Su Hakkı Kampanyası hazırladığı raporda, aylık su faturasına, damacana suya, ne kadar ödediğimizi, su faturasının içinde ne gibi kalemlere ne kadar ödendiğini araştırdı.
İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir’in baz alındığı raporda dört kişilik bir ailenin harcadığı 10 metreküp su üzerinden aralık 2015 faturaları incelendi. Cezayir Toplantı Salonu'nda yapılan toplantıya eski milletvekili Melda Onur da katıldı.
Buna göre,
Suyun bedelinin en yüksek olduğu il İstanbul (40,8 TL) en düşük olduğu il İzmir (13,5 TL)
Suya eklenen vergilerin en çok olduğu il Ankara (7,5 TL) en düşük olduğu il İzmir (5,96 TL)
Su faturasına eklenen maliyet unsurlarının en yüksek olduğu il İzmir (28,44 TL) en düşük olduğu il İstanbul (4,08 TL)
Su faturasının en yüksek olduğu il Ankara (62,69 TL) en düşük olduğu il Bursa (44,23 TL)
Su faturasında maliyet ve vergilerin oranı sırasıyla İzmir’de %72, Ankara’da %47, Bursa’da %40 ve İstanbul’da %20.
Su Hakkı’ndan Akgün İlhan yukarıdaki tabloyu şöyle yorumladı:
“Dört büyük ilin faturalarını incelediğimizde atık su, bakım, vergi gibi ek maliyetlerin ne kadar yüksek olduğu görülüyor. Mesela İstanbul’da bu ek maliyetler az ancak, orada da su bedeli çok yüksek. Mesela şube yolu bedeli, Ankara Belediyesi’nin icat ettiği bir tanım, eve ulaşan su borularını anlatıyor. Bu faturalara düzenli eklenen maliyetlerin yanında boru değişimi vb. durumunda başka ek masraflar da ekleniyor. Örneğin, BUSKİ boru değişimi için bir kişiye 547 lira maliyet çıkarmıştı. Ve bunu dört taksitte faturaya yansıtmıştı. Çünkü buna imkan veren bir yasa var, belediyeler masrafları vatandaştan geri alabiliyor.”
İlhan, su faturasına verilen bu ücretin yanında vatandaşın musluktan su içemediğine ve bunun için bir de damacanalara para ödediğini hatırlattı.
“Dört kişilik bir ailenin aylık damacana masrafı 107 lira. Su faturasına damacana masrafını da ekleyince ortaya çok kabarık bir masraf çıkıyor. Uluslararası standartlarda su masrafı aylık gelirin yüzde 2’sini geçerse ‘çok masraflı’ kategorisine giriyor.
"Türkiye’de su faturası kendi başına bunun çok üstündeyken damacana da eklenince dört kişilk bir ailenin asgari ücret üzerinden hesaplandığında su faturasına ödediği oran yüzde 15-17 arasına çıkıyor.”
İlhan, suya ödenen bu ücretlerden belediyelerin para kazandığını belirterek şöyle konuştu:
“İSKİ’nin 2011-2015 bütçesine baktığımızda sudan muazzam para kazanıldığını görüyoruz. Bu karlar da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aktarıldığını görüyoruz. Oysa bu paranın su kanalizasyonlarının yenilenmesi vb. gibi masraflara harcanması gerekiyor. Yani belediyeler, suyu bir şirket mantığında işletiyor. Elimizde 2015 verisi yoktu, ancak tahmini olarak bütçenin zarar ettiğini görüyoruz. Bu da muhtemelen seçimler nedeniyle fiyat artışına gidilmemesiyle alakalı. 2016 İSKi’nin yüksek bütçe beklentisine baktığımızda bu karın kapatılmak istendiğini anlıyoruz. Yani bizi bu yıl büyük zamlar bekliyor.”
Belli miktarda su ücretsiz olmalı
Suyun bir insan hakkı olduğuna dikkat çeken İlhan, "musluklarımızdan temiz ve içilebilir lezzette su akmalı. Bunun gerçekleşmesi için gerekli olan altyapı, kamu kaynaklarıyla yenilenmeli. Su varlıklarının korunmasına hizmet edecek etkin bir su tasarrufunun insan hakkını ihlal etmeden gerçekleştirilebilmesi için temel ihtiyaçlara (içme, beslenme ve temizlik) yetecek miktarda su hanelerimize ücretsiz verilmeli" dedi. (NV)
* Su Hakkı Kampanyasına imza atarak destek olabilirsiniz.