16 kişi bilmiyor. Kimi "Yasa önüme gelmedikçe fikrim olamaz" diyor. Kimi, medya bu kadar "karmaşık anlatıyorsa, ya da es geçiyorsa" öğrenmenin mümkün olmadığını düşünüyor. Kimi de, "devletten hayırlı bir şey beklemediği" için ilgilenmiyor ve dolayısıyla da öğrenmemiş oluyor.
Bildiklerini söyleyenlerin bilgisi de aslında kendisini ilgilendirdiğini düşündüğü etkilerle sınırlı.
Bu durumda, tasarıyı desteklemek ya da karşı çıkmak da neredeyse Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) ya da Cumhuriyet Halk Partili (CHP) olmaya endeksli.
Hükümetin Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) Üçüncü Gözden Geçirme'ye yetiştirmeye çalıştığı www.milliyet.com.tr/2006/03/26/ekonomi/axeko02.html] "Sosyal Güvenlik Reformu" paketinin ilk bölümü olan Sosyal Güvenlik Kurumu Yasa Tasarısı, geçen Perşembe günü (13 Nisan) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edildi.
Yararlanmak istiyor, Çünkü "iyi bir şey"
Bağver Şapkacı, özel sektörde, sigortasız çalışıyor, 30 yaşlarında, tasarıyı destekliyor ama tasarının ne getirip ne götüreceğinden çok onu sigortalı olmak ilgilendiriyor.
"Çok iyi bir şey neden olmasın ki? Ben de yararlanmak isterim. İnşallah günün birinde sigortalı olabilirim. Olumsuzlukları bir kenara, şimdi sadece sigortalı olmak istiyorum."
Şükrü Aslan Beyoğlu'nda spor malzemesi satan bir dükkanın sahibi, 35 yaşında ve SSK'li, "AKP ne yaparsa iyi yapar" diye düşünüyor.
Ancak öte taraftan da "Önümüzdeki yıllarda kötü sonuçları olabilir. Emeklilik yaşının yükselmesi biraz düşündürücü" diyor.
Yasayla bir karşılaşsınlar da...
Adını vermeyen erkek emekli, tasarıyla ilgili hiçbir şeyi takip etmediğini, oradan buradan duyduğunu söylüyor: Maalesef karşıma uygulamada çıkmadıkça haberim olmaz. Olumsuz bir şeyse, öğrendiğimde çok geç olacak ama, öyle olacak işte.
Selma Toraman 19-20 yaşlarındaki oğluyla Taksim İlk Yardım Hastanesinde poliklinik sırasında beklerken, "Sosyal güvencem yoktu. Çocuklarımı tedavi ettirmek için çok zorlandım" diyor. Eşi de prim borcunu ödeyemediği için emekli olamıyor.
"Ben bu tasarı için çekimserim. Medyada yazılanlar çok karmaşık geliyor, anlayamıyorum. "
Özel bir şirkette çalışan Zafer Er'in de tasarıyla ilgili kafası karışık. Hem ekonomik hem de sosyal hizmet açısından bakmak gerektiğini düşünüyor ama ikisinin sürekli birbiriyle de çeliştiğini söylüyor.
"Ülke ekonomisi için olması gerekli bir zorunluluk. Toplumsal açıdan da insanlar daha ne kadar idare edebilir ve nereye kadar bu yükü taşırlar?"
Suna Yılmaz çalışmıyor. Gazetelerden tasarıyı anlamaya çalışmış ama bir şey anlayamamış. Anlayamadığı için de bu tasarının "altında bir çapanoğlu" olduğu ihtimalini de değerlendirmek gerektiğini düşünüyor.
"Bundan halk etkilenecek. Hastaneye gidip kendi paramızla tedavi olacağız. Ha sigortaya gitmişim ha özel hastaneye gitmişim. Değişen bir şey yok. Madem ki sigortalıyız para almasınlar."
Özer Biberoğlu emekli ve özel sağlık sigortası var ve "Sabah beşte kalkıp" sağlık hizmeti almak istemiyor.
"Bu tasarıyla ilgilenmedim. Olumsuz etkileri olacağından eminim. Önümüze geldiğinde anlayacağız."
"Tek Çatı"yı beğenenler
Tülay Erünsal, Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı'nın tek çatıda toplanmasını önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor: "SSK, Bağ-kur falan insanı yoruyordu" diyor.."
