Prof. Oran, "Fransızlar, bu kanunun çıkmasıyla birlikte öyle korkunç bir tartışmayla karşılaşacak ki, sonuçta Voltaire'i yeniden keşfedebilirler (Back to Future). Bu da söz konusu tasarıyı siyasetçilerin tarihçilere müdahalesi olarak gören Fransa'daki 16 tarihçiye desteği artıracak" dedi.
Fransız yazar ve filozof François-Marie Arouet de Voltaire'in "Söylediklerinize katılmıyorum ancak düşüncelerini özgürce dile getirmeniz için müdahale etmeye hazırım" sözü düşünceyi ifade özgürlüğü açısından referans oluşturuyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın Ermenistan'a ziyareti ve tasarının Fransa'da gündeme alınmasının "Ermeni lobisine bir temennadan öte" bir anlamı bulunduğunu açıklayan Ekonomist Mustafa Sönmez ise, tasarının yasalaşmasıyla ortaya çıkacak ekonomik sonuçlar konusunda Prof. Oran kadar olumlu yön bulamıyor:
"Çok negatif etkileri olur. Türkiye ciddi bir istikrarsızlık dönemine girebilir, Türkiye'deki yatırımcının soğuk para açısından sıkıntıya düşebilir ve kaçış ortamından bile söz edilebilir."
Amaç Türkiye'yi AB'den dışlamak
Bianet'e tasarıyı değerlendiren yapan Prof. Oran ve ekonomist Sönmez, gerekçeler değişik de olsa, Türkiye'nin AB'den dışlanmaya çalışıldığı görüşünde birleşiyorlar.
Oran, tasarının Fransa ve Türkiye ile sınırlı olmayan küreselleşmeye dair korkuları yansıttığını, Sönmez ise, tasarının kabulünün Türkiye'nin Avrupa Birliği ilişkilerini etkileneceğini ifade etti.
Kaynağı Türkiye ile sınırlı değil, etkileri de olmayacak
Türkiye'de hükümet, Parlamento ve iş ve sivil toplum çevreleri, Fransa Parlamentosu'nda 12 Ekim'de ele alınacak "Ermeni Soykırımı'nın inkarını cezalandıran Yasa Tasarısı" konusunda Fransa hükümetini "son kez" uyardı.
Türkiye'de öfke, Meclis'te de "Cezayir Soykırımı'nı tanıyan ve 'Ermeni Soykırım Vardır' diyenleri cezalandıran bir Tasarı"nın misilleme olarak Paris'teki görüşmelerin arifesinde gündeme alınmasına kadar vardı.
Türkiye'de hükümet ve Ordu, geçen yıl yaklaşık 10 milyar dolarlık ticari faaliyet gerçekleştirdiği Fransız şirketlerine ihale verilmemesi dahil birçok önlemi görüşüyor. Bazı sivil toplum örgütleri, Fransız mallarının boykot edilmesinde söz ediyor.
Son olarak, iktidardaki Halk Hareket Birliği'nin (UMP) Ermeni asıllı milletvekili ve Nicolas Sarkozy'nin danışmanlarından Patrick Deveciyan, "tarihçi ve akademisyenlerin yasa tasarısı kapsamı dışında tutulmasına yönelik bir değişiklik önergesi sundu.
Sönmez: Türkiye bu kadar kolay sineye çekmemeli
İş çevresinin gösterdiği tepkiyi değerlendiren ekonomist Sönmez, "Türkiye'nin bunu sineye çekmesi çok daha zor olmalı. Türkiye bu boykotu yapmak durumunda, kamu ihalelerine almamak gibi önlemleri almak zorunda. Bu kadar gürledikten sonra yağlamak olmaz" dedikten sonra, gündeme geleceği aylar öncesinde belirlenen tasarıya karşı geç ve yetersiz tavır alındığını düşünüyor.
