Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamı davasının 18. duruşması başladı.
Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Çorlu Tren Katliamı Aileleri eylem yaptı. Santral’den duruşmanın yapıldığı Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne yürüdü. Ailelere, avukatlar ve dayanışma için gelenler eşlik etti.
Yürüyüşte "Hak hukuk adalet", "Kaza değil cinayet" "Çorlu'nun hesabı sorulacak" sloganları atılırken çevre sakinleri de ailelerin sloganlarına eşlik ederek destek gösterdi. Yürüyüş sonunda da basın açıklaması yapıldı.
9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda’yı kaybeden Mısra Öz, aileler adına konuşarak katliamın göz göre geldiği, ihmallerin aşikar olduğu belirtti. Sanıkların bilinçli taksir ile değil olası kast ile cezalandırılmaları gerektiğini anlattı.
Davanın 5 yılı aşkın süredir devam ettiğini hatırlatan Öz “Bir hukuk öğrencisi bu sürede okulunu bitirmiş, stajını yapmaya başlamış olurdu. İçerideki 13 sanık bir gün dahi tutuklu yargılamadı. Biz bugün mahkemeden olası kastla ceza aldıklarını görüp, tutuklanıp evlerine ve ofislerine değil cezaevlerine gitmelerini istiyoruz. Bu katillerin korunmasına tahammül edemiyoruz" diye konuştu.
Eylemde ayrıca katliamda hayatlarını kaybedenlerin isimleri de okundu. Ardından duruşma salonuna geçildi. Duruşma saat 10.00 civarında yoklama ile başladı.
Duruşmanın başında TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan’ın avukatı soruşturmanın genişletilmesine yönelik yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etti. Mahkeme bu talebi reddetti. Ardından iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını tekrar okudu.
"İhmaller devam ettiği sürece başkalarının da canı yanacak"
Daha sonra da aileler söz aldı:
Aysun Köse: Benim kızım bir daha dünyaya gelmeyecek, ölene kadar onun acısıyla yaşayacağım. Aynı ihmaller devam ettiği sürece başkalarının da canı yanacak. Başka çocukların ölmesini engelleyemiyorsak benim başka söyleyecek sözüm kalmamıştır.
Ekrem Tuna: Çocuklarım öksüz kaldı, dört yıldır psikolojik tedavi görüyorum. Yaşıyorum derlerse yaşıyorum işte. Makinistler kazadan sonra tanınmamak için kaza alanını terk ettiler. Altı senedir cehennemi yaşıyorum.
Funda Dikmen: Bana kalırsa kısasa kısas istiyorum. Buradaki sanıkların 11 saat vagonların altında kalmasını ve can vermesini istiyorum. Bunun olmayacağını biliyorum. En ağır cezaları almalarını istiyorum.
Hüseyin Şahin: Kanunları anlattınız yıllardır, TCDD bağlı olduğu mevzuata uymamıştır. Sanıkların olası kasttan ceza alması gerekiyor. Ben avukat değilim, burada avukatlar baro başkanları var. Onları dinleyin.
İsmail Kartal: Katliam yaşandığı gün afet planlarının işlemediğini gördük. Helikopterle alelacele indirilen bilirkişi raporu biliyoruz. Mahkemeden talebim yargının önünü açmanız.
Mısra Öz: 6 yıldır oğlumun acısını yaşıyorum. Sizlerin de oğlu olabilirdi. Biz yıllardır sizi hukuk çerçevesinde anlamaya çalıştık. Siz bizi hiç anlamaya çalışmadınız. Buraya tanık olarak bile getirmediğiniz Genel Müdür ve Yardımcılarına biz de ulaşamadık, onlar şirketlerini kurdular, hayatlarına devam ettiler. Mümin Karasu'nun tutuklanması kararını verdiğiniz ve ön beş gün tutuklu kaldığı sürede bile başımızı yastığa rahat koyduk. Hükmünüz belli değiştirebileceğinizi zannetmiyorum. Madem burada üst makamları göremedik, bari bu sanıklar bu salondan ellerini kollarını sallayarak çıkmasınlar. Olası kasttan ceza alıp tutuklanmalarını istiyoruz. Aksi halde geçmişte birilerini öldüren yarın başkalarını da öldürebilecek kişilere göz yummuş olursunuz.
