Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan İstanbul Üniversitesi’ne yönelik 2024 Yılı Düzenlilik Denetim Raporu açıklandı. Raporda; 17 fakülte, 2 yüksekokul, 14 enstitü, 2 meslek yüksekokulu, 2 bölüm, 74 uygulama ve araştırma merkezi ve 4 bin 342 akademik personeli ile eğitim-öğretime devam eden kurum için çarpıcı tespitler yapıldı. Ayrıca üniversitenin döner sermaye işletmesi için de denetim bulguları paylaşıldı.
Rapora göre, üniversitenin kurumsal iletişim koordinatörlüğü tarafından yürütülen yazılı ve görsel basında yer alan haberlerin takibinin yapılması amacıyla 2024 yılında doğrudan temin yöntemiyle hizmet alımı yapılması öngörüldü. Bu kapsamda birisi anonim şirket diğer ikisi limited şirket statüsünde olan üç şirkete teklif isteme formu gönderildi.
Sayıştay’ın yaptığı denetimde bu üç şirketin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yer alan kayıtları incelendi. Sonucunda tekliflerin gönderildiği dönemde aynı gerçek kişinin anonim şirket statüsündeki işletmede yönetim kurulu başkanı ve münferiden temsil yetkilisi (tek başına yetkili) olduğu; limited şirket statüsündeki şirketlerde ise aynı gerçek kişinin münferiden temsile yetkili olduğu anlaşıldı. Ayrıca, şirket adreslerinin de aynı olduğu tespit edildi.
İstanbul Üniversitesi ise, Sayıştay’a yaptığı açıklamada, mevzuata aykırı olan denetim sonucunu kabul ettiğini, sonraki mal ve hizmet alımlarında piyasa fiyat araştırması yapılırken teklif alınan firmaların Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki durumuna yönelik gerekli incelemelerin yapılacağına dair görüş bildirdi.
Sayıştay yaptığı uyarıda, aynı kişinin temsile yetkili olduğu farklı şirketlerin tekliflerinin kabul edilmemesi gerektiği vurgulandı.
Tüm birimler için para verildi tek yere hizmet yapıldı
Denetimlerde üniversitenin tüm birimleri için alımı yapılması öngörülen hizmet kapsamında yalnızca Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na yönelik işlerin gerçekleştirildiği tespit edildi. Buna göre, kurumdaki tüm birimlerin web sitesi, alt sayfa tasarımların ve buna bağlı olarak içerik yönetim sisteminin yenilenmesi amacıyla piyasa fiyat araştırması yapıldı. Üç farklı kurumdan teklif alındı ve yaklaşık maliyet tespit edildi. Maliyet hesabında işin tüm üniversite birimlerini kapsadığı belirtildi. Ancak sözleşme sürecinde ise, işi yapan kurumun yalnızca Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın web sitesi ile kurumsal kimlik tasarımını gerçekleştirdiği anlaşıldı. Üniversite yönetimi, ilgili birime verilen öncelik nedeniyle bu durumun oluştuğu yönünde savunma yaptı.
İş tamamlanmadan ödeme yapıldı
Raporda, üniversite tarafından yapılan “Tasarım ve İçerik Yönetim Sistemi, Kurumsal Kimlik Tasarımı ve Sosyal Medya İçerik Üretimi ve Yönetimi Hizmet Alımı İşi’ne ait sözleşmeye değinildi. Yapılan incelemede; 30 Mayıs 2024 tarihinde sözleşmesi imzalanan, 226 gün içerisinde tamamlanması gereken ve herhangi bir iş programı bulunmayan hizmet kapsamında 1 Temmuz, 1 Ağustos ve 6 Eylül 2024’te Hizmet İşleri Kabul Tutanağı düzenlenerek ödemelerin tamamının yapıldığı tespit edildi. Tutanaklarda hangi işlerin tamamlandığına yönelik bilgi saptanmadı. Denetimde, web sitesinin yayına alındığı tarihin 31 Aralık 2024 olduğu ifade edildi. Bu kapsamda belirtilen ödemelerin avans niteliğinde olduğu, sözleşmede açıkça avans verilmesini yasaklayan düzenleme bulunmasına rağmen yükleniciye avans verildiği ifade edildi.
Üniversite taşınmazları ihale yerine pazarlık usulü ile kiraya verildi
Yapılan denetimlerde üniversite mülkiyetindeki taşınmazlara ilişkin gerçekleştirilen kiraya verme işlemlerinde kapalı veya açık teklif ihale yöntemi kullanılmadığı, pazarlık usulü ile tek istekliden teklif alınmak suretiyle ticari alanların kiralandığı görüldü. Üniversite ise, bu taşınmazlardan kantin, kafeterya gibi ticari alanların ihale kanununa göre kapalı veya teklif usulüyle kiralandığı yönünde açıklama yaptı.
