Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yürütme Kurulu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) kapatılmasının sosyal hizmet kavramının yerine "aile" ve "sosyal yardım" kavramlarının öne çıkartılması anlamına geldiğini belirterek uygulamaya tepki gösterdi.
Uygulama ile sosyal hizmet kavramı terk edilerek "aile" ve "sosyal yardım" kavramlarının öne çıkartıldığını vurgulayan SES Genel Hukuk ve TİS Sekreteri Aslıhan Han Özden ve Genel Sekreter Sıddık Akın, "Hak kavramının yerini yardım kavramına bıraktığı bir sürecin yasalaşmış halini izledik" dedi.
"Devletin en eski ve hizmet verdiği kesimler açısından da en hassas kurumlarından biri olan SHÇEK kapatılmıştır. Merkez teşkilatı tasfiye edilmiştir. Taşra teşkilatı İl Özel İdarelerine devredilmiştir.
Engelli hakları, çocuğun güvenliği ve korunması, yoksullukla merkezi olarak mücadele edilmesi, kadının korunması, yaşlı hizmetleri konularında İl Özel İdarelerinin ne kadar deneyimli olduğu tartışmalıdır.
Merkezi olarak karar alınması, planlanması gereken bu sorunlarla gerçek anlamda mücadele edilebilmesi neo-liberal yerelleşme mantığı ile mümkün görünmemektedir.
Yoksulluğun, işsizliğin yüksek olduğu ülkemizde parasız, nitelikli, erişilebilir, kamusal Sosyal Hizmet sunumunun güçlendirilmesi gerekirken, Sosyal Hizmetleri İl Özel idarelerine devrederek özelleştirmeleri kolaylaştırma, devletin yaşlısını, sokak çocuğunu, engellisini korumayıp, sadakaya muhtaç hale getirmesi anlamına gelmektedir."
Sendikal haklara açık bir saldırı
Özden ve Akın, yayımlanan kanun hükmünde kararnamelerle çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun yapısının değiştirildiğini, birçok kuruluşun tasfiye edildiğini hatırlattı.
Uygulama ile on binlerce kamu görevlisinin mali ve sosyal hakları ile diğer özlük haklarının ellerinden alınabileceğine dikkat çeken Özden ve Akın, sendika ve konfederasyonların görüşü alınmadan yapılan düzenlemeyi "sendikal haklara açık bir saldırı" olarak nitelendirdi.
"Kadın yalnızca aile içinde kadın"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kurulmasının kadını aile kavramı içerisine hapsetmek anlamına geldiğini vurgulayan Özden ve Akın, uygulama ile toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için adım atmak yerine evli olmayan tüm kadınların dışlandığını da hatırlattı.
Özden ve Akın, tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin Türkiye'yi toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirecek adımlar atmakla yükümlü kıldığını, KSGM'nin bakanlık bünyesinde konuşlandırılmasının ise kadın erkek eşitliğini sağlamakla görevli mekanizmanın ortadan kaldırılması anlamına geleceğini belirtti.
"Seçimlere gölge düştü"
Özden ve Akın, hükümetin seçimlere dört gün kala yeni kabine yapısını düzenlemesinin seçimlere gölge düşürdüğünü de vurguladı ve tüm siyasi partileri ve vatandaşları meclisi etkisizleştirerek KHK ile ülkeyi yöneten otoriter-totoliter AKP zihniyetine karşı duyarlı olmaya çağırdı."
Kanun hükmünde kararnameler ne getiriyor?
8 Haziran 2011 günü Başbakan'ın yeni kabine yapısını tanıttığı basın toplantısından birkaç saat sonra Resmi Gazetenin mükerrer sayısında 11 adet kanun hükmünde kararname (KHK) yayımlandı.
Bunlardan 633 sayılı KHK ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kuruldu. Bu bakanlık kurulurken SHÇEK kapatıldı.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü hizmet birimi olarak bakanlığa bağlandı.
Özürlüler İdaresi Başkanlığı yerine Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bakanlığın hizmet birimi oldu.
Kapatılan SHÇEK yerine Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bakanlığın hizmet birimi olarak kuruldu. SHÇEK'in merkez teşkilatı tasfiye edildi. Taşra teşkilatı İl Özel İdarelerine bağlandı. (BB)