İtiraf edeyim ki, bu durum kentin geleceği adına ciddi bir rahatlamayı da beraberinde getirdi.
Neden mi, diye sorulabilir. Hemen yanıtlayayım. Bir defa biz genel anlamda bölge sakinleri olarak tabii büyük ölçüde de Diyarbakırlılar, açık konuşmak gerekirse pek fazla da proje yapmayı bilmiyorduk.
Daha çok İstanbul ve Ankara merkezli sivil toplum kuruluşları bölge ile ilgili irili ufaklı bir dolu proje yapıp buldukları fonun azami yüzde 20'sini bölgede harcayıp, çoğu kez de bölgede hiçbir bıraktığı olmadan çekip gidiyorlardı.
Yerel partnersiz olmaz
Ama son yıllarda ciddi ölçülerde hem sivil toplum kuruluşları hem de yerel yönetimler proje hazırlama tekniklerini öğrendiler.
Ayrıca yeni dönem itibariyle Avrupa Birliği de bir takım işleyişleri deneyerek öğrenmiş oldu.
Birincisi AB artık ihtiyaçtan doğmayan projelere pek sıcak bakmıyor. Bir de eğer proje bölgeden bir kurum tarafından hazırlanmamışsa bölgeden sağlam, sıkı bir yerel partneri mutlaka istiyorlar. Bunlar çok önemli.
İşte bu aşamada GAP Kültürel Mirası Geliştirme Programı çerçevesinde Diyarbakır'ın kabul edilen üç projesine dikkat çekmek istiyorum. Bu projeler şu açıdan önemli ki, gelecekte hazırlanacak projelere bir ön hazırlık niteliğinde olacak Elbette bölgenin onca ili arasında Gaziantep'ten sonra kabul edilen projeleri ile Diyarbakır'ın ikinci sıraya oturması da ayrı bir övünç kaynağı olsa gerek!
Cadde ve sokaklar rehabilite edilecek
Bu projelerden ikisi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin, biri de Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası'nın projeleri. Kendime pek pay çıkarmadan Diyarbakırlı ve Diyarbakır'da yaşayan biri olarak bu projelerin kabulünden dolayı göğsümün kabardığını itiraf etmek isterim.
Neden mi, onu da anlatayım. Kurumlardan biri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi son altı yıldır hizmet ettiğim bir kurum. Diğeri de ondan önce sekiz yıl süreyle Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet ettiğim Diyarbakır Ticaret Ve Sanayi Odası.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin ilk projesi "Gazi Caddesi Rehabilitasyon ve Çevre Düzenlemesi Projesi" idi. Diğeri ise "Yenikapı Sokak Projesi."
Aslında iki projeyi de Diyarbakır Sur içinin çehresinin değişip görücüye çıkması, kentin yaratacağı rantın tümüyle kent halkına paylaştırılacağı noktasından bakmak gereğinin önemine parmak basmak istiyorum.
Rantı kentli paylaşacak
Bilindiği üzere Diyarbakır sur içi şehir dokusu binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Onlarca uygarlık bu şehirden gelip geçerek izlerine taşlara, sokaklara, yapılara işlemiş.
Şimdi tam bu ihtiyaç noktasından yola çıkarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bu iki ve daha ilerde yeni eklemelerle geliştirilip boyutlandırılacak projelerle kentin kültür, turizm ve tanıtma adına dünya aleme sunabileceklerini görücüye çıkarıyor.
Elbette çok ama çok önemli. İşsizliğin yüzde 70'lere dayandığı, suç işleme eğiliminin çok ama çok arttığı bir kentte yerel yönetimlerin hizmet üretmenin yanında bu tip ihtiyaçtan kaynaklanan ve kentin sunabileceklerinin yine kent halkınca sahiplenilip rantının da kent halkınca paylaşılması amaçlı projeleri, çok önemsenmek durumunda.
