İstanbul, İstiklal Caddesi’nde altı kişinin hayatını kaybettiği saldırıdan sonra internete ve sosyal medyaya uygulanan erişim kısıtlaması Türkiye’nin yabancı olduğu bir nokta değil.
Toplumu ilgilendiren ve en çok haber alınması gereken durumlarda başlatılan bu engellemeler yurttaşların tepkisi her dönem çekiyor.
Ancak şimdi gündem yaklaşan seçimler ve benzer bir kısıtlanmanın seçimlerde uygulanıp uygulanmayacağı.
Nebil: VPN sadece bir alternatif
Siber Güvenlik Uzmanı Füsun Sarp Nebil’e göre yasalardaki muğlaklık buna izin veriyor. Erişim engellerinin VPN’le aşılabileceğinden bahsetse de bunun bir çözüm olmadığını savunuyor:
“Twitter örneğinden gidelim. Twitter’a girişte aslında bir sunucuya bağlanıyorsunuz. Devlet istendiği anda kontrol paneline istenilen sunucu numarası yazılıp o sunucuya giden yolu tıkayabilir. Bunu aşmanın yolu da VPN. VPN’i bir tünele benzetebiliriz. VPN ile IP numarası belirlenemediği için tünelde engellemelere takılmadan serbest bir dolaşım yapabilirsiniz.
“Ancak alternatif bu yöntem bir çözüm değil. İnsanların yapılan engellemelerin güvenlik önlemi değil, tam tersine halkı korumamak, halktan gerçeği saklamak olduğunu bilmeli. İnsanların bu konuda tepkilerini göstermeleri gerekiyor. ‘İnternetimi kesemezsin’ diye bağırmaları gerekiyor. Ses çıkarmadıkça erişim engellemeleri devam ediyor”
“Partilerin kendi haberleşme ağlarını kurmaları gerekiyor”
Patlama sonrasındaki erişim kısıtlamalarının seçim zamanı da yaşanabileceğinden bahseden Nebil, Partilerin kendi haberleşme ağlarını kurmaları gerekiyor” diyor.
Tiryaki: Sosyal medya kontrol altına alınmak isteniyor
HDP’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Füsun Sarp Nebil’le benzer düşüncede.
İktidarın sosyal medyayı denetim altında tutmak istediğini belirten Tiryaki’ye göre son yılların en etkili mecrası sosyal medya. Patlama sonrası erişim kısıtlaması da bu nedenle sosyal medyaya uygulandı.
“Türkiye dışında herkes konuyla ilgili yorum yapabildi”
Bant daraltmanın herhangi bir yasal dayanağı olmadığını söyleyen Tiryaki, bant genişliğinin daraltmasının keyfi olduğunu belirterek iktidarı ve bağlı kurumları eleştirdi:
“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) patlama sonrasında insanların interneti kullanmalarını ciddi bir biçimde engellendi. Bunun sonucunda da insanlar habere ulaşamadı. Türkiye dışında herkes bu konu hakkında yorum yaparken, olayın gerçekleştiği ülkede yaşayan insanlar olay hakkında bilgi alamadı, alması engellendi. Bu ciddi bir şekilde ifade özgürlüğünün sınırlanması anlamına geliyor.
Bant daraltmanın hiçbir yasal dayanağı yok. İktidarın keyfi uygulamalarından yalnızca bir tanesi. Bu yaptırımların karşısındayız.”
“Umarım hükümet seçimde böyle bir adım atmaz”
Gerçekleşebilecek saldırılara karşı gerekli önlemleri aldıklarını belirten Tiryaki sözlerini şöyle bitirdi:
“Siyasi partilerin seçim sırasında internet üzerinden bilgi paylaşması seçim güvenliği açısından ciddi bir güvenlik önlemidir. Siyasi partiler bunun dışındaki yol ve yöntemlerle de seçim güvenliğini sağlamaya çalışıyorlar.
“İnternete girmeden de bu güvenliğin sağlanabilmesi mümkün. Teknolojik olarak gerçekleşebilecek saldırıları ve internete erişimin engellenmesini de göz önünde bulundurup denetim çalışmalarımızı yürütmeye yönelik önlemler alıyoruz. Ama bu da kuşkusuz daha çok kişi ve daha çok emek anlamına geliyor. Umarım hükümet vatandaşın seçme ve seçilme hakkına gölge düşürecek bir adım atmaz.”
Adıgüzel: İktidar kriz yönetiminden bihaber
Uygulanan erişim engelinin yurttaşlar üzerindeki korkuyu daha da arttırdığını ifade eden CHP’nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ise tepkisini “İktidar yine şaşırtmadı” diyerek gösterdi.
Patlamadan sonra halkın merak ve endişe içerisinde olduğunu belirten Adıgüzel iktidarın sosyal medyaya erişimi yavaşlatarak kriz yönetiminden bihaber olduğunu gösterdiğini savundu:
“Bir terör olaylarının temelinde halkı paniğe ve endişeye sevk edip korkutmak yatar. Aynı iktidarın interneti yavaşlatması gibi. Haber alma hakkı elinden alınmış halk, 85 milyon vatandaş maalesef böyle daha çok korktu. Herkes yakınlarını aklından geçirdi. İktidar bant daraltarak benzer saldırıları engelleyeceğini sanıyorsa yanılıyor.
“85 milyonun temel hakkı elinden alındı”
Patlama sonrası sosyal medyaya erişimi engelleyen BTK’nin de VPN kullanarak tweet attığından bahseden Adıgüzel şöyle devam etti:
“85 milyon yurttaş cezalandırıldı, temel hakları da ellerinden alındı. İşin komik tarafı BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ve yetkilileri de VPN ya da başka bir yöntem kullanıp Twitter’da açıklama yaptı. Dezenformasyon yasası bir işe yaramamış olacak ki çareyi internete erişimi engellemekte buldular.”
“En önemli gücümüz ıslak imza tutanakları”
Seçim zamanında uygulanabilecek sansüre karşı teknolojiyi kullanacaklarını açıklayan Adıgüzel, “Seçim öncesi alternatif kriz senaryolarına karşı internetin daraltıldığı bir ortamda çözümler üretmeye çalışıyoruz. En önemli gücümüz ıslak imza tutanakları alıyor olmak ve bunları da birleştiriyor olmak olacak. Önümüzdeki süreçte iktidar bu sansür çalışmalarını da arttıracaktır. Ama biz de buna karşın teknolojinin tüm gücünü kullanıyor olacağız.”
TIKLAYIN - İstiklal'deki patlama sonrası sansür: Kime, neye dayanarak?
TIKLAYIN - "İfade özgürlüğü ve haber alma hakkı dayanaksız bir şekilde engellendi"
(MT / HA)