Fotoğraf: Ötekilerin postası
Covid-19 salgının Türkiye'de görülmesinin ardından milyonlarca öğrenci 23 Mart'ta uzaktan eğitime geçti. Bir yarıyılı uzaktan eğitimde bir dizi sorunla kapatan öğretmenler ve öğrenciler yeni döneme de benzer sorunlarla "merhaba" dedi.
31 Ağustos'ta uzaktan eğitimde ders zilini çalmasına çaldı ancak öğrencilerin büyük çoğunluğu, bilgisayar, internet ve hatta televizyonu olmadığı için eğitime erişemedi.
Materyal eksikliği sadece kırsal bölgelerle de sınırlı kalmadı. İstanbul, Hakkari, Mardin, Diyarbakır, Ankara, İzmir, Urfa, hemen hemen her yerde bilgisayar, internet, televizyon eksikliği yaşandı.
Öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermek birçok sivil toplum kuruluşu, meslek örgütü, belediye harekete geçti kampanyalar başlattı. Milli Eğitim Bakanlığı da 8 Ekim günü yaptığı açıklamada önümüzdeki hafta 500 bin tabletin ihtiyaç sahibi öğrenciye dağıtalacağını açıkladı.
"Üç öğrenciden biri erişim sorunu yaşıyor"
MEB'den yapılan bu açıklamayı ve uzakten eğitimde yaşanan sorunları Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ile konuştuk.
Türkiye'de her üç öğrenciden birinin uzaktan eğitime erişemediğini vurgulayan Aytekin Aydoğan, sorunun 500 bin ile çözülemeyecek kadar derin olduğunu söyledi:
"UNICEF geçtiğimiz haftalarda açıkladığı raporda; dünyada 1,5 milyarı aşkın öğrencinin uzaktan eğitimden olumsuz etkilendiğini ifade etti. 463 milyon öğrencinin ise; uzaktan eğitime erişim imkanına dahi sahip olmadığını belirtti.
"Türkiye’nin de dahil olduğu bu rapora göre; öğrencilerimizin yüzde 33'ü uzaktan eğitime erişemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı da 23 Mart 19 Haziran tarhlerinde uzaktan eğitime erişemeyen öğrenci sayısını 6 milyon 322 bin 878 öğrencinin EBA’ya giriş yapamadığını açıklamamıştı.
"18 milyonun üzerinde öğrenci var, bunun üzerinde değerlendirirsek her üç öğrenciden biri uzaktan eğitime erişemiyor. 16 Mart’ta okullar kapanmıştı ve okulların kapanmasından bugüne yaklaşık 7 ay geçti. 7 ayın sonunda bu sorun 500 bin tablet üzerinden giderilmeye çalışılıyor. Bunun somut hayatta bir karşılığı yok. Açıklamanın devamında da hayro kuruluşları, yardımsevereler gibi kurumlar tanımlanarak bu ihtiyaçların giderileceği açıklandı.
"MEB'in planlaması yok"
Bilimler veriler doğrultusunda okulların tamamen açılmasından yana olduklarını ifade eden Aytekin Aydoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Biz sendika olarak yüz yüze eğitimin bütün öğrenciler başlamasını istiyoruz ama temel uyarımız bilimsel verilerin açıklanması ve bilim insanlarının uyarılarının esas alınması. Bu verilerle birlikte gerekli tedbirlerin alınması. Ancak tüm bu önerilerimiz ve uyarılarımız hayata geçirilmeden öğrencilerimizin büyük çoğunluğu için yüz yüze eğitim kararı alındı.
"Milli Eğitim Bakanlığı'nın hala yüz yüze eğitime de uzaktan eğitime de hazırlıklı olmadığını, planlamasının olmadığını son anda alınan kararlarla hareket ettiklerini görüyoruz. Her durumda öğrencilerimiz için uzaktan eğitim devam edecek. Uzakta eğitimden söz ettiğimiz anda öncelikle erişim sorunun çözülmesi gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Erişim sorununu çözmeden diğer sorunları konuşamayız.
"Vahim bir tablo ile karşı karşıyayız"
"Tüm öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkından Milli Eğitim Bakanlığı sorumlu, yardımlar üzerinden bu sorun yok sayılamaz, görünmez hale getirilemez ve başlarına da devredilemez. Şu an vahim bir tablo ile karşı karşıyayız, uzaktan eğitim daha başlamadan bu ihtiyaçların giderilmesi için uyarılarda bulunmamıza rağmen 7 ay boyunca sorunun giderilmesi için bir adım atılmadı. Kamu kaynakları ısrarla kamusal eğitimden yana kullanılmıyor."
