Dünyanın bütün faşistlerinin ülkelerinde iktidara geçmesini başlıca küresel misyonu sayan Amerikalı tekonoloji milyarderi, 10 gün sonra Trump'ın yeni kurdurduğu "Hükümet Verimliliği Bakanlığı"nın (DOGE) özel yetkili "eş bakan"ı olarak devlet yetkilisi ünvanına da sahip olacak olan Elon Musk, perşembe akşamını, sahibi olduğu sosyal medya platformu X'te Almanya'da ana akımın dışladığı protofaşist AfD Partisi lideri Alice Weidel'i aklamaya ayırdı.
MUSK'I AZARLAMA SIRASI İÇİŞLERİ BAKANI'NDA
Elon Musk ve Almanya siyasal statükosu arasında atışma sertleşiyor
Weidel-Musk "sohbeti" başka pek çok nedenin yanı sıra, insanların dünyanın en zengin kişisi ve dünyanın en zengin devletinin başkanının bir numaralı gözdesi olan bir erkekle, Almanya'nın Hitlerci geçmişiyle barışmasını savunan, soykırım inkarcısı ve göçmen düşmanı bir partinin kadın liderinin 23 Şubat'ta gerçekleşecek Almanya seçimleri öncesinde dünyaya ne diyeceklerine duydukları merak yüzünden de ilgi çekti. "Sohbet" perşembe gecesi bütün haber kanalları ve politik mecralarda kendinden en çok söz ettiren haber konusuydu.
İlk tepkiler, "sohbet"in Almanya kamuoyunda, medyasında, emek ve düşünce dünyasında irkilmeden iğrentiye, alaydan öfkeye varıncaya kadar genel bir hoşnutsuzlukla karşılandığını gösteriyor. "Sohbet" biter bitmez ülkenin en büyük genel hizmetler sendikası Ver.di ve Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) "aşırı sağcı politik tutumunun yanı sıra emek ve sendika düşmanı dilini" de protesto ederek X platformundan çıktıklarını açıkladılar. Almanya'nın Yargıtay'ı Federal Adalet Mahkemesi de duyurularını X üzerinden paylaşmayacağını açıkladı.
Weidel-Musk "sohbeti"nin Almanya iç politikasına bir dış müdahale olup olmadığı sorusuna yanıt verenlerin yüzde 60'ı da bu soruyu "evet" diye yanıtladı.
Ayrıca, "sohbet"in AfD'yi parlatmak dışında bir amacı olmaması bir yana ikilinin birbirlerinin her dediğine katılarak, tarihsel ve güncel olguları bükerek kendi ön yargı ve cehaletlerini gerekçelendirirken hiçbir ölçü tanımadan ülkede ve dünyada bir yalan fırtınası estirme gayretleri, sonunda ana akımın da tepkisini çekti.
Bu yalanlar arasında Weidel'ın "Hitler komünistti" iddiası zırvanın şahikası olarak geceye damgasını vurdu. Weidel "tarihimizin korkunç dönemi sonrasındaki en büyük başarıları Hitler'i sağcı ve tutucu olarak damgalamalarıydı" dedi. "Hitler tutucu değildi, özgürlükçü de değildi. O komünist, sosyalist biriydi. Biz ise tam zıddıyız."
Musk 'da "Doğrudur" diye onayladı.
Almanya'nın önde gelen haftalık haber dergisi Stern, Orta Avrupa saatiyle 21'de biten "sohbet"in hemen ardından yayımladığı aşağıdaki analize "En Büyük 5 Yalan" başlığı attı.
***
"Musk ve Weidel'in en büyük beş yalanı"
Bir şansölye adayı ve bir teknoloji milyarderi bar seviyesinde kafa kafaya vermişlerdi: X'teki Alice Weidel Elon Musk sohbeti, sonunda en ala komplo teorileri, mizenformasyon ve yalanlara vardı. Alman eğitim sistemi mi dediniz? Bitmiş, bitmiş! Angela Merkel mi dediniz? Yeşil Şansölye, o. Adolf Hitler mi? O solcu ya...
Sanki Tesla'nın kurucusu ve AfD eş başkanı gecenin bir vakti bir barda buluşmuş gibiydiler. Musk ve Weidel dünyanın en önemli sorularının üstünden hızla geçtiler. "Ötekiler"e karşı duydukları öfkede birleşiyorlardı. İncecik buz üzerinde birlikte vals yapıyorlardı. Ne varki karşılarındaki sadece iki bira bardağından ibaret değildi, dünya çapında 200 binden fazla insan onları dinliyordu.
Sohbetin karşılıklı beyanların sorgulanacağı ya da doğrulanacağı bir atışma olmayacağı belliydi. Ama biri ne derse öteki de onu diyordu. Birbirlerinin her iddiasını gerçek kabul ediyorlardı. Stern, Elon Musk ile Alice Weidel arasındaki konuşmada ortaya atılan en büyük beş yanlış bilgiyi belgeledi.
