20. Onur Haftası kapsamında düzenlenen "Bir Avuç İbne, Oturmuyor Yerinde" panelinde, Bağış Erten ve Dağhan Irak katılımcılarla sporda LGBT ve cinsiyetçilik meselesini konuştu. Konu futbol üzerinden ele alınırken, hem saha içi hem tribündeki erkek egemen tavır tartışıldı.
Şike davası nedeniyle son bir yılda iyice saldırganlaşan ve cepheleşen futbol alanında cinsiyetçilik gibi konuları tartışmanın zorlaşmasından dolayı umutsuz bir havada başlayan panel, taraftar gruplarıyla buluşmalar, kadın-erkek-LGBT karma takımlarla futbol liglerine girmek gibi fikirlerle neşeli bir şekilde bitti.
Dağhan Irak, sporun sosyal olan her şey gibi politik olduğundan ve erkek egemen bir alan olmasından dolayı çekimser davranıp burada cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmeyi bırakmamak gerektiğinden bahsetti.
Erten de Akut, Karga Bar, Express ve Bir+Bir dergileri, Köstebek, yazar ve müzisyenlerden oluşan Ayazma gibi takımlardan oluşturdukları Gazoz Ligi'nin buna benzer bir alternatif olduğunu anlattı. Sahaiçindeki erkek egemen yapıya da değinen Erten, futbolda esas olanın oyuncuların kimlikleri değil yetenekleri olduğunun da altını çizdi, buradan da bir mücadele alanı yaratılabileceği konuşuldu.
Kültürel kodlar, futbolda katlanarak kendini gösteriyor
Irak, Türkiye'de spor aracılığıyla erkek egemen yapının dışında herkesin hor görüldüğü bir yapı oluşturduğunu söyledi.
"Spor, erkek egemen kültürün mastürbasyon alanı olarak tanımlanıyor. Yaşadığınız yerin hakim kültürel kodları, sporda daha da yükselerek ortaya çıkıyor. 'Sana bir alan açtım, toplum içinde açık etmeye utandığın herşeyi burada ifade edebilirsin. Burada LGBT, kadın yok, burada küfredebilirsin, AMK diye gazete çıkarabilirsin hakeme ibne diyebilirsin' şeklinde bir anlayış var.
"Bu hastalıklı yapıda LGBT'ler nasıl durabilir? Sadece LGBT'ler değil, herhangi bir insan için de futbol maçları zor, her an saldırıya uğrayabilecekleri bir ortam. Politik bir mücadele iddiasındaysanız, spor alanında da bir dönüşüm için mücadele etmek gerekiyor."
Erten de futbolla ilgili tartışmaların "gey olduğunu açıklayabilecek bir futbolcu var mı" noktasına gelemediğini, çünkü seyircisiz maçlara "seyirci olmama" sıfatıyla kadınların gitmesi gibi "akıl tutulmalarının" yaşandığını anlattı.
"Artık futbolun sevilesi bir şey olup olmadığını tartışıyoruz. Son gelişmelerle futbolun sağlıklı yürümediğini ispatı olan bir süreç yaşadık. Bu kaotik süreçte ciddi bir şekilde vasatın hükümdarlığı başladı. 'En çiğ, en çıplak haliyle futbol istiyoruz, adına savaş diyelim umrumuzda değil, biz onu görmek istiyoruz' anlayışı çıktı.
"Futbolun kitlelerin afyonu olduğunu ama sorunun futbolda değil, kitlelerin algılama şeklinde olduğunu düşünüyorum.
"Geçen sene Almanya'da Onur Yürüyüşü'nde Almanya Futbol Federasyonu'nun resmi otobüsü vardı. Orada kadın ligi lezbiyenlerin varoldukları yer olarak tanımlanırken, bizde lezbiyen ilişki var diye lig kapatılıyor."
Irak, Almanya'da göçmenlerin, kadınların, LGBT'lerin katılımıyla futbolun erkek egemenliğinin kalesi olmaktan çıktığını söylerken, "Türkiye'de spor çoğulcu değil, katılımcı hiç değil. İnsanlar spora sadece izleyici olarak katılıyor" dedi. Almanya'daki bu dönüşümün örgütlü mücadeleyle sağlandığının altını çizdi.
Alternatif ligler ve varolan düzenlemelerden faydalanmak
Panelin son bölümünde futbolda cinsiyetçilikle mücadele için kullanılabilecek alanlar tartışıldı. Taraftar gruplarıyla iletişime geçerek erkek egemen yapının sorgulanacağı tartışmalar düzenlenebileceği konuşulurken, alternatif futbol ligleri oluşturulabileceği de ifade edildi.
Erten ve Irak, UEFA'nın "Herkes İçin Futbol" ve Grassroots projelerinden ve varolan alternatif liglerden bahsetti.
"Bu projelere göre klüplerin belli miktarda kadın futbolcusu ve kadınlar ligi olması gerekiyor. Bunun karşılığında yardım alıyorlar. Türkiye şu an üç yıldıza sahip, dört yıldıza çıkmak için kadın sayısını arttırma konusunda çalışmak zorunda kalıyor. İstiyor değil ama mecbur. Dolayısıyla bu zorunluluğu kullanmak gerekiyor.
"Başka bir örnek alternatif ligler. İstanbul'daki protestan kiliselerinin bir futbol ligi var. Protestan cemaatinin meşruluğu yokken, liglerinin var. İstediklerinde Federasyon bir hakem göndermek zorunda. Mezapotamya Ligi de başka bir örnek. Federasyon, Graasroots projesi kapsamında bu ligleri yasaklayamıyor. Ligi yasaklayamadıkları için İçişleri Bakanlığı Mezapotamya Ligi'ni organize eden derneği kapatmaya çalışıyor, o ayrı.
"Ancak kendi oluşturduğumuz bir ligle futbol turnuvası düzenlediğimizde buna karşı çıkacak bir yasal yapı yok. Cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir turnuva düzenlenebilir. Büyük klüpleri buraya gelmeye ikna edemeseniz de bu futbol içinde varolmaya çalışabileceğiniz bir mücadele alanı yaratır.
"Futbol, LGBT'lerin ve kadınların çekindiği bir alan. Ama bu alandaki sorunlara kayıtsız kalma gibi bir lüksümüz yok." (ÇT)