"Bilgisayar da tebeşir gibi vazgeçilmez"
Aytekin Aydoğan, uzaktan eğitimde sorunların sadece cihaz erişimiyle sınırlı olmadığını vurguladı. Kırsal bölgelerde öğretmenlerin ve öğrencilerin internete erişemediklerini belirten Aytekin Aydoğan şunları söyledi:
"Sorun sadece cihazlarla sınırlı değil internet erişim sorunu da devam ediyor. Başta kırsal kesimler ve yoksul bölgeler internete erişim sorunu yaşıyor. Uzaktan eğitimin karşılanamadığı gerçekliği ile karşı karşıyayız. Öğretmenler tamamen kişisel çabalarıyla öğrencilere ulaşmaya çalışıyorlar.
"Yüz yüze eğitimde tebeşir ya da tahta kalemi öğretmenler için nasıl vazgeçilmez bir ihtiyaçsa, uzaktan eğitim materyalleri de aynı şekilde ihtiyaç fakat bu ihtiyaçlar karşılanmıyor. Öğretmenlerin de ihtiyaçları tespit edilip sağlanması gerekiyor. İnternetin tüm öğretmenler ve öğrenciler için ücretsiz olmalı.
"4 Eylül’de gerçekleştirdiğimizde öğretmen arkadaşlarımız, öğrencilerin uzaktan eğitime erişimde ve devamlılıkta çok ciddi sorunlar yaşadıklarını belirtmişlerdi."
"Türkiye uzaktan eğitim programı uygulamıyor"
"Uzaktan eğitime erişen öğrencilerin bile devamlılığın yüzde 15 ile 20 arasında kaldığını ifade etmişlerdi. Şu an uygulanan program uzaktan eğitim programı değil.
"Uzaktan eğitim programı Türkiye’de de Dünya’da da uzun yıllardır uygulanan hedefleri aşamaları olan uzun soluklu bir program. Şu an dünya genelinde acil uzaktan öğretim adıyla bu program hayat geçiriliyor ve bir takım kriterler esas alınıyor. Öncelikle amaç araç ilişkisini doğru kurulması gerekiyor. Yani devamlılık, süreklilik sağlanmadığı sürece öğrencilerimizin nitelikli bir eğitim hakkından söz etmemiz mümkün değil.
"Ders içerikleri mutlaka yeniden yapılandırılmalı. Bu kadar olağan dışı bir süreç yaşanırken, müfredatın seyreltilmemesi başlı başına bir sorun. Şu an uygulanan müfredat salgından önceki müfredat, bu değişmeli ve öğrencilerin psikolojilerini güçlü kılacak şekilde yeniden hazırlanmalı.
"Eğitime devamlılık takibe alınmalı"
"Öğrencilerin eğitimden kopuşunun sonlandırılmalı. Devamlılığın takip mekanizması kurulması gerekiyor. Mesela; 30 öğrencisi olan bir arkadaşımız 2-3 öğrenci ile derslere devam edebildiğini söylüyor. Ama hala devamlılık takibi ile ilgili ya da devamlılığın olmadığı durumlarda hangi önlemlerin alınacağına dair bir mekanizma yok.
"Milli Eğitim Bakanı, uzaktan eğitimin temel aracının EBA TV olduğunu söyledi. Özel okullarda uzaktan eğitime erişimde hiçbir sorun yaşamayan bir öğrenci ile sadece EBA TV üzerinden eğitime devam eden öğrenciler eşit okullarda değilken, aynı sınavlara katılacaklar. Yüz yüze eğitimdeki eşitsizliğin salgında nasıl bir boyuta ulaştığını buradan dahi anlayabiliriz.
"Yapılması gerekenler çok net"
"Yapılması gerekenler çok açık ve çok net: Öğretmenler öğrencilerin bütün ihtiyaçları, başta cihaz olmak üzere, internet erişimi devlet tarafından ücretsiz karşılanmalı. Uzaktan eğitim alanının tüm öznelerinin içinde yer aldığı bir uzaktan eğitim merkezi kurulmalı ve bütün bunların yapılabilmesi için MEB'in bütçesi artırılmalı." (RT)