Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR), LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık içeren ve LGBTİ+’ların yasal olarak 'cezalandırılmasını' öngören kanun teklifini 18 Nisan’da Meclis’e sundu.
Teklif, cinsel yönelim temelli ceza artırımları, medya içeriklerine yönelik kısıtlamalar ve 'toplumsal ahlak' argümanlarıyla dikkat çekiyor.
Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler yapılmasını öngören teklif, “aynı biyolojik cinsiyetten kişiler arasındaki cinsel ilişkiyi veya cinsel davranışı, sergileyen, teşvik eden, özendiren, herhangi bir şekilde bunu yayan ve propagandasını yapan kişilere” ceza verilmesini talep ediyor. Teklif, bu eylemlerin tüzel kişilerce gerçekleştirilmesi durumunda ise 'güvenlik tedbirleri' öngörüyor.
HÜDA-PAR, LGBTİ+ karşıtı kanun teklifini Meclis’e sundu
“Teklif doğrudan LGBTİ+ları hedef alıyor”
SPoD ekibinden Oğulcan Yediveren, teklifin içeriğini bianet’e değerlendirdi.
Daha önce basına yansıyan yasa taslağı ile bu teklifin birebir aynı olmadığını belirten Yediveren, HÜDA-PAR’ın sunduğu teklifin çok daha açık biçimde LGBTİ+’ları hedef aldığını ifade etti:
“HÜDA-PAR’ın sunduğu teklif, sızdırılan metindeki muğlak ifadelerin yerine doğrudan LGBTİ+ kimliklerin hedef gösterildiği bir içerik taşıyor. Bu yönüyle şöyle bir ayrım yapılabiliriz: Hükümetin planladığı yasa teklifi Rusya, Macaristan ve Gürcistan gibi ülkelerdeki düzenlemelere benzerken; HÜDA-PAR’ın sunduğu teklif, Suudi Arabistan ve Uganda gibi sodomi yasalarının daha sert olduğu ülkelere yaklaşıyor.”
“Teklif, ‘aile yılı’ politikasının parçası”
Yediveren, söz konusu yasa teklifinin hükümetin ilan ettiği “aile yılı” politikasıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “İktidar, devamlı olarak doğum oranlarının düşmesi, ailenin güçlendirilmesi gibi birtakım hedeflere yönelik bazı politikalar, ve bu politikaların da ötesinde bir zihniyet inşa etmeye çalışıyor. Bu yasa teklifi de bu zihniyetin bir parçası,” dedi.
“‘Sezaryen doğum normal değildir’ diyen akılla, kürtajı yasaklayan akılla, LGBTİ+ olmayı suç sayan akıl aynıdır,” diyen Yediveren, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatta belki şunu da söyleyebiliriz: Bugün İmamoğlu’nu hapse atan, Türkiye’de seçme ve seçilme hakkını dahi kullanılamaz hale getiren zihniyetle, insanların bedenleri, cinsellikleri ya da hayatlarını nasıl yaşayacakları üzerinde tahakküm kurmaya çalışan zihniyet aynı. HÜDA-PAR gibi Hizbullah’ın yasal ayağı olan bir siyasi partinin, bu anlayışı yasa teklifi olarak Meclis’e sunmasından da bunu açıkça görebiliyoruz.”
LGBTİ+ dernekleri: Bu yasa, aldığımız nefese göz dikiyor
“Demokratik toplum için LGBTİ+’ların yanında olmak şart”
Yediveren, kadınların gebelik önleyici hizmetlere ve üreme sağlığına erişimi ile nüfus ve aile planlamasının hak temelli bir yaklaşımla ele alınması gibi cumhuriyetin kazanımlarının da hedef alındığını belirtti.
Toplumun, cinsellik, yaşam biçimi ve beden üzerinden tahakküm kurmaya çalışan bu antidemokratik zihniyeti bir bütün olarak değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Yediveren, yasa teklifine karşı “Hepimiz hedefteyiz” sloganıyla kampanya yürüttüklerini kaydetti:
“Hizbullah yasa tasarısından sonra artık toplumun geniş kesimlerinin, LGBTİ+ nefretinin bu toplumu bölen, daha kolay yönetilebilen ve daha antidemokratik hale getiren bir araç olduğunu görmesi gerekiyor. Tüm toplum, LGBTİ+’ların yanında olmanın aynı zamanda demokratik bir toplumun ve bir arada yaşama kültürünün yanında olmak anlamına geldiğini görmeli.”
(YAH/VC)
