STK temsilcileri, Bingöl'deki temel sorunları şöyle özetledi:
* Deprem sonrası kriz merkezi oluşturulmasında geç kalınması,
* Bölgeyle ilgili yeterli veriye ulaşılamaması,
* Devlet kurumları ve STK'lar ile STK'ların birbirleriyle arasındaki koordinasyonsuzluk ve halka kurtarma barınma gibi konularda gerekli bilgi ve yardım sağlanamaması.
Valilik, belediye ve STK'lar
9 Mayıs Cuma günü gerçekleşen toplantıya, İTÜ Afet Yönetim Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, öğretim üyeleri ve İTÜ Afet ve Acil Durum Yönetimi Yüksek Lisans Programı öğrencileri de katıldı.
Toplantıda, bölgede STK'lara karşı güvensizliğin nedeninin "etnik farklılıklar" olduğu yönünde görüş ayrılıkları yaşandı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, afet anında kurulacak kriz merkezinde Valilik, Belediye ve STK'ların önceden belirlenmiş ortak bir çalışma programıyla hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Gündoğdu, deprem öncesi ve sonrasında yapılacaklar için acilen bir çalışmaya başlanması gerektiğini, STK'ların meslek odalarınca sertifika programlarına katılarak, belli konularda uzmanlaşmasının önemli olduğunu vurguladı.
Gündoğdu, "Deprem öncesinde mutlaka hasar tespiti yapılması gerekirdi. Kurtarma birliklerine böylece yön verilebilir ve çalışmalar ona göre yönlendirilir, hayati önemdeki zaman kaybı önlenirdi" diye konuştu.
Deprem halkların kaynaşmasına yarayabilirdi
Afete Karşı Sivil Koordinasyondan Zafer Kıraç, Bingöl'de, Kızılay'ın "çadırların bir süre sonra köylere götürülerek geri verilmeyeceği" endişesiyle çadır yardımı yapmadığını, artçı depremlerin yarattığı korku nedeniyle halkın buna normal bir tepki verdiğini, gerginlik yaşandığını savundu:
* Bingöl Depremi Türk-Kürt ayrılığında pozitif bir etki yapabilirdi. STK'ları soğutan olaylar bölgedeki gerilimlerdi. En azından halkla yakınlaşmak için bölgeye gelmeliydiler, böylece Valiliğe de dışarıdan kontrol ve baskı unsuru olabilirdiler.
* Bölgenin özelliği açısından Bingöl'de Belediye ve Valilik birlikte çalışamadı. Afet durumlarında tek kriz merkezi olması ve sağduyulu bilgi aktarımı gerekirken, belediye diğer belediyelerden gelen yardımlar kabul etmek ve çadır siparişi vermek zorunda kaldı.
Validen STK'lara karşı tavır
* Bingöl'deki kriz merkezinde vali ve çevre illerden de gelmiş 16 vali yardımcısı vardı. Ancak halkın merakını ve isteklerini karşılayacak merkezler olmalıydı.
* Halkla dosya kağıdı dağıttık ve isteklerini yazmasını istedik. 500 dilekçe verildi valiliğe. Gerilim bu gibi yollarla yok edilebilirdi. Bir kadın deprem korkusu nedeniyle sütten kesildiğini ve süt dağıtılmasını istiyordu.
* Kriz merkezinde STK'lar için bir oda ayrılmıştı ama Vali gelip odanın kapısında yazan STK yazısını söktü.
* Valilikte mutlaka gerekli kişilere dağıtmak için ön hasar çizelgesi, acil ihtiyaç formları olmalıydı, bunlar fotokopi çekmek bile iki gününüzü alır ve öncede hazır olması gerekir. Gelen ekiplere verilecek harita bile yoktu.
Güvenlik nedeniyle yıkılan köye ulaşamadık
Bingöl'deki çalışmalarını bir sinevizyon gösterisiyle katılımcılara aktaran Arama Kurtarma Araştırma (AKA) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hatunoğlu, enkaz bölgesindeki sorunlara dikkat çekti:
* Bingöl'e vardığımızda, ilk olarak valiliğe gitmedik, daha önceki deneyimlerimizden bir kriz masasının olmadığını tahmin ediyorduk. Çelitksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'na vardığımızda enkaz üzerinde arama kurtarma ekiplerinden 300 kişini, tehlikeli ve yanlış olmasına karşın, enkaz üzerinde olduğunu gördük. Şansları yıkıntının oturmuş olmasıydı.
* Enkaza giden yol üzerinde park edilmiş boş araçlar ve enkaza ulaşmaya çalışan araçların şerit ihlalleri nedeniyle yaralı ve ölü taşıyan ambulansların da yoldan geçemediği ve büyük kargaşa yaşandı.
STK'ların kaynak sorunu
* Enkazda kaç kişinin olduğu tespit edilseydi arama için boşuna zaman harcanmazdı, İnşaat mühendisleri orada olsaydı binaya bakarak bir plan yapılabilirdi. İlk anda binanın bir planını çıkarılması çok önemli, Biz aşağıdan açtığımız delikten yaşayan bir öğrenciye ulaştık. Aynı yere diğer ekipler 8 saatte ulaştı.
* Başta şehir dolaşılarak nerelerde yıkım olduğunun haritası çıkarılmalıydı. Valilik böyle bir çalışma yapmamıştı. Göltepe köyüne gitmek istedik ama gece asker olmadan güvenliğimizin olmayacağı gerekçesiyle izin vermediler. Depremde zaman çok önemli oysa sabahı bekleme zorunda kaldık.
* Göltepe köyüne ilk giren ekip bizdik. Bir Zaza köyü ve küstürülmüş bir toplum oldukları için bize çekingen bir tavır vardı. Hatta merkez de halkın tartaklandığı kurtarma ekipleri oldu.
Hatunoğlu, STK'ların maddi kaynak sorununa değinerek, depremi öğrendikten sonra Türk Hava Yolları'nın yüzde 50 indirimli bilet ve ek sefer düzenlediğini, uçak masraflarını ise 17 Ağustos sırasında bağlantılı oldukları Norveç Elçiliği'nin karşıladığını belirtti. (ÖG/BB/NK)