Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin öldüğü iş cinayetiyle ilgili davanın 11. duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmaya madenci yakınları, KESK'e bağlı Eğitim-Sen ve Soma Sosyal Haklar Derneği üyelerinden oluşan bir grupellerinde 301 madencinin isminin yazıldığı pankartla geldi. Bir önceki duruşmada mahkeme menfaat çatışması olabileceği sebebiyle sanıklara ayrı avukat seçmeleri için davayı 18 Ağustos’a bırakmıştı.
Gürkan: Olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorum
Arşiv
Cumhuriyet Savcısı Burak Kocaoğlu, tutuklu sanıklardan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan'a şirketlerinin maddi sıkıntı içinde olup olmadığı, malzeme temini konusunda sorun yaşanıp yaşanmadığına ilişkin soru yöneltti.
Gürkan, şirketin herhangi bir maddi sıkıntısının bulunmadığını, ek bütçelerle büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirtti.
Savcının, alev yürümez bantlarla ilgili sorusuna ise, Gürkan, “TSE’nin izin verdiği en yüksek kalite bantları kullanıyoruz. Alev yürümez bantlar konusu, bu olayla gündeme geldi. Bu, mevzuatta da yoktu. Türkiye’de böyle bir bandın kullanıldığı bir maden de bilmiyorum. Öyle bir bant tipinin kararını veren de ben değilim" diye cevap verdi.
Sanık avukatlarından Mahmut Yılmaz'ın "müfettiş raporlarını ve raporlardaki eksikleri gördünüz mü?" şeklindeki sorusunu Can Gürkan, şöyle yanıtladı:
"Ben patron olarak vebal taşıyorum. Bu insanların acısını taşıyorum. Olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. İncelemeyi eksik yapmışsa sorumluluk müfettişindir. Olayın ne olduğunu anlayabilirsek kimin sorumlu olduğunu anlayabiliriz. Metan yok, göçük yok. Herkesten çok bu olayın neden olduğunu düşünen, sebebini en çok anlamaya ihtiyaç duyan benim."
Gürkan'a tepki
Çapraz sorgu sırasında zaman zaman sanık ve müşteki avukatları arasında yaşanan gerginliğe Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı müdahale etti. Gürkan'ın ifadesi sırasında bazı madenci yakınları "katil" diyerek tepki gösterdi. Madenci yakınının baygınlık geçirmesi nedeniyle duruşmaya ara verildi.
Özel: Atex 2020'ye kadar ertelendi
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, aradan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Can Gürkan'ın savunmasında, "mevzuatta işletmeden alev yürümez bant istenmediğini, Türkiye'de kimsenin de bu bandı kullanmadığını" söylediğini hatırlattı.
Özel, "Geçen hafta bu bakanlığın teklifi ve tüm bakanların imzasıyla AB'deki alev sızdırmazlık standardı 'Atex'in Türkiye'de talep edilmesi 2020 yılına kadar ertelendi" diyerek şöyle devam etti:
"Bilirkişi raporunda da alev sızdırmazlıkla ilgili zafiyetler ifade ediliyor. Facianın olduğu gün 'Atex' aranıyordu ama Soma AŞ kullanmıyordu, bugün artık o da aranmıyor. Burada madenin üst düzey yöneticilerini, sahiplerini, sorumluları yargılayacağız. Hepsi sorumluluğu oranında ceza alacak. Burada esas beklenti gerçek sorumluların cezalandırılmasıdır. O da görülüyor ki, elbette TKİ yetkilileri, onun üzerindeki bürokrasi ama esas buna olanak sağlayan siyasettir. Soma davası bir gün gelip burada siyasiler yargılanıp hesap vermeden de bitmez."
Balkız: Bürokratlar yargılanmıyor
MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, Çalışma Bakanlığı’nın ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bürokratlarına soruşturma izni vermemesi kararının Danıştay tarafından iptal edildiğini, buna rağmen henüz bir ön soruşturma yapılmadığını ve konunun Başbakanlık Teftiş Kurulu'na havale edildiğini hatırlattı.
