Sağlıkta özelleştirme uygulamalarının ulaştığı boyut ve sonuçları, İzmir DUSAŞ Özel Tıp Merkezine yönelik yapılan bu operasyon sırasında gözaltına alınan 16 kişiden 7'sinin tutuklanmasıyla bir kez daha gözler önüne serildi.
Tutuklama ve gözaltılar Bölge Müdürlüğü ve Genel Müfettişlik düzeyine kadar yükseldi. Olay basında "Beyaz Önlük Operasyonu" olarak adlandırıldı. Söz konusu Özel Tıp Merkezi'nde ortaya çıkarılan yolsuzluk olayının benzerleri yıllardır SSK'nın bazı sağlık hizmetlerini yapılan anlaşmalarla, bazı özel sağlık kuruluşlarına yönlendirmesi biçiminde ortaya çıkıyor ve bu uygulamaların SSK'yı çökerten işlemler arasında çok önemli olduğu iddia ediliyor.
Kaynaklar nereye?
Birçok ilde olduğu gibi İzmir'de de SSK'lılara hizmet veren sağlık kuruluşlarının sayısında yetersizlik mevcut. Yıllardır yeni sağlık
kuruluşu yapılmıyor. İzmir Buca'da açılması düşünülen 400-500
yataklı hizmet hastanesi kaynak olmadığı gerekçesiyle yıllardır
hizmete sokulmuyor .
Oysa operasyonun yapıldığı ayaktan tedavi yapan özel kuruluşa sadece 2000 yılında 2,7 trilyon lira ödenmiş durumda.
400- 500 yataklı olarak planlanan tam teşekküllü SSK Buca Hastanesi'nin hizmete girmesi için gerekli miktarın ise 5-6 trilyon lira olduğu söyleniyor. Başka bir deyişle, sadece bir kuruma verilen paranın 2 katıyla bu hastane açılabilecek durumda.
Diğer yandan 2000 yılında SSK'nın İzmir'de dışardan satın aldığı sağlık hizmeti için yaklaşık olarak 18,4 trilyon lira ödediği biliniyor. Bu paranın yaklaşık üçte birine söz konusu hastanenin açılabileceği belirtiliyor.
SES Açıklaması
SES İzmir Şube Başkanı Mevlüt Ülgen tarafından 11 Haziran 2001 tarihinde yapılan bir basın açıklamasıyla konu kamuoyunun bilgisine sunuldu.
Yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Olay basit bir yolsuzluk ve sahtecilik iddiasının ötesinde ülkemizde SSK ve Kamu Sağlık kurumlarının adım adım özelleştirilmesinin geldiği boyut ve sonuçlarının ortaya çıkması açısından oldukça önemli ve dikkat çekicidir."
SES açıklamasında; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri ile oluşturulan soruşturma komisyonunun bu olayın aydınlatılmasında gösterdikleri çaba ve katkının dikkate değer bir davranış olduğu belirtilerek soruşturmanın derinleştirilmesi istendi. Ayrıca DUŞAŞ üzerine durulurken,, DUSAŞ'ın ayrıcalıklı olduğu iddialarının da derinlemesine incelenmesi ve soruşturulması talep edildi.
Açıklama bazı sorular da gündeme getiriliyor:
* "SSK'nın Üniversite Hastanelerine kaynak yok diyerek ödeme yapılmadığı bu nedenle yüzlerce hastanın mağdur olduğu kriz döneminde DUSAŞ'a paranın düzenli olarak ödenmesinin ardındaki nedenler iyi araştırılmalıdır. SSK kendi yapamadığı tedaviler için Üniversiteye hasta sevk ediyor, oysa DUSAŞ'ın verdiği ayaktan hizmet, SSK hastane ve dispanserlerinde bugün rahatlıkla verebilirken neden DUSAŞ değil de Üniversite Hastanelerine ödenek kesildi?
* DUSAŞ'ın denetimleri zamanında yapıldı mı? Denetim de danışma kurulu üyeleri dururken yerlerine gerekçe gösterilmeden zaman zaman başka uzmanlar kullanıldı mı?
* Denetimde eksiklik saptayan uzmanların raporları değerlendirildi mi? Bu uzmanlar tekrar görevlendirildi mi?
* DUSAŞ'la birlikte gözaltına alınan bir optik firmasının SSK da örgütlü bir
sendika ile ilişkisi var mı?
* Bu ilişki reklam yaparak haksız kazanç sağlamaya yol açıyor mu?
* Sevk işlemlerinde bu ilişki rol oynuyor mu?
* DUSAŞ'ın faturalarını denetlemekle görevli komisyonun görev yapması engellendi mi?
* SSK İzmir sağlık kuruluşları arasındaki tayin ve geçici görevlendirmelerde DUSAŞ bağlantısı var mı?
* DUSAŞ 'a yönelik bu operasyonun idari ve siyasi bağlantıları nelerdir?"
Konunun yargıya intikal ettiğinin kaydedildiği açıklamanın sonunda, yargının gereğini yapacağının düşünüldüğü, ancak DUSAŞ olayı adli ve polisiye bir olay olarak kalmaması gerektiği vurgulandı.