İddia 1: "Almanya nükleer enerjiden vazgeçen tek ülkedir"
Yanlış. Almanya'nın yanı sıra İtalya da nükleer enerjiden vazgeçti. 1986'daki Çernobil felaketinin ardından hükümet İtalya'daki dört nükleer santrali kapattı. Giorgia Meloni'nin kabinesi, 2024'te santralleri yeniden devreye almayı sağlayacak bir yasa çıkaracağını duyurdu ancak henüz bir gelişme olmadı. Ayrıca İsviçre, Belçika, İspanya gibi ülkeler de nükleer enerjiyi aşamalı olarak sonlandırmaya karar vermiş veya bu yönde adımlar atmışlardı.
İddia 2: "Almanya, OECD ülkeleri arasında en yüksek vergi oranına sahip ülkedir"
Yanlış. Almanya, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne (OECD) üye 36 ülke arasında yıllardır ikinci sırada yer alıyor. Handelsblatt'ın haberine göre, Almanya'da normal gelire sahip bekar bir kişi, maaşının ortalama yüzde 47,9'unu vergi ve sosyal güvenlik primi olarak devlete ödemek zorunda kalıyor.
Belçika'da bu rakam daha yüksek (yüzde 52,7). Weidel'in açıklamasında değinmediği husus ise çiftler için durumun tamamen farklı olduğu. Çİftler ortalama yüzde 33,1 oranında vergi ödüyorlar. Finlandiya, İtalya, Fransa, Belçika, İsveç, Portekiz ve Avusturya'da bu değerler daha yüksek.
İddia 3: "Gençler AfD'ye daha iyi bir eğitim sistemi için oy veriyor"
2024 Gençlik Seçim Araştırması’na göre bu da yanlış. Araştırmaya göre gençlerin büyük çoğunluğu, diğer partilerden memnun olmadıkları için AfD'ye oy verdiklerini söyledi. AfD'ye oy veren gençlerin yüzde 70'i mevcut hükümetin kendilerine karşı çalıştığını ve "sıradan insanlarla" ilgilenmediğini düşünüyor. Bunlara, ilgili yaşam koşullarına uygulanıp uygulanmadığına bakılmaksızın, belirsizlik ve geleceğe yönelik korku gibi nedenler de ekleniyor. Ancak eğitim sistemi partiye oy vermede sıklıkla dile getirilen bir neden değildi.
İddia 4: "Hitler bir komünistti"
Yanlış. Hitler'i ve Nazileri solcu, sosyalist ya da Alice Weidel'in yaptığı gibi "komünist" olarak tanımlamak uzun zamandır yaygın olan bir komplo teorisi. Ancak, kendilerine verdikleri adın başka imaları olsa da, Nasyonal Sosyalistler tanım gereği aşırı sağcıydılar. Aşırılıkçılık uzmanı Jürgen P. Lang da bunu "Bayerischer Rundfunk"a şöyle açıklıyor: "Nasyonal Sosyalist dünya görüşünün temeli, insanların eşitsizliğidir ve bu da nihayetinde Nazi rejiminin ırksal çılgınlığına yol açmıştır. Bu, solun eşitlik ülküsünün tam zıddıdır."
Ayrıca Nazi rejimi sırasında komünist parti (KPD) yasaklanmış ve üyeleri zulüm görüp tutuklanmıştı. Yaklaşık 20 bin komünist Naziler tarafından katledildi.
Musk'ın Yapay Zeka programı "Grok" bianet'in bu konudaki "doğruluk kontrolü" talebini aşağıda alıntılandığı şekilde Weidel'i yalanlayarak ve Musk'ı koruyarak yanıtladı:
- Weidel'in İddiası: Adolf Hitler'in komünist olduğunu iddia etmek tarihsel gerçeklerle uyuşmamaktadır. Hitler, Nazi Partisi'nin lideri olarak, faşizm ve nasyonal sosyalizm ideolojilerini benimsemiştir. Nasyonal sosyalizm, komünizmden çok farklı bir ideolojidir; ekonomik ve sosyal politikaları, komünist politikalardan belirgin şekilde ayrılır. Hitler, komünizme ve komünistlere sert bir şekilde karşı çıkmıştır ve Sovyetler Birliği ile savaşa girmiştir. Bu nedenle Weidel'in iddiası tarihsel olarak yanlıştır.
- Musk'ın Onayı: Musk'ın bu iddiayı açıkça onayladığına dair kesin bir kanıt yoktur. Musk'ın sohbet sırasında pasifliği veya bu konuda yorum yapmaması, iddiayı dolaylı olarak desteklediği şeklinde yorumlanabilir, ancak bu, onun net bir şekilde Hitler'in komünist olduğunu doğruladığı anlamına gelmez.
İddia 5: "Bill Gates, Korona salgını sırasında 'mRNA aşısı' satmaya çalıştı
Bill Gates'i sağcı komplo teorilerinin tartışıldığı hiçbir yerde dışarıda bırakmak mümkün değil. Milyarder, sıkça komplo teorilerinin konusu olanlardan biri. Ancak Weidel'in Gates'in korona salgını sırasında "mRNA aşısı" satmaya çalıştığı iddiası da asılsız. Gates, yıllardır bağışlar yoluyla aşı araştırmalarında yer alıyor. Ama ne patenti var ne de aşı üreten bir şirketi. "Aşılarını satmaya çalıştığı" iddiası doğru değil.
(AEK)