Sönmez, tasarının Fransa-Türkiye ilişkilerini aşacak sonuçları bulunduğunu belirterek, "Tasarı Türkiye'nin AB ilişkilerini biraz germek, raydan çıkmasına da hizmet edebilir. "Tasarı eğer kabul edilirse bu Türkiye'nin yeni bir yere geldiği, Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir viraja geldiği anlamına gelecektir" dedi.
"AB projesini ciddi biçimde etkiler"
AB ve İMF'nin, Türkiye'nin en önemli iki çıtası olduğunu ve hayati önem taşıdığını söyleyen Sönmez, "Zaten yolunda gitmeyen bir ilişkiye bir de tasarı halkası eklenirse bu AB projesini ciddi biçimde etkiler, çıkmaza sürekler.İş dünyasının telaşına bu odaktan bakılmalı.
"Fransa, Türkiye'deki ticari işbirliğinin gözden çıkarmış olabilir mi?" sorusuna Sönmez, "Onu bilemiyorum. Belki de onlar, 'Biz böyle yaparız. Buna rağmen onlar göze alamazlar, bir şey yapamazlar' şeklinde düşünüyorlardır" yanıtını verdi.
Oran: Tasarının kabulüyle 16 Fransız tarihçi kazanır
Prof. Oran ise, tasarının kabulüyle, sürekli gündeme getirilip çekilmesinden dolayı Demokles'in Kılıcı gibi sallanan tasarının artık gündemden çıkacağını hem de alevlenecek tartışma sonucunda Fransa'nın Voltaire'e geri dönerek ileri gitmiş olacağını ileri sürdü.
"Küreselleşme Voltaire'i öldürmüştü. Fransızlar, bu kanunun çıkmasıyla birlikte Voltaire'i yeniden keşfedebilirler. O zaman bu türden tasarıları çalışmalarına müdahale olarak gören 16 Fransız tarihçilere yeni katılımlar olacak."
Tatsız durumun Fransa'nın Türkiye'yi AB'den kışalamak için Ermenileri ve bu sorunu kullanmasından kaynaklandığını vurgulayan Oran, küreselleşmenin sadece ekonomiyi değil ulusal kimliği de etkilediğinin, "şimdiye kadar Hanefi-Müslüman Türk olan ulusal kimlikten bu süreçle birlikte gayrimüslimlerin de vatandaş sayıldığı bir döneme girilmekte olduğunu ifade etti.
Kimliğin çoğalarak değişmesine sadece Türkiye'de değil, Fransa ve Hollanda'da da Avrupa Anayasası'nın reddedilmesi biçimiyle tepkilere yol açtığını söyleyen Prof. Oran, "Küreselleşmeden korku yer yeri sarmış durumda "dedi.
"Tasarı, küreselleşme korkusunu yansıtıyor
"Türkiye'de ise tam bir ters paralellik var" diyen Oran, 'Genosit olmuştur' diyenin içeri atıldığını, bunun da ırkçı 301. madde yoluyla yapıldığını belirterek, "Nasıl Fransızlar Türkleri kışalamak için Ermenileri kullanıyorsa, biz de Ermenileri kullanarak ifade özgürlüğünü kışalıyoruz. Sebep aynı, küreselleşmeden duyulan korku." diye konuştu.
Korkuların birbirini azdırdığını da belirten Prof. Oran, "Türkiye'deki AB düşmanlarıyla AB'deki Türkiye düşmanları birbirlerine meme veriyorlar, birbirlerini emziriyorlar. Siyaset biliminde 'dikotomi' derler. Sıcak kavramını bilmiyorsan soğuk kavramını da bilemezsiniz" diye konuştu.
"Tasarının kabulü halinde Türkiye'deki ifade özgürlüğünün durumu yine de yapıcı bir yön kazanabilir mi?" sorusuna Oran, ilişkilerin kısa vadede çok kötüye gideceğini, ancak önemli olan orta vade olduğunu kaydederek, "Biz zaten seçimlere kadar cehennemi yaşayacağız"diyerek sözlerini bitirdi. (EÖ)