Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin ardından tam üç ay geçti.
13 Mayıs'ta Eynez madeninde neler yaşandığı, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınıp alınmadığı, sorumluların kim olduğu gibi pek çok sorunun yanıtı yargılama süreci sonunda ortaya çıkacak.
Peki Soma'daki hukuki süreç ne durumda?
Olaydan 10 gün sonra hazırlanan ön bilirkişi raporunda ocaktaki karbonmonoksit gazı sensörlerin en üst sınırı olan 500 PPM'e yani normalin 10 katına defalarca çıktığı ifade edildi.
Güvenli hale gelmesinin ardından 15 kişilik bilirkişi heyeti iki ay sonra yeniden madene girerek 21 Temmuz'da çalışmalarını tamamladı. Cinayetin olduğu ocak Soma Holding'e teslim edildi.
Bilirkişi raporu bekleniyor
Şu anda bilirkişi raporunun açıklanması bekleniyor; ardından iddianame hazırlanacak ve ceza davası açılmış olacak.
Soruşturma kapsamında sekiz kişi tutuklandı, 12 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi. Soma Kömürleri A.Ş'nin mal varlıklarına ihtiyati haciz konulması kararlaştırıldı.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, maden ocağının Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Ertan Ersoy, vardiya amirleri İsmail Adalı,Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık, emniyet teknisyeni Mehmet Ali Günayçelik tutuklandı.
Öte yandan Meclis'te her partiden temsilcinin olduğu Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon işçiler dahil çeşitli kesimleri dinlemeye devam ediyor. Henüz raporunu açıklamadı.
Ailelerin çoğu ise ceza davası için avukatlara vekalet verdi. Bir kısmı tazminat davası da açtı.
"Tazminat ve yardımlar, ceza davasını gölgeledi"
Adalet Arayan İşçilerin gönüllü avukatı Erbay Yucak, ailelerin mücadelesinin tazminat ve yardım merkezli alana çekilerek ceza davasının gölgelendiğini belirtti.
"Tazminat davası da adalet mücadelesinin bir parçasıdır. Kusur izafe edilenler üzerinden bunu dikkate alarak tazminatı tartışırsınız. Ama bu şimdiki aşama değil. Önemli olan ceza davasında kimlerin sorumlu olduğunun ortaya çıkarılmasıdır.
"Ancak medya ve kimi hukukçular aracılığıyla tazminat ve yardım merkezli mücadele ceza davasını gölgeliyor. Giden gitti kalanların hayatını iyileştirmek tabii ki gerekli ama bu Soma adalet beklentisinin önüne geçmemeliydi.
"Çünkü o madenlerde, aynı kötü koşullarda çalışmak zorunda olan madenciler var. İşveren tazminatı ödeyebilir ama esas olan ceza davasında sorumluların yargılanıp, bunun caydırıcı olması ve diğer işçiler için koşulların değiştirilmesi."
"Bilirkişi heyetinde bağımsız uzmanlar yok"
Yucak, soruşturma sürecinde savcılığın atadığı bilirkişi heyetinin yanında uzmanlarda oluşan bağımsız bir heyetin olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtti.
"İş cinayetleri davalarında bilirkişi raporlarının yüzde 80'inde muzdaribiz. Maalesef heyetlerin mevcut yasal mevzuatı, olayın şekli ve sorumluluk tespitinin izah edilmesinde yaklaşım farklılıkları oluyor. Bilirkişi raporu çıktığı zaman incelemenin yeterli olup olmadığın göreceğiz. Her ne kadar Manisa Baro Başkanı incelemeye iştirak etse de bunlar uzmanlık isteyen incelemelerdir. O incelemeye maden mühendisleri odasından, akademisyenlerden, maden sektöründen, sendikadan, iş güvenliği uzmanlarından bağımsız bir heyet de eşlik etmeliydi."
"Soma'da olası kast ve beş sorumlu"
Peki, Soma'daki iş cinayetinden kimler sorumlu ve hangi suçlarla yargılanacaklar?
İş cinayeti davaları dört kategoride ilerliyor:
Görevi kötüye kullanma: Denetim görevini yerine getirmemek, kasıt yok.
Taksirle öldürme: Kasıt yok ama ölüme neden olma var.
Bilinçli taksirle öldürme: Kasıt yok ama kusurun derecesinin artması nedeniyle ölen sayısı gibi faktörler dikkate alınır.
Olası kasıt: Ceza limiti en yüksek. Kasten insan öldürme değil ama ihmalin göz göre göre alınmayan önlemler nedeniyle olması.
Yucak, sadece işçi beyanlarından bile Soma'da "olası kast" olduğunun apaçık ortada olduğunu belirterek beş kategorik sorumlu olduğunu ifade etti: "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Soma Holding yönetim kurulu, ona bağlı yönetici çalışanlar, sendika.
"Araştırma komisyonu soruşturmaya destek olmalıydı"
İkinci bir sorun olarak Yucak, Meclis Araştırma Komisyonu'nun işleyişini gösterdi.
"Meclis komisyonu oluşurken yine aynı şekilde bütün uzmanlar buna dahil edilmeliydi. Şu anda komisyon bu tarafları sadece dinlemekle yetiniyor, oysa bileşeni olmalıydılar. Sonuçta komisyonun soruşturma ve yargılama sürecine katkı sunacak kapsayıcı bilgilerin toplanacağı bir yer olması beklenirdi. Ancak şu anda partiler arası ilişkilere bağlı sürüyor. Toplumsal vicdan beklentisine karşı sorumluluk hisseden bir desteği olmalıydı." (NV)