Manisa, Soma'da 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği beşi tutuklu 51 sanıklı davanın 22. grup duruşmaları Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün (19 Haziran) görülmeye başlandı.
26 Mart’ta görülen 21. duruşmada son duruşmada duruşma savcısı esas hakkında mütalaasını sunmuştu.
TIKLAYIN - Savcılık Mütalaasını Sundu: "Kasıt Yok; Taksir ve Bilinçli Taksir Var"
Duruşma, mütalaaya karşı müşteki ailelerin avukatlarının ve sanıkların savunmalarıyla başladı. Bugün 09.00’da devam etmesine karar verilen davada, mahkeme heyetinin kararını açıklaması bekleniyor.
Savcı mütalaada ne istedi? Soma A.Ş. yönetim kurulu ve tutuklu bulunan sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy’un “bilinçli taksir”, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Kontrol Mühendislerinin ise “taksir” ile cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz yargılanan 46 sanıktan 33’ünün beraatini, tutuklu beş sanıktan Ertan Aksoy’un tahliyesini, diğer sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesini talep etti. Savcı mütalaasında “katliamdan Soma A.Ş. patronu Alp Gürkan’ın sorumlu olduğunu” belirterek tutuksuz yargılanan Gürkan’ın tutuklanmasını talep etti. |
Avukat Kozağaçlı dilekçe gönderdi
Duruşma, müşteki ailelerin tutuklu avukatı Selçuk Kozağaçlı’nın gönderdiği dilekçenin okunmasıyla başladı.
Savcının mütalaasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kozağaçlı, “katliam karşısında bilimsel açıklamalar yapma gayretinde bulunduklarını ancak gelinen noktada buna dair mahkeme heyeti tarafından değerlendirme olmadığını gördüklerini” belirtti.
Kozağaçlı, “Bunların yerine aradan geçen 4 yıl sonunda hala adalet beklemek yerine halkı kışkırtmak daha iyi olurmuş” dediği dilekçede, hukuksal vasıflandırmadan çok sanıkların yakınıymış gibi yazılan bir mütalaanın ortada olduğunu belirtti.
Avukat Atalay: Bu dava bizim için kapanmayacak
Müşteki avukatlardan Can Atalay, mütalaa değerlendirmesinde, dava sürecinde olanları özetlerken, şöyle konuştu:
“Olayın oluş nedenini savunma makamı ciddiyetsizlikle ele aldı. Olgusal olarak mütalaada olduğuna yakın anlatılmıştır, ancak manevi unsurla ilgili olarak ‘hayatın olağan akışına aykırı’ denilerek, bilinçli taksir sonucuna varılmıştır.
“Burada taksir yok, olası kast vardır. Emirleri altındaki işçileri göz göre göre ölüme göndermişlerdir. Manevi unsurun tayinine ilişkin kriterleri uygulayacaksanız, bu dosyadan bilinçli taksir manevi unsuru çıkmayacaktır.”
Avukat Arslan: Adalet beklentisi karşılanmalı
Müdahil avukatlardan Nergiz Tuba Arslan ise savcı mütalaasının subjektif bir değerlendirme olduğunu söyledi:
"Yargılamanın 3. yılındayız, katliam olalı ise 4 yıl geçti. Biz hala katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunu hamaset olarak söylemediğimizi de kanıtladık. Tarihsel bir karar vereceğinizin eminim ki farkındasınızdır. Özellikle tayinle gelmiş olmanız nedeniyle de zorlukla karşı karşıyasınız. Ancak şunu bilin ki bu mütalaanın bir bütünlüğü yok.”
Arslan, mütalaaya dair, “Bu gerçek bir hukuk skandalıdır. Kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan garantörlük yükümlülüklerini ihmal etmişlerdir. TCK’nın 83. maddesi uygulanmalı ve ailelerin adalet beklentisi karşılanmalıdır” dedi.
