Sol partilerin yöneticileri, DSF'nin deneyimlerin paylaşılması ve ortak bir mücadele zemininin oluşturulması açısından önemli olduğunu; forumun dünyanın çeşitli yerlerindeki muhalif hareketler arasında bir ağ kurduğunu belirtiyorlar.
Siyasi partilerin katılımının hala tartışıldığını ve bunun da DSF'nin etki alanını zayıflattığını vurguluyorlar.
Her dört partinin yöneticisi de Türkiye'de de benzer bir sosyal forum oluşması gerektiğini fakat toplumsal muhalefetin parçalı olmasından dolayı bunun başarılamadığını; aynı durumun DSF'nin Türkiye'ye yeterince taşınmasını da engellediğini söylüyor.
DSF'ye DEHAP ve SDP'den katılım var.
"DSF'ye katılım artmalı ve çeşitlenmeli"
EMEP Genel Sekreteri Mustafa Yalçıner, DSF'nin dünya işçi sınıfının birliği açısından önemli olduğunu ama siyasi katılımın olup olmamasının hala tartışmasından dolayı katılmadıklarını söyledi.
"Hem daha örgütlü katılımın sağlanması hem de dünyanın başlıca ezilen güçlerine daha yakından ve daha yerelden bağlanmaya yönelik tartışmalar var" diyen Yalçıner "Örneğin bir sonraki forumun Afrika'da yapılması düşünülüyor. Son ASF'de de sendikaların katılımında bir artış gözlendi. Bu eğilimin güçleneceği söylenebilir" dedi.
Sadece sendikalar ve sivil toplum kuruluşları ile yol alınabileceğini savunan yaklaşımın dünyanın ezilen güçlerini kucaklamakta yetersiz kaldığını belirten Yalçıner, "En iyi STK'ların arkasında bile çokuluslu şirketler var. Dolayısıyla ezilenler için yeterli bir araç değiller" dedi.
Yalçıner, sendikalar ve diğer örgütlü kesimlerin katılımının artmasının güçlü bir anti-kapitalist yaklaşım oluşturulabilmek açısından önemli olduğunu belirtti.
İyi durumda olmayan sendikalarında bu süreçte kendilerini dönüştürmek zorunda kalacağını belirten Yalçıner "Hem merkez hem de çevre ülkelerin işçi kitleleri ne kadar örgütlü olursa o hep mümkün olduğunu söylediğimiz başka bir sosyalist dünyayı oluşturmak o kadar kolay olacaktır" dedi.
Türkiye'de emek hareketinin bugünkü düzeyinin düşük olduğunu vurgulayan Yalçıner "Ama bütün dünyada bu böyle. Tek tek ülkelerde emek hareketlerinin gelişmesi dünyadaki düzeyi etkiler; bunun tersi de doğru" dedi.
"Ortadoğu Sosyal Forumu projemiz var"
DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür, DSF'nin "kapitalizmin globalleşmesine karşı dünyanın ezilen emekçi halklarının ortak sesi" olduğunu söyledi.
Gür, foruma parti adına Genel Başkan Yardımcısı Veli Büyükşahin ve Diyarbakır Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin'in katıldığını; yerel yönetimler komitesinde yer aldıklarını ve tüm forumları dikkatle izlediklerini söyledi.
Sosyal forumun DEHAP'ın programı açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Gür, "Devletlerin sağlayamadığı barış, adalet, özgürlük gibi kavramlar forumun temel ilkelerini oluşturuyor. Biz de insan hakları ihlallerini, Kürtlerin durumunu, çevre problemlerini aktarma imkanı buluyoruz" dedi.
Sosyal Forumların mücadele taktiklerinin ve deneyimlerin değiş tokuşu açısından önem taşıdığını vurgulayan Gür, benzer ağların Türkiye içinde de oluşması gerektiğini belirtti.
"Forumlar sayesinde Latin Amerika'daki dağ köylülerinin sorunlarını ya da ABD'deki insan hakları ihlallerini öğrenebiliyoruz. Diyarbakır'da bir Ortadoğu Sosyal Forumu oluşturma düşüncemiz var".
"Emeğin özgürlüğünün mücadele zemini"
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tahmaz partinin dördüncü kongresi nedeniyle bu sene DSF'ye katılamadıklarını ama forumu partinin savunduğu ilkelerle örtüştüğü için önemsediklerini söyledi.
Tahmaz, Türkiye'de bir sosyal forum için yürütülen çalışmaların içinde yer aldıklarını, sosyal forumları toplumsal hareketlerin ortak tartışma zemini olmaları ve ortak mücadeleyi geliştirmesi açısından önemli bulduğunu söyledi.
"Biz enternasyonal bir mücadeleyi savunuyoruz. Forumlar da bu açıdan bir zenginlik. Savaş karşıtı ve sol harekete önemli birikim ve deneyimlerin aktarıldığı bir zemin olarak bakıyoruz. Başka bir ifadeyle, küreselleşen sermaye güçlerine karşı emeğin özgürlüğü ve barış mücadelesinin zemini olarak görüyoruz".
"Dünyada yaşanılan bu zenginliğin Türkiye'ye de taşınması gerekli" diyen Tahmaz emek güçleri ve çeşitli toplumsal muhalefet hareketlerinin foruma mesafeli durması nedeniyle bunun başarılamadığını belirtti.
Tahmaz, DSF'nin siyasi partilerle dolaylı bir ilişki kurmasını eleştirdiklerini de ekledi.
"DSF, Türkiye'ye yeterince taşınamıyor"
SDP Parti Meclisi üyesi İlker Aktükün, DSF'yi "Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden sonra krize giren dünya sosyalist hareketi yeni çıkış yolları arıyor. DSF'de bunlardan biri" dedi.
Parti olarak forumu bir "arayış" olarak değerlendirdiklerini söyleyen Aktükün "Dünya çapında iktidarı hedefleyen uluslar arası bir örgütlenme hala temel sorun olmaya devam ediyor" dedi.
Türkiye'nin içinde yer aldığı bölgenin, Kafkasya ve Ortadoğu'da uluslararası çatışmaların odağı olduğunu vurgulayan Aktükün "Bölge çapında başlayacak uluslar arası anti-kapitalist bir örgütlenmenin önümüzdeki dönemde önemli olacağını düşünüyoruz" dedi.
Aktükün, Türkiye'de toplumsal muhalefetin ve sosyalistlerin parçalı olmasından dolatı DSF'de alınan kararların buraya yeterince taşınamadığını belirtti.
Aktükün, İstanbul İl Örgütü'nden DSF'ye katılım olduğunu söyledi. (KÖ/EÜ)