Outsport, 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde 5 bin 500’den fazla LGBTİ+'nın katılım gösterdiği "Avrupa'da Sporda Cinsel Yönelim Ve Cinsiyet Kimliğinin Önemi" anketinin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Anket çalışması, İtalyan Spor ve Kültür Derneği, Erasmus+ ve Köln Spor Akademisi’nin desteğiyle yürütüldü. Alman Spor Üniversitesi (Köln Spor Akademisi) Sosyoloji ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Enstitüsü tarafından çevrimiçi olarak gerçekleştirilen anket, aynı zamanda doğrudan LGBTİ+’ların deneyimlerine dayanarak gerçekleştirmiş ilk anket olması itibarıyla da önem taşıyor.
TIKLAYIN - Raporun tamamına ulaşın
Çalışma hakkında konuşan Outsport proje koordinatörü Rosario Coco, bu çalışmayla gurur duyduklarını belirterek, “Sonuçların hem Avrupa hem de ulusal düzeyde sporda LGBTİ+ karşıtı tutumlarla mücadele politikaları için bir temel oluşturacağından eminiz” dedi.
Her üç LGBTİ+ sporcudan biri cinsel yönelimini açıkla(ya)mıyor
Outsport’un anketine katılan LGBTİ+ 'ların yüzde 90’ı sporda homofobi ve transfobiyi bir sorun olarak görürken, anket sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 20’si cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet kimlikleri nedeniyle ilgi duydukları sporlara yönelmekten kaçınıyor. Bu oran LGBTİ+'lar arasında yüzde 54 ile en yüksek oran.
Transların, ilgi duymalarına karşın daha önce çeşitli sözlü saldırı ve dışlanmaya maruz kaldıklarından dolayı yönelmekten kaçındıkları sporların başında futbol, yüzme, dans ve boks geliyor.
Aktif olarak spor yapan LGBTİ+'ların üçte biri dışlanmak ve tepkilere maruz kalmaktan korktuklarından dolayı spor ortamındaki hiç kimseye cinsel yönelim ve/veya cinsiyet kimliklerini açıkla(ya)mıyor. Bu eğilime sahiplerin en yüksek oranda görüldüğü ülkeler yüzde 45 ile Macaristan ve yüzde 41 ile İtalya.
Her altı LGBTİ+ sporcudan biri saldırıya maruz kalıyor
Ankete katılanlar arasında son bir yıl içerisinde cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri sebebiyle saldırı veya olumsuz bir deneyimle karşılaşanların oranı ise yüzde 16. Bu, her altı LGBTİ+ sporcudan birinin çeşitli saldırılara maruz kaldığını gösteriyor.
Katılımcıların en sık karşılaştığı olumsuz tecrübelerin başında yüzde 82 ile sözlü hakaret ve yüzde 75 ile yapısal ayrımcılıklar geliyor. Maruz kalınan diğer yaygın saldırılar arasında ise yüzde 44 ile sözlü tehditler gelirken, siber zorbalık yüzde 40, fiziksel şiddet ise yüzde 20 olarak gözlemlendi.
Olumsuz deneyim biçimleri ve maruz kalma sıklıklarının yanı sıra katılımcılara bu deneyimlere kimler tarafından maruz kaldıkları da soruldu. Anket sonuçlarına göre LGBTİ+ 'lar çoğunlukla takım arkadaşları ve diğer sporcuların tacizine maruz kalıyor.
Eşcinsel kadınlar ve biseksüeller çoğunlukla kendi takım arkadaşları tarafından saldırı/tacize uğradıklarını belirtirken, eşcinsel erkekler ve farklı cinsel yönelimlere sahiplerin bu tacizlere diğer sporcular tarafından maruz kaldıklarını belirtiyor.
LGBTİ+ sporcuların yaşadıkları olumsuzlukların failleri arasında yüzde 53 ile diğer sporcular ve yüzde 49 ile LGBTİ+ sporcuların takım arkadaşları gösterilirken, katılımcıların yüzde 37’si seyircileri, yüzden 36’sı ise rakip takım üyelerini failler olarak gösteriyor.
Yaşadıkları olumsuzlukların baş aktörü olarak antrenörleri gösterenlerin oranı ise azımsanmayacak derecede. Ankete göre katılımcıların neredeyse üçte biri (yüzde31) antrenörlerinin saldırı/tacizine uğruyor.
Ankette aktif sporculuk dönemlerinde maruz kaldıkları ayrımcılık ve saldırılar sebebiyle sporculuk kariyerini sonlandıranların oranı ise yüzde beş olarak gözlemlendi.
Bu oran, 100 üzerinden değerlendirildiğinde sayıca az gibi görünse de ankete katılan 5 bin 524 LGBTİ+'dan 275’inin spor faaliyetlerinde maruz kaldıkları sözlü ve fiziksel saldırılar sebebiyle sporu bıraktığı anlamına geliyor.
Her iki LGBTİ+ sporcudan biri ayrımcılıklar karşısında tepkisiz
Anketin en dikkat çekici sonuçlarından biri de olumsuz deneyimlere tepkiler kısmında ortaya çıktı. Anketin bu bölümünde LGBTİ+ sporculara maruz kaldıkları ayrımcılıklara nasıl tepkiler verdikleri soruldu. Ancak sonuçlar gösterdi ki her iki LGBTİ+ sporcudan biri maruz kaldığı ayrımcılıklar karşısında herhangi bir aksiyon almayıp tepkisiz kalıyor (yüzde 53). Katılımcıların sadece yüzde 8’i durumu resmi makamlara (antrenör, yetikililer, yöneticiler) bildiriyor.
Katılımcıların yüzde 32’si ayrımcılığa maruz kaldığı yeri/makamı terk ettiğini belirtirken, kendisine ayrımcılık yapan birey(ler)le yüzleşenlerin oranı ise yüzde 25. Maruz kaldığı ayrımcılığın daha iyi performans göstermesi için kendisini motive ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 14 olarak gözlemlenirken, LGBTİ+ sporcuların yüzde 5’inin bu durum karşısında spor ortamını değiştirdiği görülüyor.
Anket, ayrımcılık karşısında hatanın kendinde olduğunu düşünenlerin varlığını da gösteriyor. Zira sonuçlara göre ankete katılım gösterenlerin yüzde 5’i ayrımcı durumlar karşısında kendi davranışlarını değiştiriyor.
LGBTİ+ sporcular ayrımcılık durumlarını bildirmiyor
‘’Maruz kaldığınız ayrımcılık durumlarına nasıl tepki veriyorsunuz?’’ sorusuna katılımcıların yüzde 53’ü herhangi bir tepki vermediklerini ve durumu herhangi bir resmi makama bildirmediklerini belirtiyor. Bu, ayrımcılığa uğrayan her iki LGBTİ+ sporcudan birinin sessiz kaldığı anlamına geliyor.
Katılımcılar bunu yapmalarının temel sebepleri arasında etklili bir müdahalenin gerçekleşeceğine dair şüphelerinin olmasını (yüzde46) ve tacizi küçük bir sorun olarak algılamalarını (yüzde36) gösteriyor.
Durum karşısında olayın daha da kötü bir hâl almasından korktukları için sessiz kaldıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 29 olarak gözlemlenirken, şikayet edilecek birimdeki personelin kendilerine olan tepkisinden endişelendikleri için sessiz kalan katılımcıların oranı ise yüzde 16. (ASK/EMK)