Türk Ceza Kanunu Madde 83 1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir. 2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması, b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir. 3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir. |
Sanık Gürkan: Verilen raporların hepsi ideolojik
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanıkların mütalaaya ilişkin savunmalarına geçildi. İlk olarak tutuklu yargılanan sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan şöyle konuştu:
"Sizin baskı altında kaldığınızın algısını yaratmaya çalışıyorlar. 'Üzerinizde baskı var diyen' avukatlar, asıl olarak sizin vereceğiniz kararla ilgili baskı algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu olay yüzünden 4 yıldır tutukluyum, hala olay diyorum.
“Üzerimdeki iddialar için ise şunları söylemek istiyorum; olayın nedenini hala bilmiyoruz. Bir sürü hoca 'Şöyle haklı, böyle söylüyor' diyor da sorarım size, hangi hoca ömürlerinde bir ay yer altında kalmış? Bunlar mı hoca?”
“Verilen raporların hepsi ideolojik” iddiasında bulunan Gürkan, sorumlu yaratılmaya çalışıldığını öne sürdü. Olayın bir milat olması gerektiğini ancak miladın sebep üzerinden değil ceza verilerek yaratılmaya çalışıldığını söyledi.
“Madenciliği bilmeden nasıl iş yapalım”
Dört yıldır “kanaat”ler yüzünden tutuklu olduğunu savunan Gürkan, “Delilsiz, toplumsal baskı ile ceza verilirse o iş hukuktan çıkar. İlk günden bu zamana Can Gürkan’ı suçlayacağız üzerinden kanaatlerce dört yıldır tutukluyum” dedi.
Savcının mütalaada ifade ettiği "Park Teknik’ten işletmeyi devraldıklarında her şeyi biliyorlardı" iddiasına ilişkin ise, “Madenciliği bilmeden nasıl iş yapalım” gibi bir cevap verdi.
“Yaptığımız işi bilmek bilinçli taksir mi demek?”
Mahkeme başkanı Gürkan’a “Biz bunu aldığımızda burası yanıyordu gibi bir beyanınız var” diye sordu.
Gürkan, “Hatırlamıyorum. Başından beri yaşadığımız aslında kelime sıkıntısı. Park, oksidasyon yaşamış ki buna ayak yangını demişler. Soma’da oksidasyon standart bir şey. Madenci olarak aya yangını riskini biliyoruz, bu işe bilmeyerek mi girseydik? Yaptığımız işi bilmek bilinçli taksir mi demek?” diye yanıtladı.
"Kanaatler dışında bir şey yok"
Delil olmadığı için savunma yapmadığını, içini döktüğünü söyleyen Gürkan şu beyanlarda bulundu:
“Olayın sebebini bulamadığınız sürece, isterseniz idam edin. Emsal olmaz. İşçi olmadan işveren, işveren olmadan işçi olmaz. Komünist sistem olsaydı olabilirdi, ama işçi sınıfı ile işveren sınıfını birbirine düşman iki sınıf olarak yansıtmak doğru olmaz.”
“Asıl zor olan dosyanın içindeki delillere bakarak, halkın yalanlarla linç etmeye çalıştığı bir kişi için yargılama yapılmasıdır. Yani toplumun tatmini için değil hukukun üstünlüğü için yargılama yapılmalı. Kanaatler dışında bir şey yok.”
Aileler: 301 mezar var
Bu sırada salondaki ailelerden biri “301 mezar var” diye cevap verdi. Gürkan ise sözlerini “Delil olmadığı için savunma yapamıyorum” diyerek bitirdi.
Sanık Doğru’ya soruldu: “Üç günlük işçi nasıl öldü?”
Tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru savunmasında madendeki havalandırma sistemi üzerinde durdu. Doğru, mevzuata göre işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili verilen eğitimlere değindi.
İş öncesi üç gün eğitim verdiklerini söyleyen Doğru’ya aileler tepki gösterdi: “Hangi eğitim, üç günlük işçi öldü?”
2009’dan beri Genel Müdür olduğunu belirten Doğru, “Genel müdür olarak maskeyi ben kontrol etmem, eksiklik varsa söylenir, ben temin etmezsem hatalıyımdır” dedi. Aileler, “Maskeyi alıp dolaplara koydunuz, göstermediniz bile” diyerek Doğru'ya tepki gösterdi.
Davanın sanıkları Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan 6 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 45 sanık ise maden mühendisleri Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor. |
(TP)