Suçun sorumlusu çocuk değil
Geçtiğimiz hafta Muğla Akyaka'da çocuk hakları projesi kapsamında UNICEF ve bianet işbirliğiyle yerel medya mensupları biraraya geldi. Katılımcılardan bir muhabir, toplantının ardından yazdığı haberinde, gazeteciler olarak hem kullanılan dile dikkat edeceklerini hem de önümüzdeki altı ay içerisinde çocuk haklarını gözeten haberlere daha fazla özen göstereceklerine söz verdiklerini yazıyor.
Söz... Eminim ki, her habercinin önce kendine sonra da topluma verdiği söz adı altındaki bir görev... Haberin takipçisi medyanın takipçisi olarak vatandaşlara da bir görev düştüğü kesin...
Siz siz olun; 18 yaşından küçüklere uygulanan şiddeti, yasak olmasına rağmen çalıştırılmalarını, üzerlerinden haksız kazanç sağlanmasını ailesi ya da yakınları tarafından şiddet görmesini ve bunun gibi pek çok sorunu görmezden gelmeyin. Vakit gözümüzü dört açma duyarlılığımızı tüm toplumun huzuru güvenliği ve mutluluğu için sağlayabilme vakti...
"TEKETEK": Denkler arası olmayan bir program
Fatih Altaylı'nın programına takıldım ve öylece kalakaldım. Ekranda yüzü maskeli bir çocuk. Evet çocuk. Maske, oyun yaşındaki çocukların renkli ve cıvıl cıvıl maskelerinden farklı. Gri. Sevimsiz. Beni neden bu kadar rahatsız etti bilemiyorum. Ancak Diyarbakır'da yaşayıp defalarca İstanbul'a hırsızlık yaptırmak üzere çeteler tarafından kaçırılan çocuğun, gazeteci abisi karşısında daha bir savunmasız olduğunu düşündüm.
Fatih Altaylı soruyor, çocuk yanıt veriyor. Sorular kısa ve net. Olay anlarına, nedenlere, çetenin kim ya da kimler olduğuna, nasıl insanlara benzediklerine, ailesine polis tarafından teslim edilmesine rağmen neden, nasıl olup da kaçırıldığına... İlk hırsızlığı nasıl yaptığına kaç dolar "çarptığına"...
Altaylı soruyor çocuk yanıtlıyor. Babası da çocuğunun kaçırılmasını teslim edilmesini anlatıyor ve tüm ailelere çocuğunuzu yakından takip edin diyerek polisin her türlü yardımda bulunduğunu hatırlatıyor. Evet topluma bir mesaj verebilmek adına önemli bilgilendiren bir program olması hedeflenmiş belli ki...
Ancak böylesi durumlarda çocukla mümkün olduğunca doğal mekanında röportaj yapılmalı, stüdyo ortamı tercih edilmemeli. Bu; çocuk haklarıyla uğraşan kurum ve kişilerin olduğu kadar uluslararası kuralların ve çocuk haberciliğinin de gereği... "Bizimle gelmezsen ailene zarar veririz" tehdidi en büyük silahları olan çeteleri çökertmeye aracılık edebilir mi bilinmez.
Ancak bilinmesi gereken bir şey var ki, tüm bu badireleri atlatan ve yaşından oldukça büyük bir hayat deneyimiyle konuşan çocuk yoğun bir baskı altında. Beni incitti ve biraz daha dikkat demeye teşvik etti.
Çocuğa kelepçe kabullenilemez
Emniyet Genel Müdürlüğü geçtiğimiz günlerde bir rapor yayımladı ve artan suç oranlarının nedeninin polisin yetkilerinin kısıtlanmış olmasına bağladı. Polisin istediği yetkiler içerisinde çocuklara kelepçe takılmasına ilişkin yasağın kaldırılması talebi de yer aldı.
"Çocuk hakları savunucuları, suça itilen çocukların sayısındaki artış ve güvenlik gerekçeleriyle kelepçe yasağının yeniden gündeme getirilmesinin, problemi çözmekten çok, çocukları suça iten nedenlerin üstünü örtmeye yönelik politikaların uzantısı olduğu görüşünde birleşti..."
Çocuk Koruma Kanunu'nun "çocuğun nakli" başlıklı maddesi ne diyor: "Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını, kendisin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemler alınabilir."
Yasaya rağmen, uygulamada sıkıntılar olduğunu belirten uzmanlar, uyarıyor: Çocuk suçlu tanımını kullanmayın. Suça teşvik edildiklerini ve sorunların çözümünün kelepçe takmakta olmadığını da unutmayın. (ÖÖ/KÖ)