Daha önce Diyarbakır, İzmir ve Ankara'da düzenlenen eğitim seminerlerine bir ay içinde 21 ilden 121 sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Bölgeden bölgeye farklılıklar olsa da, haklar alanında çalışan tüm örgütler yaygın ve yerel medyaya tepkili; medyanın, faaliyetlerini görmezden geldiğini düşünüyorlar.
Bununla birlikte, seminerlere katılan sivil toplum kuruluşu temsilcileri kamuoyu yaratmaya ya da örgüt içine yönelik iletişim süreçleri üzerinde yeterince düşünmedikleri konusunda da hemfikir; eğitim seminerlerinin faydalı olduğunu söylediler.
İstanbul toplantısı
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan ve İstanbul ve çevre illerden 25 sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldığı seminerde hak örgütlerinin halkla ilişkiler uygulamaları, medyayla ilişkileri ve bu kapsamdaki uygulamalarla sivil toplum kuruluşlarının araştırma yapma ve raporlama yöntemleri üzerinde duruldu.
Seminer, sunumlar, atölye çalışmaları ve tartışmalardan oluştu. Eğitim seminerine, STK Proje danışmanı Fügen Uğur, Leo PR'dan iletişim uzmanı Ergun Gümrah, Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden STK uzmanı Sinan Gökçen ve BİA² Medya Gözlem Masası sorumlusu Erol Önderoğlu eğitmen olarak katıldılar.
Uğur: "STK'ler saydam ve demokratik olmalı"
Fügen Uğur, "Hak örgütleri kavramı, Dünyadan Örnekler ve Savunuculuk, Halkla İlişkiler Uygulamaları" başlıklı sunumunda, hak örgütü, sivil toplum kuruluşu olmayı kavramsal düzeyde inceledikten sonra, bu oluşumların etki alanlarının giderek genişlemesinden söz etti.
Uğur, sivil toplum örgütlerinin özellikle insan, kadın ve çocuk hakları alanlarında hükümetleri üzerinde baskı kurarak olumlu sonuçlar alabildiğini, küreselleşmeyle birlikte oluşan ağ tipi örgütlenme yapısını, çok uluslu şirketler karşısında toplumsal sorumluluğu savunduklarını ve davranış kodlarını nasıl geliştirdiklerini/değiştirdiklerini anlattı.
Sivil toplum örgütlerinin mali kaynaklarının saydam olmadığını belirten Uğur, bürokratik yapılanmanın, kurum içi demokrasi yokluğunun, eleştiriye kapalılığın değişmesi gerektiğini belirtti.
Uğur, STK'ların karar ve eylemlerinin sonuçlarını öngörebilir, savunabilir hale gelmesinin önemini vurguladı.
Gümrah: "Amaç medyaya çıkma değil mesajı iletmek"
Leo PR'dan Ergun Gümrah "Medyayla İlişkiler" başlıklı sunumunda, sivil toplum örgütlerinin medyayla ilişkilerini hangi temellere dayandırmaları gerektiğini anlattı.
Gümrah, asıl önemli olanın medyada yer almak değil, verilmesi istenen mesajın iletilmesi olduğunu vurguladı. Çoğu zaman, eylemin kendisinin mesajın önüne geçtiğine dikkat çekti.
Medyayla ilişkinin araştırma, planlama, uygulama ve ölçümleme aşamalarının üzerinde duran Gümrah, başarılı bir iletişim için bu sürecin büyük bölümünün masa başı çalışmasına, yani iyi planlamaya ayrılması gerektiğinden söz etti.
Gümrah, enformasyonun çokluğu içinde, mesajın başarılı biçimde iletilebilmesi için farklılaşmanın gereğine de dikkat çekti.
Gökçen: "Hak örgütleri basını iyi tanımalı"
Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden STK uzmanı Sinan Gökçen'in sunumu da, hak örgütlerinin yaygın medya ve yerel medya ile ilişkilerinde kullanacakları strateji ve yöntemler, hak arayışı eylemleri ve hak ihlalleri konusunda basının ilgisini çekme ve haber takibi sağlama stratejileri üzerineydi.
Gökçen, hak örgütlerinin medyayla eşitlikçi bir ilişki kurmanın yollarını araştırması gerektiğini söyledi.
Bu anlamda, örgütlü hareketin medyayı değiştirebileceğini, özellikle hak ihlalleri konusunda medyayı "düzeltebileceğini" ifade eden Gökçen, medya yoluyla başarılı bir iletişim kurabilmek için, sivil toplumun özellikle iki dalda, basını iyi tanımasının zorunluluğunu vurguladı:
* Basındaki sermaye/patronaj ilişkileri
* Hangi konuyla/dalla hangi editörlerin ilgilendiği bilgisi
Bunun ardından, Ergun Gümrah, birden çok mecrayı çeşitlendirerek kullanmanın başarılı örneği olarak, Umut Vakfı'nın "Sessiz Ayakkabılar" kampanyasını analiz etti.
