Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), siyasi partileri AKP’nin ayrımcı Anayasa teklifine “Hayır” demeye çağırdı.
Dernek, AKP’nin Anayasa’da aileyi “bir erkek ve bir kadın arasında” tanımlayan önerisine ilişkin, “Bu teklife HAYIR demek, insan haklarından yana tutum almanın tek yoludur” dedi.
Derneğin çağrısının tam metni şöyle:
Bir süredir tartışılan anayasa değişikliği teklifi nihayet meclise geldi. Toplumun açlıktan kırıldığı, çeşitli toplumsal kesimlerin sürekli birbirine düşmanlaştırıldığı, son çıkan sansür yasasıyla ifade özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, polis müdahalesi olmadan hiçbir eylemin yapılamadığı, adalete duyulan güvenin sıfırlandığı bir ülkede, bütün bunların müsebbibi olan iktidarla anayasa yapılamaz/değiştirilemez. LGBTİ+’ların, kadınların ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı ayrımcılıkların doğrudan muhatabı olan tüm kesimlerin, kendi hakları ve hayatlarıyla ilgili alınan kararlarda söz söyleyebilmelerinin önünde bunca engel varken getirilen ve oldu bitti ile geçirilmeye çalışılan bir teklif kabul edilemez.
LGBTİ+’ların sosyal, siyasal ve ekonomik başta olmak üzere tüm haklarının anayasal ve toplumsal düzeyde sağlanması için çalışan bir insan hakları örgütü olarak hatırlatıyoruz:
1- Söz konusu teklifte, Madde 2’nin gerekçesinde yer alan “aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile, sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması” ifadeleri, makul ve makbul aile sınıflandırılmasına girmediğini iddia ettikleri LGBTİ+’ları ötekileştirmenin, ikinci sınıf vatandaş olarak tanımlamanın, düşmanlaştırmanın önünü açmaktadır. Biz bu ülkenin eşit ve onurlu yurttaşlarıyız. Bizi, yani toplumun bir kesimini öteki, ikinci sınıf, düşman gösteren gerekçelerle temellendirilmiş bir teklif kabul edilemez.
2- Kanunlar sadece metinleriyle değil, ruhlarıyla da bilinir. Bir kanunun yapılış amacı ve ortaya çıktığı koşullar, o kanun maddesi her ele alındığında anılır. Türkiye, devletin kurumları aracılığıyla ve kamu kaynakları kullanılarak LGBTİ+’ları sosyal, siyasal, ekonomik alanın dışına itmeye yönelik politikaların yürütüldüğü, devlet yetkilileri tarafından LGBTİ+ların sapkın olarak nitelendirildiği, LGBTİ+lara dönük suçlarda cezasızlığın zirve yaptığı ve LGBTİ+’lara yönelik insan hakları ihlallerinin her geçen gün arttığı bir ülkedir. Böyle bir ortamda hazırlanan bu teklif, gerekçesinden de açık olduğu üzere, toplumsal kutuplaşmayı arttırmak ve LGBTİ+ları düşmanlaştırmak motivasyonunu taşımaktadır.
3- Tartışmayı teknik hukuk zeminine çekmek, içinde bulunduğumuz hali açıklamaya yetmez ancak yine de söyleyelim: İlgili değişiklik Anayasa’nın eşit yurttaşlık ilkesine ve laik, demokratik, hukuk devleti normlarına aykırılık teşkil etmektedir. Bunun yanında mevcut durum çok açıkça şudur: Hukuk, iktidar tarafından toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek için kullanılmaktadır! İlgili değişikliklere evet demek, kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin derinleşerek artmasından başka bir anlama gelmeyecektir. Tam şu anda, HAYIR’I örgütlemek ve kamuoyunu bu teklifin insan hak ve özgürlükleri ile Anayasa’ya aykırılığı yönünde bilgilendirmek gerekmektedir.
İktidarın getirdiği anayasa teklifinin LGBTİ+’ların gündeminde hiçbir yeri yoktur. Türkiye’de yasal olarak aynı cinsiyette olan kişilerin evliliği mümkün değildir. Bu yaratılan suni gündem ile amaçlanan, teklifin önergesinde yer alan ayrımcı ifadelerle ileriye yönelik tüm hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır.
Geçmişten ders almanın vakti geldi de geçiyor. Tüm meşruluğunu kaybeden bir iktidarla anayasa yapılmaz! Bu teklife HAYIR demek, insan haklarından yana tutum almanın tek yoludur.
Bu anayasa teklifinin geçmesi, telafisi çok zor hasarlara yol açacaktır. LGBTİ+ yurttaşların yaşam hakkı başta olmak üzere tüm temel haklarını koruyabilmek için herkesi HAYIR’ı örgütlemeye çağırıyoruz. Türkiye’nin bu dönüm noktasında tüm muhalefet vekillerini insan haklarından yana tutum almaya çağırıyoruz.
AKP ne öneriyor?
Kaos GL’nin haberine göre, AKP, başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı anayasa değişikliği teklifini, TBMM Başkanlığı’na sundu.
Sürekli ertelenen teklif MHP ve BBP'nin desteği ile 366 milletvekilinin imzasıyla TBMM’de. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, başörtüsüne anayasal güvence getiren ve evlilik birliğini tanımlayan Anayasa değişiklik teklifini TBMM Başkanlığına sundu.
Zengin, teklifin aileye ilişkin kısmında şöyle dedi:
“Diğer konu da aile müessesesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görülmüştür. Eğer bir tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz.”
Aile tanımını düzenleyen ikinci maddenin genel gerekçesinde ise bir kadın ve bir erkeğin evliliği dışındaki aile formlarına “çürüme” ve sapkınlık” deniyor:
“Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, Milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasanın 41’inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır.”
Anayasanın, “ailenin ve çocuğun korunması”nı düzenleyen 41. Maddesi'nin 1. fıkrasında, aile tanımı yapılıyor. Teklifle, söz konusu maddeye, aile birliğinin “kadın ile erkeğin evlenmesi” ile kurulacağı hükmünün eklenmesi öngörülüyor.
(EMK)