AB projeleri bitmesine rağmen kalan para kurum hesabına devredilmedi
Raporda, Avrupa Birliği (AB), uluslararası kuruluşlar veya uluslararası konsorsiyumlardan kamu idareleri bünyesinde geliştirilen projelere değinildi. Bunlar için aktarılan hibe niteliğindeki tutarların izlenmesi için kullanılan özel banka hesaplarının ilgili projenin bitmesine rağmen halen kapatılmadığı ifade edildi. Ayrıca bazılarında bulunan bakiyelerin ne emanet hesaplarına alındığı ne de gelir kaydedildiği tespit edildi.
Hastalardan bağış adı altında ücret alındı
Öte yandan Sayıştay üniversitenin döner sermaye işletmesine yönelik de tespitlerde bulundu.
Yapılan denetimlerde, İstanbul Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde mevzuata aykırı işlemler kayıt altına alındı. Buna göre, hastane tarafından kamu hizmeti niteliğinde olan sağlık hizmetleri için bağış, katkı payı ya da benzer adlar altında hastadan ücret alındığı tespit edildi. Üniversite ise, hastanın kendi rızasıyla yapılan hizmete ve malzemeye karşılık ödemenin yapıldığı yönünde bilgi verdi.
Hizmet karşılığı alacak takibi yapılmadı
Raporda, genel sağlık sigortası hizmetlerinden yararlanamayan kişilere sağlık hizmeti sunulması karşılığında bu kişilerden taahhütname alınan ve alınmayan tahsil edilmesi gereken alacakların bulunduğu tespiti yapıldı. Ancak bunların Saymanlığa bildirilerek tahakkuk (muhasebe kayıtlarına işleme) kaydının yapılmadığı görüldü. Ayrıca hastane tarafından kurum ve kuruluşlara verilen hizmetler karşılığında doğan alacakların takibinin sağlanmadığı da ifade edildi. Hastane tarafından hizmet verilmesine rağmen faturalandırılması yapılmayan alacakların bulunduğu da raporda kayıt altına alındı.
Hastalara son kullanma tarihi geçen ilaçlar verildi
Sayıştay denetimlerinde en çarpıcı tespitlerden biri ilaçlara yönelik oldu. Raporda, “İstanbul Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından stok takibinin etkin yapılmaması nedeniyle bazı ilaçların son kullanım tarihlerinin geçirilmesine rağmen kayıttan düşürülmesi gerekirken hastalarda kullanılarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na fatura edildiği görülmüştür” ifadeleri kullanıldı.
Bu tespite yönelik mevzuatın da anlatıldığı raporda sürece yönelik şu bilgiler verildi:
“Yapılan denetimlerde; hastane tarafından son kullanma tarihi yaklaşan ilaç ve tıbbi malzemelerinin kontrolüne dair kontrol sisteminin bulunmadığı, miadının dolması yaklaşan ilaçların tüketiminin sağlanmasına ilişkin mevzuatla verilen görevin getirilemediği, son kullanım tarihleri geçmiş olan ilaçların “Kayıttan Düşme Teklif ve Onay Tutanağı ve Taşınır İşlem Fişi” düzenlenerek kayıttan düşülmesi gerekirken, son kullanım tarihi geçmiş ilaçların kullanılarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na faturalandırıldığı tespit edilmiştir. Üniversite hastanesi tarafından 430 adet ilacın son kullanım tarihinin geçmesine sebep olunmuş ve buna rağmen kayıtlardan düşülmeyerek hastalarda kullanıldığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na bu ilaçlar için toplamda 60.346,50 TL’lik faturalandırma yapıldığı görülmüştür.”
Üniversite ise, Sayıştay’a verdiği yanıtta, konuyla ilgili olarak tüm birimlere, depo kontrollerini düzenli şekilde yapmaları, son kullanma tarihi geçmiş ilaç ve malzemeleri tespit ederek imha komisyonuna sunulmak üzere eczaneye iade etmeleri gerektiği yönünde bildirimde bulunulduğunu açıkladı.
Uzaktan muayene adı altında hastadan ücret alındı
Denetimlerde, sağlık güvencesi kapsamında olmayan ancak sağlık hizmetinden faydalanan yabancı uyruklu hastalardan tahsil edilen gelirin yurtdışı gelirleri hesabında takip edilmediği de kayıt altına alındı.
Sayıştay, üniversite yönetim kurulunun bu konuda herhangi bir kararı olmadan hastane idaresi tarafından 2023 ve 2024 yılının ilk aylarında Sağlık Bakanlığı ve yönetim kurulunun yerine geçerek işlem yaptığını tespit etti. Kurum tarafından yetkisinde olmayan, Sağlık Bakanlığınca hazırlanan Sağlık Uygulama Tebliği ve Fiyat Tarifeleri Usul ve Esasları’na ekli listelere henüz eklenmemiş “uzaktan muayene” adı altında sağlık hizmeti için fiyat belirlendiği ve hastalardan ücret alındığı ortaya çıktı.