“Madende teftiş yapan müfettişlerin soruşturma yetkisi, ön araştırma yetkisi Başbakanlık Teftiş Kuruluna verilmiş oldu. Her iki bakanlığın yetkilerinin içinde olmasına rağmen sadece davayı uzatmak için dosyayı Başbakanlık Teftiş Kuruluna gönderdikleri yönünde bilgi var."
Gürkan: Bazı aylar 3 milyon tonluk üretim yapıyorduk
Aranın ardından Can Gürkan'ın çarpraz sorgusu devam etti. Müşteki avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın sorularını yanıtlayan Gürkan, kazanın ardından şirketine, yeni maden sahası tahsis edilmediğini madencilik konusundaki güveninin ise devam ettiğini dile getirdi.
Can Gürkan, müşteki avukatlarından Deniz Erşanlı'nın genel müdür Ramazan Doğru'ya iş güvenliği konusundaki sorumluluğu neden devretmek istediğine ilişkin sorusuna, "Ramazan Doğru, Soma'da yaşıyor ve oranın amiri" yanıtını verdi.
Üretimin artması konusunda yöneltilen soru üzerine Gürkan, TKİ programı kapsamında her ay 1,5 milyon tonluk üretim yapmak zorunda olduklarını, madende çıkabilecek bir yangının 4 ay boyunca üretimin durması anlamına geleceğini anlatarak, bu nedenle de her ay asgari rakamı yakalayabilmek için bazı aylar 2,5-3 milyon tonluk üretim yapıldığını söyledi.
Avukat Murat Kemal Gündüz'ün madende üniversite mezunlarının neden taşeron olarak çalışanların yarısı kadar maaş aldığı yönündeki sorusu üzerine Gürkan, şöyle konuştu: "İşletmelerdeki maaşlar, genel müdürün takdiridir. 7 bin kişinin maaşını takip edemem. Ticarette maaş sorgulamak olmaz. Çalışanların şirkete katkısını, onun amiri takdir eder.”
Doğru: TKİ rezerv kaybı olur diye bacaya izin vermedi
İkinci olarak şirketin genel müdürü Ramazan Doğru, cumhuriyet savcısı Burak Kocaoğlu'nun sorularını yanıtlatı.
Doğru, yetersiz hava sirkülasyonu dolayısıyla 2012 yılında ocaktaki S panosunda yapımı planlanan hava bacasının neden iptal edildiğine ilişkin soruya, "TKİ, rezerv kaybı olacağı gerekçesiyle bacanın yapılmasına onay vermedi" yanıtını verdi.
Şirketteki taşeron sisteminin 2006 yılında tamamıyla kalktığını kaydeden Doğru, sanık avukatlarının görev tanımlarıyla ilgili sorularını cevapladı.
Daimi nezaretçi maden mühendisi Mehmet Erez'in soruşturmasının da bu dosyayla birleştirilmesi üzerine yargılanan sanık sayısı 46'ya çıktı.
Duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi. (NV)
Ne olmuştu?
Soma'da 13 Mayıs 2014'de Eynez ocağında meydana gelen iş cinayetiyle ilgili hazırlanan iddianamede 8'i tutuklu, 37'si tutuksuz 45 şüpheli hakkında dava açılması talep edildi. İddianamede 162 yaralı işçi mağdur müşteki olarak yer aldı.
230 sayfalık iddianamede tutuklu sanıklar TCK 81. madde kapsamında "olası kasıtla insan öldürme ve yaralamak" ile suçlanıyor. Bu suç kapsamında tutuklu sekiz sanığın 301 kez 20 ile 25 yıl ve "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan 162 kez de 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Geri kalan tutuksuz sanıklar TCK 85/2'den yani "bilinçli taksirle insan öldürmek"ten suçlandı. 37 tutuksuz şüphelinin 2 ile 15 yıl arası hapisle cezalandırılması talep edildi. Ancak bu kişilerden 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı üçte bir oranında artırılması talep edildi. (NV)
Fotoğraflar: Anadolu Ajansı (AA)