Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu'nun düzenlediği toplantıda bir araya gelen su hakkı savunucuları, suyun doğaya ve halklara ait olduğunu, kapitalistler devletler dahil, hiç kimsenin ve hiçbir kurumun mülkiyetine ter edilemeyeceğini vurguladı.
Meslek örgütleri, aktivistler, temiz suya erişim isteyen örgütler, su dağıtımı alanında çalışan örgütler ve sendikaları, yaşam alanlarının ve kültür varlıklarının barajlar tarafından yok edilmesine karşı çıkanlardan oluşan katılımcılar, ortak bildirgelerini yayınladı.
Su hakkı savunucuları "Bizler, suyun bitkiler, hayvanlar ve insanlar tarafından nasıl ve hangi koşullar altında kullanılacağının 'seçilmişler' ya da 'özel çıkar sahipleri' ya da suyu sermaye birikimi için talep edenler tarafından değil, yalnızca yaşamak için savunanlar tarafından belirlenmesini talep ediyoruz" diyor.
"Dünya Su Forumu yasasını iptal edin"
Dünya Su Konseyi'nin düzenlediği ve Mart 2009'da İstanbul'da gerçekleşecek Dünya Su Forumu'nun, bir yandan "su haktır" derken aslında suyun nasıl ticarileştirileceğini planlayanların etkinliği olduğunu söyleyen Platform, bildirgede karşı çıktıklarını şöyle özetliyor.
17,5 milyon avro bütçe: "Bütün dünyanın derin ve etkilerinin yıllarca devam edeceği belirtilen bir ekonomik bunalımdan geçtiği bugünlerde, Türkiye hükümetinin Mart 2009’da yapılacak 5. Dünya Su Forumu toplantıları için 17,5 milyon avro bütçe ayırmasını kabul etmiyor, bunu düzenleyen yasanın derhal iptal edilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizi duyuruyoruz."
Su mal değil, hak: "Evlerimize takılmaya başlanan kontörlü su sayaçları ve suyun maliyetini aşan fiyatlarla topluma verilmesi kabul edilemez. Yaşam için gereken su ticari bir mal değil, bir haktır."
"İnsanların aldatılmasına izin vermeyeceğiz"
Platform, yapacaklarını da şu cümlelerle duyurdu:
Barajlar: Suyun ve enerjinin ticarileştirilmesi amacıyla kurulan ve kurulacak olan tüm barajların yapılmasına karşıyız. Munzur, Hasankeyf, Allianoi ve Karadeniz bölgeleriyle ilgili projelerin derhal durdurulması için dünyadaki diğer su hareketleriyle birlikte yürüttüğümüz mücadeleleri genişleterek devam ettireceğiz.
Yeni teknoloji: Suya erişimi olmayan halkların yıllardır çekmekte olduğu insanlık dışı uygulamalara son vermek için, doğaya zarar vermeyen teknoloji ve buluşların uygulamaya konması için mücadele edeceğiz.
Su havzaları: Bütün su havzalarının koruma altına alınması ve mevcut havza işgallerine son verilmesi için çalışacağız.
Tarım: Yaşamlarını geçimlik tarım yaparak sürdüren küçük çiftçilerin, sulama kanallarına takılan kontör bedelleri altında bir kez daha ezilmesine seyirci kalmayacağız. Akarsuları, gölleri, göletleri şirketlere teslim ederek, sadece parası olan çiftçilerin suya erişimine neden olacak olan su özelleştirmelerine göz yummayacağız.
Gerçekler: Suya ulaşamayanların, "sizi suya kavuşturacağız" benzeri söylemlerle aldatılmalarına izin vermeyeceğiz. Dünya Su Forumu'nun tek derdinin suyun bir piyasa malı haline getirilmesi olduğu gerçeğini halklarla paylaşacağız.
Su hizmeti emekçileri: Belediyelerin su hizmetlerinde görevli ücretlilerin işsizleştirilmesine ve güvencesizleştirilmesine karşı, ortak örgütlenmeler yoluyla mücadele edeceğiz.
Sağlık: Suyun ticarileşmesi sonucunda toplumsal ölçekte artacak zehirlenme, bebek ölümleri, salgın hastalıklar ve sakat doğumlar benzeri sağlık riskini önlemek amacıyla, ticarileşme sürecini bizden önce yaşayan ülkelerin örneklerini daha yakından izleyecek, gecikmeden toplumla paylaşacağız. (TK)
* Bildirgenin tam metnini görüntülemek için tıklayın.