* Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı.
Bir hukukçu olarak yıllardır yürüttüğü çalışmaların insan hakları ihlalleri ve çocuk hakları ile ilgili olduğunu söyleyen Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz, Şırnak'taki ağaç kıyımı nedeniyle özellikle son iki yılda çevre tahribatlarına odaklandığını söyledi.
Baro Başkanı Dilsiz, söz konusu kıyımların gerçekleştiği bölgeye "güvenlik" gerekçesiyle alınmadıklarını belirterek, diğer kentlerdeki çevre aktivistlerinin en azından o bölgeleri görme imkânına sahip olduğunu söyledi.
"Hayvanların yaşam alanı yok edildi"
Dilsiz, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu an sizinle konuşurken bile günde onlarca ağaç kesiliyor Şırnak'ta. Tırlar hız kesmeden yoluna devam ediyor. Kırımın yapıldığı alanlara alınmadığımız için uydu görüntüleriyle, bölgede yaşayan halkın desteğiyle ve milletvekillerinin çabalarıyla bir takım bilgilere ulaşıyoruz. Tıpkı bizim 'bilgi edinme hakkı' başvurusuyla yaptığımız gibi Meclis'e de onlarca başvuru yapıldı, Şırnak'taki ağaç kıyımıyla ilgili; ancak hepsi yanıtsız kaldı.
Fotoğraf: Tuğçe Yılmaz / bianet.
Urfa, Antep ve Kayseri güzergâhı
"Cudi'den Silopi'ye giden yolda, yani Cudi yerleşkesi dediğimiz bölgede yaban hayvanları başta olmak üzere neredeyse hiçbir canlının yaşam alanı kalmadı. Örneğin geçtiğimiz günlerde yolda, nesli tükenmek üzere olan çizgili sırtlan, yerleşim merkezlerine yakın bir noktaya geldiği için araba çarptı. Kent merkezinde vaşaklar, ayılar görülmeye başlandı.
"Şırnak'ta yaşanan doğa katliamı, elbette 'güvenlik' politikalarıyla iç içe geçmiş durumda ve maalesef bu yüzden dokunulması da yasak. Güvenlik bariyeri gerekçe gösterilerek 35 yıldır devam ediyor bu kıyım; ancak şimdi tamamen pervasız bir şekilde işleniyor bu suçlar.
"Tüm dünyanın gözü önünde her gün onlarca tırla ağaçlarımız kesiliyor, taşınıyor, nereye götürüldüğü belli olmayan ve bize de bu konuda hiçbir bilgi verilmeyen bir şekilde yola çıkıyor. Asırlık meşe ağaçlarımız var bu tırlarda. Kendi çabalarımızla bu ağaçların Urfa, Antep ve Kayseri güzergâhında taşındığını öğrendik. Ağaçlarımız burada çok ucuz fiyatlara satılıyor.
Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı.
Termik santraller, kömür ocakları
Şırnak'taki ekokırımın, ağaç kesimleriyle sınırlı olmadığını belirten Dilsiz, Şırnak'ın Silopi ilçesindeki termik santral faaliyetlerine de değinerek şöyle dedi:
"Termik santralle ilgili tüm idari başvurularımızı yaptık biz; ancak bunlara dair ne bir yanıt aldık ne de bu santrallerle ilgili olumlu bir adım atıldı. Yaptığımız başvurulara hazırlanma süreçlerimizde gördük ki; 2021 yılında Türkiye'nin kömür ihtiyacının 750 bin tonu Şırnak'taki kömür ocaklarıyla sağlanmış.
"Bu kömür ocaklarının hiçbir denetime tabi tutulmadan işletildiğini görüldük. Peşine düştüğümüz tüm bu çevre katliamlarıyla ilgili Şırnak Barosu olarak da her zaman kriminalize ve terörize edildik. Biz hiçbir şekilde somut olarak bu ekokırımların gerçekleştiği alanlarda var olamadık çünkü sürekli güvenlik bariyeri ile karşılaştık. Bir noktaya kadar gittik ve güvenlik güçleri tarafından engellendik.
Merduş Çayı
Şırnak'ta bir çevre tahribatıyla ilgilenirken başka bir çevre tahribatıyla karşılaştıklarını söyleyen Dilsiz, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz maden ocaklarına karşı çalışmalarımızı yürütürken Merduş Çayı'nı ve çayın kollarına verilen zararı gördük. Kitlesel balık ölümlerini, büyükbaş hayvan ölümlerini gördük. Kömür ocaklarının doğaya verdiği zararı takip ederken ağaç katliamıyla karşılaştık. 2021 Mart ve Eylül aylarında Şırnak'taki orman kaybının yüzde 8 gibi bir orana ulaştığını gördük. Mevcut haliyle bu kırım devam ederse Şırnak'ta önümüzdeki bir yıl içinde ağaç kalmayacak."
"Şantiye alanını andırıyor"
Dilsiz, hem Şırnak'taki ağaç kıyımlarına hem de diğer ekokırım suçlarına dair ulusal ve uluslararası kurumlarla iletişime geçtiklerini; fakat konu "güvenlik gerekçesi" olunca çevre örgütlerinden de istedikleri desteği alamadıklarını söyleyerek şöyle dedi:
"Coğrafya korkunç bir kırıma uğruyor; ama bizim bölgemizdeki ekokırımlara bir de güvenlik gerekçesi eklendiği için istediğimiz desteği göremiyoruz.
"Resmi bir kurum olmamıza rağmen yapmış olduğumuz tüm başvurular cevapsız kaldı. Suç duyurularımız takipsizlikle sonuçlandı. Ağaç kesimlerinin yanı sıra, Cudi yerleşkesinde ciddi bir maden damarı var. Tüm bu projelerle Şırnak tamamen insansızlaştırılmak isteniyor. Şu an bir şantiye alanını andırıyor kent. Şırnak olarak tüm çevre ve sivil toplum örgütlerinin desteğini istiyoruz."
Şırnak Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Şırnak'taki ormanlık alanlarda yapılan ağaç kesimine ilişkin hazırladığı raporda şu tespitlerde bulunmuştu:
|
(TY)