Esnaf da eğitilecek
Bütün bu açılardan yol, kaldırım, dış cephe, tabela, tente, sur içi trafiği, Ulu Cami çevresi, aydınlatma düzenlemeleri ile, sur içi esnafının turizm konusundaki eğitim amaçlı 733 bin Euro'luk projenin Mayıs ayı ile birlikte gecikmeden başlatılması çok önemli.
Yine aynı çerçevede 235 bin Euro'luk Yenikapı Sokak Projesi de bu çalışmanın bir başka ayağı gibi.
Sanki bu iki projenin bir başka açıdan tamamlayıcısı gibi kabul edilen Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasının "Geleneksel El Sanatlarını Destekleme Projesi" de bir başka açıdan kayda değer.
Kadınların istihdamı
Kadınlara Yönelik istihdama katkıda bulunmayı hedefleyen 470 bin Euro'luk proje; Halen Diyarbakır ve çevresinde Bakırcılık, Ahşap oymacılığı, Çömlekçilik gibi el sanatlarında çalışan, genellikle küçük işletmelerle Diyarbakır'da son 50 yıl içinde kaybolmuş puşi, tel kırma, sedef kakmacılığı, telkari gibi otantik el sanatlarını öğrenmek ve bu sahalarda geçimini temin etmek isteyenlere yönelik bir proje.
Ve bir başka yönüyle de Ticaret, Sanayi Odasının bu projesi halen çözümü batıda üretilen malların bölge pazarlamacılığında ısrar edenlere karşı alternatif bir yerli üretim gibi duruyor karşımızda. Ve bana Gandi'nin Sari'si gibi Diyarbakır'ın ipekçiliğini çağrıştırıyor.
Binler Yıllık Diyarbakır Sur İçinin sosyal ve mimari yapısını değiştirmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesinin projeleri ile özel sektörün cesaretlenerek alanda yeni seçenekler yaratmasını hedefleyen Ticaret ve Sanayi Odasının projesi elbette benim gibi bu kadim şehre gönül veren bir dolu şehirdaşı, hemşehriyi Diyarbakır'ın geleceği konusunda epeyce umutlandırıyor.
Umutlandırmakla kalmıyor böyle projeler bu şehirden çıktığı için gönendiriyor, gururlandırıyor da!
Gelecek Suriçi'nde
Diyarbakır artık yeni dönemde Ticaret hacminin yüksekliği yanında turizm hacmini de yükseltmek durumunda. Buna en basit tabiriyle mecbur.
Diyarbakır'ın dünyaya sunacağı sur içi varken, her kentte standardı olan çok katlı Yenişehirlerde ısrar etmesinin inanın pek anlamı yok.
Gereksizdir demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama şu bir gerçek ki, bizim geleceğimiz dünya tarihi ve kültürel miras listesine aday olarak sunacağımız sur içinde.
Hayal bile değildi
Hayali bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Avrupa'nın en modern şehirleri gibi aydınlatılacak ve ticari, turistik hacim ve hareketliliği gece 11-12'lere kadar sürecek, genç nüfusu projeye katacak, gençlerin gün boyu sanat sokağındaki kafelerde "zaman öldürmelerinden" kurtulup sur içindeki kültürel, turistik, sanatsal üretimlere yöneleceği amaca uygun işletmelerde en azından ilk aşamada 5 dilli broşürlerle şehrimizi ve kendimizi anlatacağımız bir atmosfer.
Hayali bile güzel değil mi! İnanın heyecan verici. Bir düşünün isterseniz. Daha beş yıl önce sur etrafının temizlenmesi bile kısa vadede imkansız gibi durmuyor muydu?
İşte birkaç yıl içinde gerçek oldu. Ve artık geçmişte sur taşlarını söküp binalarının temelinde kullananlar bugün artık koruma bilinciyle surlarına sahip çıkıyorlar.
Bütün bu anlatımlardan sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu'yu bu projeler nedeniyle Diyarbakır'a kazandırdıklarından ve kazandıracaklarından dolayı kutlamak gerek. (ŞD/BA)