Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Platformu, bugün (22 Şubat) İstanbul'da gerçekleşen "Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Odaklı Bir Sistemin Unsurları ve Mesleki Rol ve Sorumluluklar Çalıştıyı"nda eğitim, adalet, aile ve medya alanlarında paralel atölyeler düzenledi. bianet'in de yer aldığı medya atölyesinde katılımcılar şu sorulara cevap aradı:
- Medyada çocuklara yönelik riskleri farketmeye yönelik ne gibi olanaklar var? Medyada ne tür durumlarla karşılaşılıyor ve nasıl ortaya çıkıyor?
- Medya, çocuk ihmal ve istismarını nasıl ele alınıyor?
- Peki nasıl ele almalı? Nasıl bir sistem olursa çocuklara yönelik riskler erken farkedilir? Bu mekanizma içerisinde medyanın sorumlulukları neler?
- Olması gerekeni gerçekleştirmenin önündeki engeller neler?
İstismar haberi yaparken çocukları istismar eden medya
Medyanın yazılı-görsel basının yanı sıra, reklamları ve dizileri de kapsadığı vurgulanan medya atölyesinin ilk oturumunda çeşitli sivil toplum kuruluşlarından gelen katılımcılar, özellikle yazılı ve görsel basının çocuk istismarını haberleştirirken ayrı bir istismar alanı yarattığının altını çizdi. 11 katılımcı özetle şu başlıkların üzerinde durdu:
- Çocukla ilgili haberler çocukların "uzun vadede ne yararını olur" düşüncesinden yola çıkarak hazırlanmıyor.
- Haberde kullanılan fotoğraflar ne kadar mozaiklense de çocuğun tanınmasına engel teşkil etmiyor, çocuğun gittiği okul gibi bilgiler habere yazılarak çocuğun yakın çevresinin onu tanımasına yol açılıyor.
- Cinsel istismara uğrayan çocuklar "pornografik" nesne olarak kullanılıyor.
- Çocuğun katılım hakkı ihlal ediliyor.
- Diziler çocuğu olumsuz etkiliyor, örneğin çocuk bir şiddet sahnesine maruz kaldığında onu arkadaşlarına uygulamaya kalkabiliyor.
- Sokağa itilen veya çalıştırılan çocuklarla ilgili haberler verirken medya, bu çocukların topluma kazandırılmasını engelleyen ayrımcı bir üslup kullanıyor. Suça itilen çocuklar "suçlu" olarak damgalanıyor.
"Çocuk birey olarak kabul edilmiyor"
Katılımcılara göre sivil toplum kuruluşları çocuklara yönelik bilinci yükseltecek kısa filmler hazırlayıp bunların televizyonda gösterilmesini sağlayarak hem medyayı, hem toplumu istismar konusunda eğitebilir. Çünkü:
"Medyanın çocuğa bakışı aslında toplumunkinden farklı değil. Çocuğun bir birey olduğu, hakları ve özgürlükleri olduğu unutuluyor. Çocuğun düşünceleri önemsenmiyor."
Katılımcıların önerdiği bir diğer noktaysa, medya kuruluşlarının çocuk haberlerinin nasıl yapılacağı konusunda kurumsal "etik ilkeler" benimsemesi ve bunu tüm çalışanlarının uygulamasını takip etmesi.
Yarın (23 Şubat) "sağlık", "sosyal hizmet", "kanun yapıcı ve karar alıcılar" başlıklarıyla devam edecek atölyelerin ardından atölye sonuçları sunulacak ve platform tarafından bir genel değerlendirme yapılacak. (GG/TK)