"Suçlu" etiketini taşıyan çocuklarla böylece tanışan, yoksunluk içindekilere yardımcı olmak amacındaki Dostlar Dayanışma Derneği, 1992 yılında özgürlüğünden yoksun bırakılan çocuklar için daha yoğun ve odaklı çalışılabilmek amacıyla Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı'nın (TÇYÖV) da kurulmasının temellerini atmış oldu.
Bugün her iki sivil toplum örgütü el ele, yasalarla sorunu olan çocukların ve gençlerin toplumsal yaşama etkin ve üretken olarak katılmalarına destek amacıyla çalışıyorlar.
Avludaki küçük adımlar
"Düzgün bir ailemiz olsaydı, burada olmazdık" sözleri dökülür birinin dudaklarından. Bir diğeri ise, "Bana sırtını dönmeseydi; belki burada olmazdım" diye özetler durumunu. "Bu sözlerim okumuş büyüklerime, yani siyasi büyüklerime. Rayları bozuk bir yoldan geçen tren elbet bir gün raydan çıkar. Ve hem kendine hem çevresine zarar verir. Ama raylar onarılırsa, tren raydan çıkmaz. Ne kendine zarar gelir ne de bir başkasına".
"Avludaki Küçük Adımlar" adlı televizyon programı, bu sözlerle başlıyor. O küçük adımlardan birinin sahibi, içinde bulundukları durumu özetliyor. Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı da (TÇYÖV), hem rayları hem de raydan çıkan trenleri onarmaya çalışıyor.
Vakıf topluma, "Suçlu çocuk yoktur. Suça itilmiş çocuk vardır. Çünkü suç işlemesine neden olan etmenler çocuğun elinde değildir. O koşulları yaratan toplum olduğuna göre, çözmesi, gereken de odur. Bu çözüm de çocuğa ceza vererek olmaz" mesajını veriyor.
İnsanları çocuk suçluluğu konusunda bilinçlendirmeyi hedefleyen vakıf, çareyi sokakta ararken, kendilerim demir parmaklıklar arkasında bulan çocuklara "kucak" açıyor.
"Herkes bir işin ucundan tutabilir ve herkesin doğru zamanda yapabileceği bir şey vardır" ilkesini benimseyen vakıf, çocuklara toplum tarafından yapıştırılan "suçlu etiketi"nin izlerini silmek için çalışıyor.
TÇYÖV Ankara Koordinatörü Emrah Kırımsoy, "Bir şekilde mahkemeyle ilişkileri olduğu zaman çok büyük bir etiketin altına giriyorlar. O etiketi yok etmek çok fazla enerjilerini tükettiği için çoğu zaman pes ediyorlar. O etiketin oluşmamasını sağlamak için bir şeyler yapmak gerekiyor.
Ama o da biraz zor olacağa benziyor. Çıktıklarında ya da süreç içerisinde bir kere bir gömlek giyiyorlar, 'Ben artık böyleyim' şeklinde. Yeni bir hayata başlarken, bir işe, çevreye girmekte çok zorlanıyorlar. Çünkü herkes onlara 'Daha kötüsünü de yapabilirler' diye bakıyor. Aslında en büyük gereksinimleri, bir şekilde kucak açmak" diyerek çocukların durumunu özetliyor.
Suç işleyen çocuklara ilişkin ceza sisteminde "ara basamakların olmaması" en büyük eksiklik, Emrah Kırımsoy'a göre:
"En büyük problem o Türkiye'de. Mağdurun zararının tazminine yönelik bir çalışma yapılmıyor. Mağdurdan özür dileme ya da çalışma yükümlülüğü getirme gibi, bazıları bir hastanede, huzurevinde çalışabilir. Ara basamaklar olması gerekiyor. Yasalarda bu çocukların bakım ve gözetimiyle ilgili merkezlerin de kurulması öngörülüyor. Ama bu merkezler yok".
Gençlik Eğitim Merkezi
TÇYÖV İstanbul'da tutuksuz yargılanan ya da tahliye olan gençlere yönelik destek hizmetler üreten "Gençlik Eğitim Merkezi Projesi" ile bir ilki gerçekleştirdi. 1997 yılında açılan ilk ve ne yazık ki hâlâ tek olan bu merkezde İstanbul Çocuk Mahkemesi'nden yönlendirilen çocuklara Bireysel Gelişim Programları hazırlanıyor ve uygulanıyor.
Aslında bir şekilde "gözetim süreci" işletiliyor. Gençlerin gereksinimlerinden yola çıkılarak hazırlanan plan çerçevesinde psikolojik destek, öğretim, bilgi ve beceri geliştirme, meslek edindirme alanlarında çalışmalar yapılıyor. Uzman ve gönüllülerin birlikte çalıştıkları bu merkezde ailelerle de işbirliği yapılıyor.
