâlâ Yasaklı
"245 binden fazla site engelli"
Engelli Web platformunun kurucularından Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Türkiye'de 2007'den beri erişime engelleme yapıldığını belirterek şunları söylüyor:
"2018 yıl sonu itibariyle 245 binden fazla web sitesinin erişime engellendi.
150 bin kadar URL adresi engellenmiş ki bunun içinde haber siteleri de var, sosyal medya içerikleri de var. Bununla birlikte URL engelleme sayısı 200 binden fazla. Ancak birçok içerik sağlayıcı içerik engelleme kararı geldikten sonra haberlerini kaldırdıkları için bu rakam 150 bin civarında...
"İtiraz makamı da kapı komşusu"
Sulh ceza hâkimlikleri 2014'te işin içine girdi. Daha önce yoktu. Şubat 2014'te yapılan köklü değişikliklerden sonra sulh ceza mahkemeleri kapatıldı. Yerine sulh ceza hakimlikleri getirildi.
Eski sistemde sulh ceza mahkemesi bir karar verdiği zaman bir üst mahkemeye yani asliye ceza mahkemelerine itiraz ediliyordu. Bir kontrol mekanizması vardı. Yeni sistemde mesela Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği bir karar verdiği zaman itirazı kapı komşusu Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğine yapıyorsun. Yani aynı seviyede bir hakimlik tarafından değerlendiriliyor itirazlar.
"İnternet kararlarının çoğu karbon kopya"
Sulh ceza hakimliklerinin yetkileri sadece erişim engelleme kararlarıyla sınırlı değil. Tutuklama ve gözaltı kararları da sulh ceza hakimlikleri tarafından veriliyor ve dahası trafik suçlarıyla ilgili kararlarda bu mahkemeler tarafından veriliyor.
İstanbul ve Ankara'ya baktığımız zaman ortalama senede 8 bin – 9 bin tane karar veriyor sulh ceza hakimlikleri. Çok ciddi bir iş yükü altında bu mahkemeler.
İnternet kısmına geldiğim zaman da bu kararların çoğu karbon kopya. Yani kes yapıştır usulü bir birinin aynısı kararlar. Sadece kararın alındığı tarih ve isimler değişiyor.
Dolayısıyla gerçek anlamda bir kontrol mekanizması ya da kararların içinde yazan adreslerle ilgili bir değerlendirme yapılmıyor. Çok iş yükü var. Ama işyükünü de bahane edemeyiz. Çok fazla iş yükü olduğu için bu kararlar bu şekilde veriliyor diyemeyiz.
"Alt alta 350 adresin olduğu karar da gördüm"
Bütün bu kararlar kağıt üzerinde veriliyor. Bir dosya sunuluyor sulh ceza hakimliğine. Alt alta yazılmış onlarca adres. 350 tane adres yazan karar gördüm. Dosyanın içinde çıktılar oluyor. Hakimler o eklere bakıyorlar mı bakmıyorlar mı hiç belli değil.
Şunu söylemeye çalışıyorum. Hakimler dosyaya baksalar bunları en azından ayıklama fırsatları olur. Ama bakmadan kes yapıştır usulü bu kararları veriyorlar. Bir taleple uygulamak bu kadar kolay işte.
"bianet'in 45 URL'si engelli"
bianet'in birçok URL'si erişim engelli. Daha önce AYM'de kazandığı iki dava var. Ama o tip engellemeler sıklıkla yapılıyor. Erişim engelleme konusunda Engelli Web raporumuzda da belirttik, her sene 12 bin tane karar alıyor sulh ceza hakimlikleri. Her sene bu kararların sayısı da artıyor.
bianet'in 45 URL'si engelli şu an. 2018 sonu itibariyle 43 taneydi. Her haber sitesinde bu şekilde kararlar var.
"Diyanet İşleri'nin bile engelleme yetkisi var"
Sağlık Bakanlığı'ndan Spor Toto'ya kadar Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Sermaye Piyasası Kurulu'na kadar bir çok kuruma erişim engelleme kararı alma yetkisi verilmiş mevzuatta. Bunları çok fazla duymuyoruz. Mesela TJK ve Milli Piyango idaresi kumar siteleriyle ilgili karar alıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bile erişim engelleme yetkisi var. Ama ağırlıklı olarak kararlar sulh ceza hakimliklerinde. Dolayısıyla geniş kapsamlı bir yetki söz konusu.
Bilişim Teknolojileri Kurulu (BTK) 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" 8. maddesi kapsamında karar alabiliyor. Fakat kurumun aldığı kararlar da sulh ceza hakimliklerinin onayına tabii.
Nihai kararı sulh ceza hakimlikleri veriyor. Kişilik haklarının ihlali ile ilgili verilmiş kararlar var. Onların hepsini sulh ceza hakimlikleri veriyor.
"Kararlar tebliğ edilmediğinden itiraz süreci geçiyor"
Kararların tebliğ edilmemesininin hiçbir yasal dayanağı yok aslında. Karar tebliğ edilmeyince savunma hakkımız kısıtlanmış oluyor. Hakimliğe gittiğimizde diyorlar ki, "Karar kesinleşti, vaktinde itiraz etmediniz." İyi de bana tebliğ edilmiş bir karar yok ki. O sürenin benim açımdan işlememesi lazım. Ama 7 gün içinde itiraz etmezsen karara itiraz edemezsiniz diyorlar. O kadar çok sorun var ki sistemde.
"Gelen talepler sistematik olarak kabul ediliyor"
Mahkemeler gelen talepleri sistematik şekilde kabul ediyorlar. İçişleri Bakanlığı mı talep etti? 'Kabul ediyorum.' Jandarma mı talep etti? 'Kabul ediyorum' diyor mahkeme. Sulh ceza hakimlikleri devlet kurumlarının arka kapısı gibi çalışıyorlar. Daha doğrusu noter merci gibi çalışıyorlar. Çünkü noter ne yapar? Onaylar. Önüne gelen tüm engelleme kararlarını onaylıyorlar. Reddedilen tek bir talep dahi yok. Sistemden kaynaklı pek çok sorun var."