Taksim İlkyardım Hastanesi Gönüllüleri Derneği Başkanlığını yürüten Erünsal tasarıyla fazla uzaklara gitmeden hemen tedavi olacağını düşündüğü için de seviniyor.
Paşa Dağdelen özel emeklilik sigortasından emekli, "Tek çatı"yı Avrupa Birliği standartlarını yakalama olarak görüyor ve mutluluk duyuyor.
"İyi bir şey gibi görünüyor ama umarım bundan sonrası karmaşık olmaz."
En iyisi "özel sağlık sigortası"
Kafede otururken görüşlerine başvurduğumuz iki kadından SSK emeklisi olan eczacının özel sağlık sigortası var ve tartışmaları pek izlememiş: "Toplumsal olarak bu kadar önemli bir ihtiyacın maddiyata endekslenmesi çok üzücü. Her şeyi kapsamadığını, hatta pahalı olan ihtiyacı kapsamadığını biliyorum."
Emekli eczacı, "Hastane eksik, doktor eksik" diyor ve Türkiye'nin Genel Sağlık Sigortası sitemine uygun olmadığını düşünüyor: "Asgari ücretle yaşayan bir toplumuz."
Arkadaşı ise, kararını çoktan vermiş: "En azından kulaktan dolma bilgiyle yapabileceğim tek şey hasta olmamak ve kendimi garantiye alacak ek işe, ek sigortaya başvurmak."
Devlet memuru Aysel de GSS'ye karşı ve tasarıdan çok umutsuz, sadece paraya endeksli sağlık sisteminden kaygı duyuyor.
"Getirisi yok götürüsü çok. Şu ana kadar öyle veya böyle sağlık hizmeti bir şekilde alıyordum. Ama bu tarihten sonra bu hakkımı çok sağlıklı bir şekilde alabileceğimi zannetmiyorum."
Referandumda "hayır" demişler
Saim Babayiğit Kamu'da çalışıyor, emekliliği de yakın olduğu için devlete bel bağlamamayı tercih ediyor: Yeni bir süreç var, işçiler, çalışan kesim açısından eksik, yetersiz ve aleyhe. Fazla izlemiyorum, yoruldum artık."
Babayiğit, " Referandumda "hayır" demiş ve yine de umutlu olmaya çalışarak, "Avrupa işçi sınıfının kazanımlarını biliyoruz. Üye durumları iyi olan aktif sendika hareketlenmesine bu anlamda güveniyorum" diyor.
Laborant Tarhan Aydın da tasarıya karşı ve referandumda "hayır" demiş: "Ben koruyucu hekimlikten yanayım. Bu tasarı aile hekimliğini getiriyor. Türkiye koşullarında altyapısı olmadan işe yaramayacak hatta fayda etmeyecek bir gelişme. Aslında çok iyi bilmiyorum. Medya anlatmıyor."
Topluma danışılması gerekti
Serbest mali müşavir Muzaffer Yazıcı tasarıyı medyadan izlediği kadarıyla bildiğini düşünüyor, olumlu ya da olumsuz demek istemiyor: Alelacele düşünülmüş bir tasarı. Meslek odalarından, üniversitelerden ve sendikalardan görüş alınması gerekiyordu.
İnşaat işçisi Mehmet Erdoğan'ın AKP'ye güveni yok, AKP'den olumlu bir şey beklemiyor.
"Kimseye danışmadan gizli ve acele yapılan bir şeyin yararlı olacağını düşünmek çok mantıklı değil."
"Hekimler konuşuyor"
Bir devlet hastanesinde görev yapan hekimler Alper ve Sezgin tasarıyı "özelleştirmeye açılan bir yol" olarak değerlendiriyor.
Alper "Zaten özelleştirilmiş bir sağlık sistemi var. Şimdi de SSK, Bağ-Kur ve Yeşil kart sistemleri de iptal edilme yolunda" diyor ve tasarıya karşıtlığını tekrarlıyor.
Sezgin tasarıyla ilgili konuşurken, lafı "Yeşil kart" uygulamasına getiriyor:
"Yeşil kart bir anlamda iyiydi.Bu tasarıyla evinde doğum yapmayı göze alana hastanenin kapısı da kapatılıyor."(EZÖ/KÖ)