Düzenleme ile sosyal medyada “yalan haber yapan, yayan ve hakaret edene” Türk Ceza Kanunu’nda yaptırımlar getirilecek. TCK’da, “dezenformasyon” gibi yeni suçlar yer alacak.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Program Koordinatörü Renan Akyavaş “Düzenlemeye ilişkin temel endişe, yoruma açık, geniş tanımlı madde ve kriterler ile bu yasanın kötüye kullanılması” derken, CHP’den Onursal Adıgüzel de “Tıpkı geçen yıl TBMM’den geçen tartışmalı sosyal medya düzenlemesinde olduğu gibi AKP, bugün de Almanya’daki düzenlemeleri kendi sansürü ve medya üzerinde baskıyı hedefleyen düzenlemesine yönelik meşrulaştırma aracı olarak kullanıyor” değerlendirmesini yaptı.
Bu düzenlemeyle birlikte kamuoyunda yeniden “yanlış haber” ve dezenformasyon tartışması başladı.
Adım adım doğrulama
Teyit.org editörü Emre İlkan Saklıca bianet’e, bilgilerin ve haberlerin doğrulanmasında nasıl bir yol izlediklerini, hangi süreçleri işlettiklerini adım adım anlattı:
- Teyit’te doğrulamanın başlaması için önemli noktalardan biri, şüpheli bilgilerin tespiti. Şüpheli bilgiler, Teyit’e takipçileri tarafından Facebook, Twitter, WhatsApp, Telegram ve e-posta gibi yollarla ulaşıyor. Bunun yanı sıra Teyit ekibinin her gün yaptığı internet ve medya taraması ile tüm bilgiler bir havuzda toplanıyor. Toplanan iddialardan açık kaynaklarla doğrulanabilir nitelikte olanlar, yaygınlık, önem ve aciliyet kriterlerine göre değerlendirildikten sonra incelemeye başlıyor.
- Teyit’in metodolojisi, üyesi olduğu Uluslararası Doğruluk Kontrol Ağı tarafından her yıl denetleniyor. Yani Teyit, tarafsız ve hakkaniyetli davranma, içeriklerde kullanılan kaynakların ve metodolojinin şeffaflığı, finansal ve organizasyonel yapının açıkça belirtilmesi ile incelemelerin açık ve güvenilir düzeltilmesi ilkesine bağlılığına ilişkin standartlara uymak zorunda.
- İnceleme yapılırken iddianın doğruluğunu ya da yanlışlığını işaret eden birbiriyle tutarlı ve açık kaynaklardan erişilebilen en az iki delil ortaya çıkarılıyor. Deliller kamuya açık ve kesinlik ölçütüne göre; dijital yollarla elde edilebilecek açık veriler, somut belge ve dokümanlar, birinci tarafların görüşleri, son olarak da uzman görüşleri olarak değerlendirmeye alınıyor. İddiayı doğrulayacak tek yer, bir kurum ya da kişinin kendiyse somut belge ve delil isteniyor.
- Kaynak ve deliller, linklerin kaybolma veya değişme gibi durumlarda ilk görüldüğü halleriyle korunmalarını sağlamak için arşivleniyor. İncelemelerde tespit edilen kaynaklar, herkesin ulaşabileceği şekilde yer verilir ve okuyucunun denetleyebilmek için verilere ulaşması kolaylaştırılıyor. Böylece okuyucuların da teyit edilen içeriği kontrol edebilmesi sağlanıyor.
- Sağlık ve bilim alanındaki çalışmalarda, ilgili literatür taranıp çalışmalar kanıt hiyerarşisine göre değerlendiriliyor; ardından konuyla ilgili uzman bir örgüt, otorite ya da kurumdan görüş alınıyor. Bu şekilde çalışmalarımızdaki adımlar uzman aktörlerce değerlendirilmiş oluyor.
- Hazırlanan incelemeler doğrulamayı yapan yazan yazar dışında en az iki editör tarafından okunarak kontrol ediliyor. Delillerin doğru olmadığı, kaynakların güvenilir olmadığı veya delillerin birbirini doğrulamadığı tespit edilirse, doğrulama yayınlanmıyor. Eğer yayınlanırsa da dört farklı - doğru, yanlış, karma ve sonuçlandırılamadı - etiketten biriyle işaretlenerek yayınlanıyor.
Paylaşımda da "örgütlülük" kriteri |
Ekim ayında Meclis’e sunulması beklenen düzenlemede “dezenformasyon içerikli paylaşımın organize, örgütlü, belli bir amaca yönelik olması halinde yaptırım uygulanması” üzerinde duruluyor. Dezenformasyon içerikli paylaşımların denetimi için de “resmi ve kurumsal” bir mekanizmanın kurulacağı ifade ediliyor. BBC Türkçe’ye konuşan AKP’li kaynaklar, düzenleme öncesinde başta Almanya olmak üzere birçok ülke örneğini incelediklerini belirtti. Avrupa Birliği'nin internet ortamı ile ilgili iki kırmızı çizgisinin "terörle mücadele" ve "dezenformasyon" olduğu belirten AKP yetkilileri, toplumda kaos yaratmayı amaçlayan dezenformasyonun da bir "terör biçimi" olduğu görüşünü savunuyor ve düzenlemenin de buna göre yapılacağını vurguluyorlar: “Bizim asıl mücadele edeceğimiz, bireysel paylaşımlar değil. Orada da dezenformasyon ama bizim üzerinde durduğumuz örgütlü ve bilinçli dezenformasyon. Örneğin birisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin uluslararası alanındaki itibarına dönük bir paylaşımda bulunuyor, arkasından bir internet sitesi haber yapıyor, bir bakıyorsunuz öbürü basın toplantısı düzenlemiş. Yani kendi aralarında koordinasyon içerisinde, örgütlü bir yapıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu düzenlemenin amacı bu tür paylaşımları engellemek.” Almanya, İngiltere, Singapur, Rusya, Avustralya'daki uygulamaları inceleyen AKP yönetimi, ağırlıklı olarak Almanya modeli üzerinde duruyor. Singapur'da yalan bilgi paylaşanlara yönelik 10 yıla kadar hapis cezası verildiği belirtilirken, AKP 5 yıla kadar hapis cezası üzerinde duruyor. |
(AS)