İlk önce aile ziyaretleri yapılıyor. Çocukla ilgili gelişmeler hakkında bilgi veriliyor, sonra aileler davet edilip onlara "Ergenlik Psikolojisi", "Toplum Kaynaklarından Nasıl Yararlanabiliriz?" gibi başlıklar altında küçük seminerler düzenleniyor.
Bazen hafta sonu, anneler daha çok, gelip, çocuklar için yemek yapabiliyor. Gönüllüler aracılığıyla sosyal programlar oluşturuluyor. Gençlerin akademik ya da mesleki eğitimini sağlamak, sosyal çevresini değiştirmeye katkıda bulunmak; tabii gencin istediği ya da izin verdiği oranda.
Mahkeme kanalıyla merkeze yönlendirilen çocuklarla ve gençlerle, bundan sonraki yaşamlarına yeniden bir yön veriliyor. Gelecekleri şekillendiriliyor, karşılıklı "sözlü bir kontrat" oluşturuluyor. Eğitim Merkezi içinde oluşturulan Bilgisayar Atölyesi'nde ise hem mahkemece yönlendirilen çocuklara hem de ekonomik olanakları az olan ailelerin çocuklarına yönelik olarak bilgisayar ve muhasebe kursları veriliyor.
Ergen Danışma Birimi de, tutukevlerinden ve ıslahevlerinden yönlendirilen çocuklara yönelik olarak çalışıyor. Daha çok tahliye sonrasında ev, iş ve eş arayan gençlere yol gösteriliyor.
Özgür Eğitim Köyü
Özgür Eğitim Köyü ise vakfın bir hayali. Ailesi ile birlikte yaşayamayan ya da bulunduğu ortamdan uzaklaşması gereken çocuklar için ekolojik yaşam planı doğrultusunda yapılandırılması düşünülen bir eğitim projesi.
Ayakları üzerinde durmayı başaracağını hissedenlerin "Artık ben gidiyorum" diyecekleri, ama bağlarını da koparmayacakları bir yaşam biçimi. Bu hayalin gerçekleşmesi için vakfın biraz daha güçlenmesi gerekiyor. Mekân arayışları ise sürüyor.
Sporla rehabilitasyon, fotoğraf, koro, resim, duvar boyama gibi etkinlikler ise, tutukevlerindeki ve ıslahevlerinde -çocukların içinde bulundukları dört
duvarda- bir pencere açmak amacıyla yapılıyor.
TÇYÖV tarafından üçer aylık projeler şeklinde düzenlenen etkinlikler, gönüllülerin katılımlarıyla her gün yeni bir boyut kazanıyor. Bu etkinliklerden biri de Edebiyat ve Şiir Atölyesi. Bu fikir de aslında çocukların kendilerinden çıkmış.
Yine onlar yön vermiş atölye çalışmasının işleyişine. Temel çatı ise, "Kendilerini nasıl ifade edebileceklerini öğretmek" üzerine kurulmuş. Okuma yazma bilmeyenler de işin içinde olunca, söyleşi biçiminde sürmüş çalışmalar. Ama meyvelerini vermeye başlamış. Demir parmaklıkların arasından doğan şiir, öykü ve romanlar, onların özgürlüğe uzanan elleri olmuş bir anda.
Çocukların suça yönelmelerini önlemek amacıyla onların akran gruplarıyla da çalışmalar sürdüren vakıf, aile bireylerine yönelik insan hakları eğitimi konularında da projeler geliştiriyor.
Risk bölgelerinde çocuk suçluluğunu önlemek amacıyla sosyal destek hizmet ağının yapılandırılması hedefleniyor. "Çocuk ve Suç" konulu sempozyumlar düzenlenerek, çocuk suçluluğuna yönelik akademik çalışmaların nitelik ve niceliğinin artırılması ve çocuk hakları alanında ortak bir dil oluşturulması sürecine katkıda bulunulması öngörülüyor.
Çocuk ceza adalet sistemini iyileştirmek, vakfın temel hedefi. Bu çerçevede yasal düzenlemelerin, personelin, yeni hizmet modellerinin ve çocuk bilgi ağının oluşturulması gerekiyor.
TÇYÖV, toplumun aynası olan demir parmaklıkların ardındaki çocukların "kabul edilmeye, rehberliğe, korunmaya ve savunulmaya" gereksinimi olduğuna dikkat çekiyor. "Dışlama, yok sayma. Cesaret et, elini uzatmaya" mesajı vererek, gönüllülerin katkılarını bekliyor. Gelin, siz de çözümün bir parçası olun. (GI/EÜ)
* Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı'na 0216 414 90 78 ya da 0312 425 26 91 numaralı telefonlardan ulaşılabilir.