Zeliha Bilgin: Bu iş bilmezlerin gözümün önünden kelepçe vurularak gitmesini istiyorum. Ben morgda dört kişinin acısını gördüm. Altı yılın sonunda bizler manevi mahkum edildik. Ne olurdu işinizi yapsaydınız, bugün çocuğum sömestr tatilini yapacaktı. Bizi anladığınızı düşünüyorum çünkü hepimiz kalp taşıyoruz. Ben de çalışıyorum ve işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Bedduayla yatıp bedduayla kalkıyorum. Vereceğiniz kararlardan umutluyum.
Emine Canbaz: Bir yeğenimi annesinin montunda büyüttüm, kokusunu alsın diye. Diğer yeğenimde ömür boyu trenin izleri kaldı. Ben sanıkları kelepçeyle görmek istiyorum.
Ercan Cesur: Müftülükten emekliyim. Görevim icabı çok cenaze yıkadım ancak genç yaşta bana kardeşimin cenazesini yıkatanların en ağır cezayı almasını istiyorum.
Özen: Demiryolu ulaşımını piyasalaştırma ve özelleştirme hamleleri
Ailelerin beyanlarının ardından avukatlar konuşmaya başladı. Avukat Yalçın Deniz Özen esasla ilgili konuşmadan demiryolu işletmeciliğinin parça parça şirketleşmesi ve piyasalaşması sürecini anlattı.
Deniz "Tüm bu yaşananlar, karşımızda örgütlü, sistematik bir irade olduğunu, devletin temel görevi olan kamu hizmetini piyasalaştırıp, yurttaşın canı ile maliyet hesabı yapanın da bu sosyal cinayet düzenini besleyip failleri saklayanın da aynı irade olduğunu gösteriyor. Bu irade, bu katliamın gerçek faillerini karşımıza çıkarmak yerine, katliamda hayatını kaybedenlerin yakınlarını, meslektaşlarımızı, gazetecileri, milletvekillerini sanık diye karşımıza getiriyor" dedi. “Katliam derken yalnızca slogan atmıyoruz” diye konuştu:
Avukat Yalçın Deniz Özen: Kamu hizmetini piyasalaştırıp, yurttaşın canı ile maliyet hesabı yapıldı
Akçay: Sorumlu TCDD Genel Müdürlüğü
Avukatlardan Akçay Taşçı kapsamlı bir yargılama yapılmadığını söyledi. Ailelerin eylemleri ve kamuoyu baskısıyla dava açıldığını belirten Taşçı, “Savcı bize dört tane yem verdi” dedi.
Sanıkların sorumluluğun TCDD Genel Müdürlüğünde olduğunu belirtip, esas sorumluların yargılanmadığını aktardı.
Taşçı “Bu kurumda çalışan insanların liyakatli olması gerekiyor. Mümin Karasu mühendis eğitimi alan bir insanın yapması gereken işi yapmaktaydı. Burhan Ortancıl bulunduğu pozisyon itibariyle gerekli eğitimi almamıştı. Bu liyakatsizlikleri sorumlusu TCDD’dir. Bilirkişi raporlarına göre öngörülemeyen bir yapış yağmadı ve menfez ömrünü tamamlamıştı. Herhangi bir sanığın münferit bir eyleminden bahsetmiyoruz. Genel Müdürlük tarafından herhangi bir belirleme yapılmadığından biz burada bir kakafoni halinde menfezi kimin kontrol etmesi gerektiğini tartıştık. Eğer 25 insanın ölümüne ilişkin hakkaniyetli bir yargılama yapacaksak Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu, Ümit Ulvi Canik, Veysi Kurt, İsa Apaydın sanık koltuğuna oturmalıdır” diye konuştu.
İşler: Sanık edemediklerimiz de yükümlü
Avukatlardan Evren İşler, her halükarda TCDD'nin trenlerin raydan çıkmamasını, kimsenin ölmemesini sağlamakla yükümlü olduğunu söyleyip "TCDD yükümlülüklerini yerine getirmeyip yaşam hakkını ihlal ettikleri için olası kastla sorumludur" dedi.
"Sanıklar ve sanık edemediklerimiz, her türlü önlemi alıp balast katmanının akmasını ve trenin raydan çıkmasını önlemekle yükümlüler" diye konuştu.
Avukat Evren İşler: Durumu biliyorlar hiçbir önlem almadılar
Avukatların beyanlarının ardından mahkeme duruşmaya ara verdi. Aradan sonra sanıklar söz aldı. Gece geç saatlere kadar devam eden duruşmada karar çıkmadı. Bir sonraki duruşma 29 Şubat'ta saat 09:00’da.
(HA)