Kürt aydın girişimi DEMOS kurucusu Dr. Kemal Parlak ve siyasi analist Kenan Kalyon, DEP'li milletvekillerinin "Kürt mücadelesinin demokratik alanda sürdürülmesinde rol oynayabileceğini" savunuyorlar.
"Kürt meselesinde muhatap sorunu yaşanıyordu. Devlet kimseyi muhatap almadı," diyen Kalyon'a göre, DEP'li milletvekilleri bu sorunu çözebilir; ancak bunun koşulu, "bağımsız" olabilmeyi başarmak.
"İmralı ya da başka bir yer Zanaları sürekli güdümlemeye çalışırsa, bu Kürt hareketini kötürümleştirir."
Parlak da, "silahlı örgütlerin tümüyle tasfiye edilmesi gerektiği"ni düşünüyor; Zana ve arkadaşlarının "silahlı mücadele dışında, işleyişini demokratik bir çizgide götüren, kendi kurumlarını yaratan bir duruşla başarılı olabileceklerini" söylüyor.
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Filiz Koçali ise, eski DEP milletvekillerinin tahliyesinin "devletin lütfu gibi sergilenmesini" eleştiriyor; Zana ve arkadaşlarının siyaset yapma hakkının önemini hatırlatıyor.
Yeni bir parti kurulursa...
Kalyon, Parlak ve Koçali, "yeni bir parti kurulması" ihtimalini değerlendirirken, sürecin henüz netleşmediğinde fikir birliğine varıyorlar.
Koçali, "Eylüle doğru bilinen kadro ve üyelerle yeni bir parti kurulabileceği" görüşünde; Kalyon ve Parlak ise, "küskünlerin" yeni partide yer alma ihtimallerinin düşük olduğunu savunuyorlar.
Kalyon, "DEP'den beri birlikte siyaset yapanların bir bölümü, HADEP'le, DEHAP'la barışık olmadılar. Bunlar, Zanaların çıkışını bir olanak olarak değerlendirmek istiyorlar. Zanaların buna prim verip vermeyeceği, bence şüpheli" derken Parlak, "Demokratik alanda çalışma yapan arkadaşlar, 11 yıldır bağımsız bir tavır sergileyemediler, yetersiz kaldılar. Bu da halkta güven sorunu yarattı" diyor.
Kalyon, Parlak ve Koçali'nin görüşleri şöyle:
Kalyon: Kürt hareketinde özerkleşmenin işaretleri görülüyor
* Kürt hareketinde yeni bir partiye ilişkin beklentiler artıyor. Yeni partiden bahsederken, yeni dinamiklere dayalı, Kürt hareketinin ana gövdesinden farklı olup olmayacağını tartışmak gerek.
* Zanalar, Kürt hareketinin bütününü görmeyen ya da kimi odaklarla karşıtlık içindeki bir duruşu benimsemeyecekler. İmralı'nın ve başka yerlerin tavırlarına da bakacaklar, ama kendilerine ait bir tavırları da olacak.
* Osman Öcalan'ın DEHAP'dan ayrılığının yansımalarını izlemek gerekiyor. Osman Öcalan'ın başka bir parti kurma niyetini biliyoruz. Buna kalkışırsa, bu girişimini kolaylaştıracak unsurlarla temas kurmaya çalışacaktır.
* Diyarbakır'daki mitinge katılımın azlığı, "ilgi eksikliği" ile açıklanamaz. Başka kesimlerin "yeterince parlatmama", "çok öne çıkmalarını önlemek", "liderlik konumuna hızla yükselmelerini önlemek" gibi bir tavrı söz konusu olabilir.
* Türkiye'de Kürt sorununu çözmek isteyen herkes Zanaların ve DEHAP'ın ilk kez Kongra-Gel'e açıkça çağrı yaptığını görmelidir. Kürt hareketinde legal, demokratik siyasi dinamiklerin özerkleşmesi eğilimine bakılıyorsa, bunu özerkleşmenin adımlarından birisi sayabiliriz. Tersi reaksiyonlar, yeni inisiyatiflerin ortaya çıkmasını engeller.
* Leyla Zanaların kendilerine ait bir yerden bu muhataplık rolüne soyunmaları yararlı olur. Bu çizgide durdukları sürece, Türkiye'de herkesin bu role destek vermesi gerekir.
Parlak: Halk silahlı mücadele istemiyor
* Leyla Zana ve arkadaşları, arabuluculuk rolü üstlenmişler gibi görünüyor. Oysa, onlar, birikimlerini ve kitle üzerindeki etkilerini daha iyi kullanabilirlerdi.
* DEP milletvekillerinin şiddete karşı daha net bir tavır almaları, diğer yandan da devlet politikalarını eleştirmeleri, daha demokratik bir Türkiye ve Kürtlerin demokratik hakları için mücadeleyi sürdürmeleri gerekirdi.
* İnisiyatifin kendi ellerinden çıkmasını istemeyen belli odaklar, Zanaların özerkleşmesine karşı çeşitli önlemler alabilirler. Ama, Kürt halkında şiddete karşı yükselen ciddi bir muhalefet var.
* Halkın talebi, kendi kimliğine, kültürel taleplerine sahip çıkmak ve Türkiye'de yönetime katılabilmek. Ki, bunlar da demokratik bir işleyişle gerçekleşebilir.
* Dışarıdaki odakların ayrılıkları, Türkiye'yi de etkileyecek, burada da bazı gruplaşmalar yaşanacaktır. Dıştaki odakların eğilimleri ile yurt içindeki demokrasi yanlılarının eylemleri muhtemelen çatışacaktır. Bunlar Türkiye'deki yapılanmalara da yansıyacaktır.
* Tahminimce, DEP milletvekillerinin tahliyesinin ardından bölge mitinglerinin bu kadar hızlı örgütlenmesi de dağınıklığı gidermeye yönelik.
* Leyla Zanalar, 1993 sürecinde büyük bir haksızlıkla tutuklandılar. Belli düşünceleri savundukları için cezaevine girdiler. Uygulamalar, kamuoyu vicdanında yer etti, kamuoyunun onlara manevi bağlılığı var.
Koçali: Hükümet "iyi Kürt", "kötü Kürt" ayrımı yapıyor
* Bu topraklarda, Kürt meselesi 20 yıldır tartışılıyor. Bu tartışma için bedel ödemiş insanlar var. Gelinen noktada atılan adımlar yeterli değil. Tek taraflı ateşkes acıları azalttı; ama en çok bugünkü hükümetin işine yaradı. Devlet ateşkesten yararlanırken, kendisinden beklenen adımları atmadı.
* Hükümet, "iyi Kürtler" ve "kötü Kürtler" ayrımı yaratmaya çalışıyor. İyi Kürtler, halk; kötü Kürtler gerilla. Hakikaten barış ortamı isteniyorsa, böyle bir ayrım yapılmamalı.
* Türk ve Kürt halkları arasında, yaşanan bunca acıya rağmen düşmanlık oluşmadı. Bundan sonraki adım, toplumsal barışı yeşertmektir.
* DEHAP'ın kapatılmasına ilişkin davalar sürerken, yeni bir partinin kurulması da dost sohbetlerinde tartışılıyor. Edindiğim izlenim, Eylüle doğru bildiğimiz kadro ve üyelerle yeni bir parti kurulabileceği. Seçim dönemi yaşanmış çeşitli kırgınlıklar da, sanıyorum bu süreçte aşılıyor. Tahminim o ki, şu anda DEHAP'a mesafeli duran pek çok kadro da önümüzdeki dönemde o partide yer alabilir. (BB/EÜ)