Hasta verileri hastane dışına çıktı
Denetimlerde, hastane ve ilgili öğretim üyelerinin sorumluluğunda olan kişisel ve tıbbi verilerin başka kişiler ile paylaşıldığı saptandı. Raporda bu konuda “Sağlık meslek mensubunun uzaktan sağlık bilgi sistemine bağlanabilmesi için gerekli altyapı ve teknik donanım imkânlarını sağlanmasından ve kişisel verilerin ilgili mevzuatına uygun bir şekilde işlenmesi ve güvenliğin sağlanmasına yönelik her türlü teknik ve idari tedbirlerin alınmasından uzaktan hizmet sağlayıcı olan Hastane sorumlu iken, başka bir firma tarafından yazılım temin edilerek, hastane ve hastane öğretim üyesinin sorumluluğunda olan kişisel veriler başka kişiler ile paylaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan Sayıştay, İstanbul Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından sosyal güvence kapsamında olmayan Türk veya yabancı uyruklu sağlık hizmeti verilen kişiler için hatalı kamu sağlık hizmeti tarifesinin uygulandığı yönünde tespit yaptı. Ayrıca hastane eczane birimi tarafından servisler ve mini depolarda yapılan denetimlerde tespit edilen sayım fazlası ilaçların bağış adı altında bedelsiz olarak kayıtlarının yapıldığı görüldü.
Solumun destek cihazlarına yetkisiz firma bakım yaptı
Sayıştay yaptığı en dikkat çekici tespitler arasında “hizmet yeri yeterlilik belgesi uygun olmayan firmaya ventilatör (solunum destek cihazı) cihazlarının bakımının yaptırılması” yer aldı.
Raporda, tıbbi cihaz teknik servis sağlayıcılarının ve teknik personelin kaydına yönelik hazırlanan genelgeye atıf yapıldı. Genelge kapsamındaki işlere konu hizmet alımlarında, bu hizmeti sunmak isteyen tıbbi cihaz teknik servis sağlayıcılarının ‘Tıbbi Cihaz Servis İstasyonu’ ve ilgili teknik personelin “Teknik Personel” olarak Ürün Takip Sistemi’nde (ÜTS) kayıtlı olma şartını aramaları gerektiği hatırlatıldı. Ayrıca, teknik servis sağlayıcılarının faaliyet kapsamına göre Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayımlanan “TS 12426 Yetkili Servisler – Tıbbi Cihazlar – Kurallar” standartları kapsamında geçerli Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmaları gerektiği ifade edildi.
Sayıştay tarafından, mevzuata göre servis teknik elemanlarının cihazların marka ve modeline göre ana firma tarafından öngörülen eğitimleri alması gerektiği belirtildi. Servisin hizmet verdiği cihazlara göre belgelendirileceği, ventilatör cihazlarının hangi kategoride yer aldığı gibi bilgilere değinildi. Raporda bu konuda yapılan tespite yönelik şu ifadeler kullanıldı:
“Yapılan incelemede; işe ait sözleşme ve teknik şartnamede yukarıda belirtilen genelge hükümleri uyarınca aranması gereken belgelerin ve kayıtların aranmadığı, yüklenicinin ÜTS’de ‘Tıbbi Cihaz Servis İstasyonu’ olarak kaydının bulunmadığı ayrıca ‘Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmadığı; yüklenicinin, B… Ltd. Şti. ile sözleşme imzaladığı ve tıbbi cihaz bakım işlerinin söz konusu şirket tarafından alt yüklenici olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Alt yüklenicinin ÜTS kaydı incelendiğinde ise Tıbbi Cihaz Servis İstasyonu olarak kaydının bulunduğu ancak ihale konusu ventilatör cihazlarına ilişkin olarak ana firma tarafından alt yükleniciye bayilik verilmediği görülmüştür. Diğer taraftan ilgili alt yüklenicinin Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesi’nde ihale konusu ventilatör cihazlarının marka ve modelinin bulunmaması sebebiyle söz konusu marka ve modeldeki ventilatör cihazlarına bakım yapma yeterliliğine ve yetkisine sahip olmadığı anlaşılmıştır.”
Raporda ayrıca, gerekli belgeye sahip olmayan yüklenicinin, bakım hizmetlerini gerçekleştirmek üzere iki farklı servis sağlayıcı ile sözleşme imzaladığı ve bakım hizmetinin tamamı bu firmalar tarafından yerine getirildiği bilgisi yer aldı. Söz konusu servis sağlayıcılar yüklenici tarafından idarenin onayına sunulmadığı gibi idare tarafından söz konusu firmaların yeterliliğinin sorgulanmadığı da ifade edildi.
“Piyasanın genel sorunu” olarak savunma yapıldı
Raporda mevzuata aykırı işlemler için üniversite tarafından “Denetim döneminde hizmet yeterlilik belgesine sahip firmaların hizmet verme isteksizliğinin söz konusu olduğu, cihazların bakımlarının aksamaması ve kullanım ömürlerinin kısalmaması adına bu belgeye sahip olmayan firmalardan hizmet alımı yapılmak durumunda kalındığı, tespit edilen hususun piyasanın genel bir sorunu olduğu ve çözümü için gerekli çalışmaların yapıldığı ifade edilmiştir” şeklinde savunma yapıldığı ifade edildi.
Denetimlere göre, ventilatör cihazların üreticileri tarafından 6 ve 12 aylık periyodlar halinde bakım yapılması öngörülmüşken cihazlara her ay bakım yaptırıldı. (GÖ)









