Gerçek böyle midir? Biz de diyoruz ki, bu, son 30 yılın en büyük bütçe palavrasıdır. Neden mi?
2006'nın bütçe performansını belirleyen yegane unsur, bütçeye doğrudan giren veya harcamaları dolaylı olarak etkileyen oldukça yüksek, sadece bu yıla mahsus gelirlerdir.
Nedir bu gelirler ya da düşük gösterilen harcamalar?
Sadece 2006'ya mahsus olan ve tekrarı mümkün olmayan şu 4 kanalın gelir-gideri bütçe açığını düşük göstermektedir.
1-2006 yılında kısa adı TMSF olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, varlık satışlarından elde ettiği gelirden 6,2 milyar YTL'yi vergi, gecikme zammı ve faiz adı altında bütçeye aktardı. TMSF'nin bunu bir yıl daha yapması mümkün değil.
2-Belediyelere verilen vergi paylarının gösteriminde yapılan düzenlemeyle harcamaların 1,2 milyar YTL düşük gösterildiğini görüyoruz.
3-Sosyal güvenlik prim affıyla yapılan 3,8 milyar YTL tutarındaki tahsilat da 2006'ya mahsustu. Her yıl böyle bir af ve geliri olmayacağına göre, 30 yılın en düşük bütçe açığını görmek bir daha nasip olmayacak.
4-Bir de 2 milyar YTL Telekom özelleştirmesinden bütçeye girdi. Telekom gibi dev karlar üreten bir KİT özelleştirildiğine göre ve başka bir Telekom da olmadığına göre, bu bir atımlık barut da tüketilmiştir.
30 yılın en düşük bütçe açığı, oldukça istisnai şartlarla gerçekleşmiş görünedursun, yanı başında bir başka zarar hanesi kabarmaktadır. O da KİT'lerin zararlarıdır. Özellikle enerji KİT'lerinin bilançoları hızla zarar göstermeye başlamıştır.
2005 yılında 542 milyon YTL kâr elde eden KİT'ler 2006'yı 2,2 milyar YTL zararla kapatmışlar. Telekom gibi altın yumurtlayan tavuk satılınca, KİT kazancı azalmıştır. Şirketlere rekabet gücü kazandıracağım diye elektrik,doğalgaz fiyatları sübvansiye edilince, TEAŞ,BOTAŞ gibi kuruluşların da fiyat ayarlaması yapmaları Hükümetçe engellenince zararlar hızla birikmektedir.
Hükümet programına bakılırsa, yapılmayan zamlar yapılarak KİT'ler yeniden 1.2 milyar YTL kâra geçecekmiş. Seçim yılı diye zam yapılmazsa, zararlar birikecek ve 30 yılın en düşük bütçe açığı yalanının ipliği iyice pazara çıkacak. Seçimin ardından da yine IMF'li ya da IMF'siz bir kemer sıkma programı tekrar halkın önüne konulacaktır, biline... (MS/KÖ)