STK temsilcisi muhabir olursa...
Seminerin ikinci gününde, bu iki sunumun birikimlerinin değerlendirildiği atölye çalışmaları vardı. Katılımcılar, gruplar halinde birer kampanya tasarladılar ve sundular.
Gökçen, bu çalışmalar sırasında, hak örgütlerinin kullandığı dilin önemine dikkat çekti ve "Kullandığımız dille basını eğitebiliriz" dedi.
Röportaj çalışması için Mazlum-Der Kocaeli Şubesi'nden Şilan Temur ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'nden Mahir Han gönüllü oldu.
Muhabir rolünü üstlenen Han gazeteciliğe aşinalığıyla beğeni toplarken, Temur da, başörtüsü nedeniyle üniversiteye alınmayan öğrencilerle ilgili soruları cevapladı.
Atölye çalışmasının ardından Gökçen, STK temsilcilerine açıklama yaparken zamanı iyi kullanmalarını, iyi hazırlanmalarını ve mesajlarını inandırıcı ve sade bir biçimde vermeleri gerektiğini hatırlattı.
Önderoğlu: "Bilge edinme hakkını kullanın"
BİA² Medya Gözlem Masası sorumlusu Erol Önderoğlu da, hak örgütleri için araştırma yapma ve raporlama yöntemlerini anlattı.
Mutlaka bir iddia üzerine kurulan araştırmanın adımlarını, iddia, araçlar, bulgular ve sonuç olarak tanımlayan Önderoğlu, arşiv çalışması ve bilgi edinme hakkının araçlar arasındaki değerinden söz etti.
Mağdurlar, mağdur yakınları ve tanıklarla görüşme yöntemlerini de anlatan Önderoğlu, araştırma raporu hazırlarken sorunun toplumsal, yasal boyutu; bilgi ve iddialar; mağdur yakınlarının, tanıkların ifadelerinin sırasıyla verilmesi gerektiğini belirtti.
Önderoğlu, raporlama diline dikkat edilmesi gerektiğini söyledi; iddialarla bulguların birbirinden ayrılmasının önemli olduğundan bahsetti.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği'nden Abdullah Karatay da mağdurlarla görüşmelerin konusunun uzmanı olan kişilerce yapılmasının ve STK'ların bu iş için gerekli fiziki ortamı yaratmasının gerekli olduğunu vurguladı.
"Nasıl haber olabileceğimizi öğrendik"
Seminer sonrasında iki günlük eğitimi değerlendiren katılımcılar eleştiri ve önerilerini iletti. Genel olarak eğitimden memnun kaldıklarını belirten katılımcılar, üzerinde çok düşünmedikleri iletişim sorunları konusunda bundan sonra daha bilinçli olacaklarını söyledi.
Katılımın daha geniş tutulması ve bu tip etkinliklerin daha sık düzenlenmesi katılımcıların istekleri arasındaydı.
Farklı alanlarda çalışan ve farklı görüşlere sahip STK temsilcileri, seminer vesilesiyle biraraya gelmekten mutlu olduklarını, örgütler arası fikir alışverişi ve işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
İki günlük seminer BİA² Proje Danışmanı Nadire Mater'in, bianet hakkında bilgi vermesi ve tüm STK'ları seslerini duyurabilmek için siteye katkı vermeye çağırmasıyla sona erdi.(EÜ)
Katılımcılar
Mahmut Alemdar (Mazlum-Der Akyazı Şubesi), Sıddık Başer (Mazlum-Der Akyazı Şubesi), Hayrettin Pişkin (İHD Çanakkale Şubesi), Serap Yaşar (Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği), İlksen Şahinbaş (Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı), Gülseren Yoleri (İHD İstanbul Şubesi), Ayşe Güney (Kadın Sağlıkçılar Derneği), Murat Şentirk (Sivil Toplum Dergisi), Oya Coşkun (Şahmaran Kadın ve Dayanışma ve Araştırma Derneği), Nimet Tanrıkulu (Tunceliler Derneği), Nuran Ağan (Maltepe Kadın İnsiyatifi), Belinda Mumcu (Hay Gin), Filiz Yaş Gör (Eğitim-Sen 5. Şube), Abdullah Karatay (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği), Mahir Han (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği), Latife Buğday (Barış Anneleri İnsiyatifi), Leman Yurtsever (Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi), Şengül Öztürk (İmece Kadın Dayanışma Kooperatifi), Ayşe Akkaya (İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi), Ayşe Sağlam (İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi), Leyla İncegöz (KADAV), Şilan Timur (Mazlum-Der Kocaeli Şubesi), Yener Bayramoğlu (Lambda), Kenan Döner (İHD), Esengül Ayyıldız (Umut Vakfı), Şaban Dayanan (İHD İstanbul)