DUSAŞ kollandı
DUSAŞ örneği incelendiğinde görülenlerin bu özel sağlık kuruluşunun kollandığını ortaya çıkardığı anlaşıldı. Buna göre;
1- DUSAŞ ile yapılan ilk sözleşme 1 yıllık iken, hekimlerin ve hastane yönetimlerinin sürekli yakınmalarına, bunları yazılı ve sözlü olarak iletmelerine rağmen sözleşme, SSK tarihinde hiç rastlanmadık biçimde ilk bir yılın sonunda 3 yıllık uzatılmış,
2- DUSAŞ sözleşmesinde, faturaların 30 gün içinde ödenmesi, aksi halde güncel oranlar üzerinden faiz cezası ödeneceği maddesi konulmuş,
3- Kamu hastanelerinin faturalarının incelenmesi için her branştan uzmanların oluşturduğu fatura kontrol komisyonları mevcutken, DUSAŞ faturaları bu komisyonun incelemelerinden ayrı tutulmuş,
4- SSK dispanserleri ile hastaneler arasındaki sevk zinciri DUSAŞ örneğinde bozulmuş, SSK İzmir yönetiminin özendirmesi sonucu, birinci basamak sağlık hizmetleri atlanarak İzmir'in her yerinden bu özel sağlık merkezine başvurular yapılmış.
Sağlık pazara çıkarsa!..
SES açıklamasında yaşanan bu örneklerin sağlığın pazara çıkarılmasının ve özelleştirmenin bir sonucu olduğu ileri sürüldü. Bunlardan ders çıkarılmasının gerektiği belirtilen açıklamada SSK'nın hizmet satın alan veya özelleşen bir kurum değil hizmeti kendi üreten, demokratik ve özerk bir kurum olması gerektiği ortaya konuldu.
SSK'nın sağlık hizmeti için özel sektöre ödediği para ile her yıl SSK hastaneleri, dispanserleri yapılabileceği, personele ilave ek ödeme gerilebileceği ve personel açığının giderilebileceği ortaya konuldu.
Açıklamanın sonunda şöyle deniliyor:
"Biz SSK'da örgütle bir sendika olarak yılardır bu sorunlara dikkat çekiyoruz, yetkilileri uyarıyoruz. Uyarılarımıza kulak tıkanıyor. SSK ve sağlık her geçen gün daha fazla pazara çıkarılıyor, bu gidiş sürerse sağlık ve SSK'da daha çok polisiye olayla karşılaşmak kaçınılmazdır. Bu gidişten biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile, SSK'dan hizmet alan halk zarar görmektedir. Mağdur olmaktadır. Biz SES Sendikası olarak bu gidişe dur demek için duyarlı halkımıza ve SSK'dan hizmet alan kesimlerin sözcüsü olan İşçi Konfederasyonlarına çağrı yapıyoruz. Bu çağrı herkesedir. SES Sendikası olara SSK'nın kaynaklarının verimli ve etkin kullanılması, SSK'nın özerk ve demokratik hale getirilmesi için
çabalarımız sürecektir. "
SSK'da yaşanan tüm bu sorunlar ve DUSAŞ'ta ortaya çıkanlarla ilgili dün İzmir Tabip Odası'nda, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mete Güzelant tarafından yapılan basın açıklamasında çözüm önerileri olarak, SSK'nın insan gücü ve altyapı olarak eksikliklerinin giderilmesi, sağlıkta özelleştirme politikalarına son verilmesi, SSK'nın personel açığının kapatılarak, çalışanların ekonomik ve özlük haklarının
geliştirilmesi önerilmiş, birinci basamak sağlık hizmetlerindeki yatırımların tasarruf genelgesi vs gerekçelerle engellenmesinden vazgeçilmesi istendi.
SSK İZMİR SAĞLIK İŞLERİNİN (2000 yılında) ÖZEL SAĞLIK KURUMLARINA ÖDEDİĞİ PARALAR
HEMODİYALİZ 3.000.000.000.000.-
HEMODİYALİZ LAB.TEST. 100.000.000.000.-
ÖZÜRLÜ ÇOCUKLAR 840.000.000.000.-
BBT 650.000.000.000.-
M.R 450.000.000.000.-
SİNTİGRAFİ 130.000.000.000.-
ENDOSKOPİ 1.500.000.000.-
LABORATUAR TETKİKİ 12.000.000.000.-
KARDİYOLOJİ 200.000.000.000.-
TRANSPLANTASYON 36.000.000.000.-
RONTGEN 30.000.000.000.-
RADYOTERAPİ 240.000.000.000.-
DEVLET HAST. 1.800.000.000.000.-
ÜNİVERSİTE 3.000.000.000.000.-
EŞREFPAŞA BELD.HAST. 100.000.000.000.-
ESWL 7.000.000.000.-
DANSİTOMETRİ 45.000.000.000.-
ÖZEL HASTANELER 51.000.000.000.-
KALP - DAMAR 4.000.000.000.000.-
DUSAŞ 2.700.000.000.000.-
ANLAŞMALI ECZANELER 1.400.000.000.000.-
TOPLAM 18.400.000.000.000.-
(MS/NU)