Baran bu yıl İstanbul Eyüp Şehit Kubilay İlköğretim Okulu'nda birinci sınıfa başladı. Fakat annesi Suna Yelken'in söylediğine göre "derslere konsantre olamıyor, devamlı oyun oynamak istiyor". Çaba harcamasına rağmen sınıf öğretmeni Baran'ı dersle ilgilenmeye ikna edememiş. Okul müdürüyse bu durumdaki çocukların "özel alt sınıf"a gönderildiğini belirtmiş.
Annesi ise doğum sonrasında gelişim sorunu yaşayan Baran'ın yıllar süren eğitim ve hem fizik hem nörolojik tedavinin sonunda yaşıtlarıyla aynı yeteneklere sahip hale geldiğini anlatıyor ve onu "çoğunlukla zihinsel gelişim sorunu yaşayan çocukların öğrenim gördüğü" özel alt sınıflara yollamak istemiyor.
Dahası, özel alt sınıflar her okulda yok; ancak yeterli talep olduğu durumda kuruluyor. Suna Yelken, özel eğitimle ilgili kendisine detaylı bilgi verecek kimseyi bulamamaktan yakınıyor.
Özel eğitim kararını bir ekip almalı
Baran'ın durumunda olan, yani "öğrenim güçlüğü çeken" çocuklar için 2000'de çıkarılan, 2002 ve 2004'te bazı maddeleri değiştirilen bir Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği bulunuyor.
Bu yönetmeliğe göre özel eğitim gereksinimi olan çocuklar için bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP) hazırlanıyor. Bununla birlikte, çocukların mümkün olduğunca toplum içinde ve yaşıtlarından ayrılmadan eğitim almasının, ailelerin bu sürecin her aşamasına katılımının sağlanması ve bu alanda çalışan kurumlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yapılması yönetmelikte kabul edilen ilkeler.
Bir çocuğun özel eğitime ihtiyacının olup olmadığına, yönetmelik çerçevesinde kurulan "eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme ekipleri" karar veriyor. Bu ekipte özel eğitim öğretmeni, rehber öğretmen, sosyal çalıştırıcı, psikologların yanı sıra aileden de bir temsilci bulunuyor. Gerektiğinde ekibe hekimler, sınıf öğretmenleri vs. de katılabiliyor.
Ekibin değerlendirmesi sonucunda çocuk, bu amaçla kurulan özel eğitim kurumlarına, özel alt sınıflara, çocuğun yaşıtlarıyla birlikte okuduğu ama özel bir eğitim aldığı kaynaştırma sınıflarına yönlendiriliyor.
Kararlara yazılı onay vermesi gereken ailenin bu süreçte itiraz etme ve yeniden tanımlama, değerlendirme hakkı var.
9 bin öğrenci "özel alt sınıfta"
Şu an Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak 42 ilde 74 Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü bulunuyor. MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün 2006-20076 verilerine göre,
- Bin 164 özel eğitim sınıfında 9 bin 201 öğrenci öğrenim görüyor.
- 8 bin 669 okulda 32 bin 254 sınıfta 55 bin 96 öğrenci kaynaştırma eğitimi alıyor.
- Türkiye'de 176 Rehberlik ve Araştırma Merkezi var. Burada 654 rehber öğretmen çalışıyor. Ayrıca, 11 bin 702 öğretmen de okullarda rehberlik ve psikolojik danışma servislerinde görev yapıyor.
Bu veriler örgün öğretim kurumlarında yer alan özel eğitimle ilgili. Bunun yanında çeşitli nedenlerle özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için kurulmuş ayrı merkezler var.
Örneğin 49 İşitme Engelliler İlköğretim okulunda 5 bin 429 çocuk eğitim alıyor. Aynı şekilde görme, ortopedik, zihinsel engelliler ve üstün yetenekliler için özel eğitim verilen kurumlar var. Birkaç veri vermek gerekirse:
- 15 işitme engelliler meslek lisesinde bin 279 öğrenci
- Beş ortopedik engelli ilköğretim okulunda 374
- 49 eğitilebilir zihinsel engelli ilköğretim okulunda 2 bin 743
- 35 üstün yetenekliler bilim ve sanat merkezinde 5 bin 175 öğrenci eğitim alıyor.
Otistik çocuklar için 18 eğitim merkezi ve hastanede yatan çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için de 48 hastane ilköğretim okulu var. (EÜ/NZ)