Haberin Kürtçesi için tıklayın
Sivil toplum örgütleri, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) açılan kapatma davasına dair Anayasa Mahkemesine sundukları üçüncü taraf görüşüyle ilgili açıklama yayınladı.
Görüş metninde şu örgütlerin imzası var: ARTICLE 19, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Dünyada Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupalı Hukukçular Birliği (ELDH), Avrupalı Demokrat Avukatlar (AED), İnsan Hakları Derneği (İH D), İnsan Hakları izleme Örgütü (HRW), Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICD, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), Hak İnisiyatifi Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (TLSP).
AİHM’den hak ihlali kararları
STÖ’ler bugün yaptıkları açıklamada, Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Meclis’in ikinci büyük muhalefet partisinin tasfiyesine yönelik çabaların ve siyasi partilerin kapatılmasına yönelik son derece sorunlu uygulamaların en son örneği olduğunu belirttiler.
Sivil toplum örgütleri, üçüncü taraf görüşlerinde, HDP aleyhindeki davanın Türkiye'nin siyasi parti kapatmalarına ilişkin uzun geçmişi bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu geçmişin Avrupa Konseyi'nin üyesi olan diğer ülkelerden önemli ölçüde farklılaştığını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin birçok kez ihlal edildiğinin tespit edildiğini savundu.
AİHM, Türkiye’de bu konuda açılan 7 davayı inceledi, 6’sında siyasi parti kapatma kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini tespit etti.
“Dava, temel bir test niteliğinde”
Sivil toplum örgütleri, 11 Ekim 2022’de, siyasi partilerin keyfi olarak kapatılmasının çok sayıda hak ihlaline sebebiyet verdiğini savunarak Anayasa Mahkemesi'ne bir üçüncü taraf görüşü sundu.
Görüşte imzası bulunan Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi'nden Philip Leach, “Anayasa Mahkemesi'nde görülen dava, mahkemenin uluslararası hukuka uyup uymayacağı ve demokratik normlara saygı gösterip göstermeyeceği konusunda temel bir test niteliği taşımaktadır. Bir siyasi partiyi zorunlu gerekçeler olmadan kapatmak çok sayıda hak ihlaline sebebiyet verir ve bu aynı zamanda demokrasiye yönelik bir saldırıdır” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da “Anayasa Mahkemesi, HDP'ye karşı açılan mevcut davayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'de siyasi partilerin, -özellikle de Kürt seçmenlerin haklarını savunan partilerin- kapatılmasının temel hakları ihlal ettiği yönündeki kararları ışığında değerlendirmelidir. Bir siyasi partinin kapatılmasına ilişkin alınacak olağandışı bir tedbir, demokratik toplum kavramının özünde yer alan çoğulculuğu bastırmak ve siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamaya hizmet etmektedir” dedi.
STK'lar görüşlerinde ayrıca AİHM'in HDP'lilerle ilgili davalarda yakın tarihlerdeki tespitlerini, ceza yargılamalarının siyasi rakip olarak algılananlar ve hükümeti eleştirenleri susturmak için kötüye kullanıldığına ilişkin uygulamalarını ve hükümetin yargıya sistematik olarak müdahale ettiğine dair delilleri incelediklerini belirtti.
41 yılda 19 parti kapatıldı
AYM, 1982’den beri 19 partinin kapatılmasına karar verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'ye ilişkin olarak, incelediği yedi davanın altısında siyasi parti kapatma kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiğini tespit etti.
TIKLAYIN - HDP’den AYM başvurusu: Yargıtay’ın talebi doğrudan siyasete müdahale
HDP’ye Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasında son olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, partinin hazine yardımına bloke konulmasını talep etti. AYM, talebi kabul etti. Yarın (10 Ocak) Başsavcı davaya ilişkin sözlü beyanda bulunacak. HDP, Başsavcının beyanlarına karşı savunmasını sunduktan sonra AYM karar verecek.
451 siyasetçiye siyasi yasak
Kapatma davası iddianamesinde de HDP’nin kapatılması, 451 siyasetçi ve parti üyesinin beş yıl boyunca örgütlü siyasi faaliyetten ve siyasi parti üyeliğinden yasaklanması ve partinin malvarlığına el konulması talep ediliyor.
7 Haziran 2021 tarihli ve 834 sayfalık iddianamede HDP'nin faaliyetlerinin “PKK/KCK’nin amaçları doğrultusunda yürütüldüğü” iddia ediliyor. Savcı bu faaliyetlerin “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı” şekilde bölücülüğü desteklediğini” ve Anayasası'nın 68/4. Maddesini ve Siyasi Partiler Kanunu'nu ihlal ettiğini iddia ediyor. İddianame, parti üyelerini ve alt organlarını bu nitelikteki suçların işlenmesine iştirak etmekle, bu suçları işlemeye teşvik etmekle veya bu suçları ve işleyenleri övmekle suçluyor. (AS)