Benzer çağrılar bana olduğu gibi, birçok kişiye daha yapılmıştı herhalde.
Starda başlatılan çalışanların direnişi, ne yazık ki, ne sektörün içindeki meslektaşlarından ne de demokratik kamuoyundan yeterince destek görmedi, galiba görmeyecek de. Bunu, dayanışma duygularımızın nasırlaşmış olmasına da bağlayabilirsiniz ama sorun medya sektöründe yaşanınca , biraz sapla samanın birbirine karıştığı bir belirsizlikten söz etmek gerekiyor. .
Dayanışmak, ama kimlerle?
Bütün demokratikleşme iddialarına karşın, her geçen gün biraz daha örgütsüzleştirilen bir toplum oluyoruz. Medya da en örgütsüz alanlardan biri. Bu, eskiden böyle değildi. Çok değil, 10 yıl öncesine kadar iyi-kötü bir sendika, daha saygın bir cemiyet ve dernekleri vardı medyanın. Ama bugün yok...
Bu, örgütsüzleştirmeyi, parçalanmayı, tabi ki medya patronları, onların kendi aralarındaki yıkıcı rekabet yaptı, onlara da bu fırsatı bizzat medya çalışanları, onların umursamaz tutumları verdi ve bugün Star çalışanları kendilerini bir başlarına hissediyorlarsa - ki aynı yalnızlığı , aynı kaderi, diğer grupların çalışanları da her an yaşayabilir- bu, birer çalışan olarak, ücretli olarak, bağımsız örgütlenememiş, sendika çatısı altına girmemiş, sendikasızlaşmaya sessiz kalmış olmalarının sonucu değil midir?
Şimdi Stardaki direnişe bakın. Kim yapıyor, kim yönlendiriyor bu direnişi? Kimine göre, bu, topluma 7 milyar dolarlık bir kazık atan Uzanların çalışanları canlı kalkan olarak kullanması Kimine göre, Uzanların has adamlarının baş tetikçilerinin, günahsız medya çalışanlarını hükümete kışkırtma kurnazlığı
Toplumun demokratik kesimleri ve sektörden insanlar dayanışmak isterler ama kimlerle? Uzan ve tetikçileriyle kim, niye dayanışsın?
Star çalışanları sendikalı olsalardı
Peki, tetikçi ile filler kavgasında ezilmiş çimler nasıl ayırt edilecek? Bu, sendika olmadan, örgütlülük olmadan pek mümkün olmuyor.
Bugün, Star çalışanları sendikalı olsalardı, sapla saman pek karışmazdı. Sendika, onlarla beraber toplumun önüne çıkar ve herkesten destek ve dayanışma görecek bir mücadeleyi hem yurt sathında hem de uluslararası platformlarda sürdürürdü.
Henüz vakit geç değil. Stardakiler öncelikli olarak, kendisini medyada ücretli, emekçi görenler sendika çatısı altında örgütlenmeli. Tetikçiler, sendika karşıtları kendi başlarına bırakılmalı. Böylece sapla saman ayırt edilebilmeli. Türkiye Gazeteciler Sendikası da bir an önce örgütlenmeye girişmeli Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (Türk-İş) da desteğini alarak üyelerinin iş ve ekmek kavgasına öncülük etmeyi bilmelidir. (MS/BB)