Sarıyer Kısırkaya’da binlerce hayvan kapasiteli barınağın inşası tamamlandı.
Barınağın mevzuata aykırı bir şekilde inşa edildiğini söyleyen hayvan hakları savunucuları, “toplama kampı” olarak adlandırdıkları bu dev barınağa karşı yaşam hakkını savunan herkesi 31 Ocak Cumartesi günü saat 12:00’de ise Kısırkaya’da düzenlenecek eyleme çağırdı.
İstanbul Kent Savunması, Kuzey Ormanları Savunması, Sarıyer Kent Dayanışması, Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği, bugün düzenlediği basın toplantısıyla ise Kısırkaya sığınağı ve benzer projelerle ilgili bilgi verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’ın, Pendik’te 15 bin hayvan kapasiteli bir barınak açılacağına ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun benzer örneklerin Kocaeli ve Trabzon’da da açılacağına dair açıklamalarını hatırlatan hak savunucuları, “Bu demeç, hayvanların yaşam haklarının ihlâlinin ve özgürlüklerinin gaspının tüm Türkiye’de rutin uygulama haline geleceğinin ilanıdır” dedi.
Hayvanların şehirden uzak, toplama alanlarına kapatılmasına karşı çıkan aktivistler, “Kısırkaya’daki bu proje; kent, doğa ve yaşam haklarına karşı işlenen birçok suçu birleştirmiştir, bu bağlamda tüm yaşam savunucularının doğal mücadele alanıdır” diye konuştu.
“Yaşama hakkının pazarlığı olmaz”
Mücadelenin temelinin “yaşama hakkı” olduğunu belirten hayvan hakları savunucuları, Kısırkaya’da inşası tamamlanan ve Pendik’te de inşa edilmesi planlanan binlerce hayvan kapasitesi alanların, İstanbul sokaklarındaki tüm hayvanların toplanacağı alanlar olacağını söyledi.
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Burak Özgüner, “Kent hayvanlarını kent sokaklarında, yaban hayvanlarını da ormanlarda görmek istiyoruz” diye konuştu.
Kuzey Ormanları Savunması’ndan Balaban Cerit, bu sığınağın İstanbul’un kuzeyinde 3. havaalanın da dahil olduğu yıkımın bir parçası olduğunu belirtti. “Hayvanları olmayan bir şehir üzücü olmakla birlikte ölümdür. Tek isteğimiz, sokak hayvanlarının bulundukları mahallelerde yaşam hakkına sahip olması” dedi.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Hülya Yalçın, Türkiye’de hayvanları korumaya yönelik yasaların eksikliğinin altını çizerken, yaşama hakkının pazarlık yapılamayacak bir konu olduğunu söyledi. “Kısırkaya hayvan hakları mücadelesinde bir semboldür” dedi.
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi adına konuşan Mücella Yapıcı, Kısırkaya mücadelesinin sadece hayvanlar için değil, kentte yaşayan tüm canlılar için olduğunu belirtti.
Kısırkaya’da ne oluyor?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul’un Sarıyer ilçesine bağlı Kısırkaya köyünde 20 bin hayvan kapasiteli olduğu söylenen dev bir barınak inşa etti.
Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği, arazi ve bölge şartları açısından, böyle bir tesis kurulmasının beklenen sonuçları doğurmayacağı, tam tersine hayvanların yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanamayacağı bir tecrit alanına dönüşeceğini söyleyerek sığınağın yürütmesinin durdurulması ve projenin iptali için İBB’ye dava açtı. Mahkeme, yürütmenin durdurulmasını kabul etmedi. Ancak dava sürüyor.
Hak savunucuları Kısırkaya hayvan sığınağına neden karşı?
Hayvan hakları savunucuları, barınağın mevzuatlara aykırı bir şekilde inşa edildiğini söylüyor.
Ayrıca tesise ulaşımın olmadığı, denetimden ve hayvanların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söylenirken, sokak hayvanlarını doğal yaşam ortamları olan sokaklardan alınıp böyle bir tesiste tecrit edilmesine karşı çıkılıyor.
Hayvan hakları savunucuları, İBB’nin kontrolünde olan Hasdal Geçici Hayvan Bakımevi’nde 2009’da 70 kadar yavru köpeği hastalık şüphesi öne sürülerek öldürüldüğünü ifade ediyor, “Barınakların durumunu ortaya koyan birçok video, internet üzerinden kolaylıkla erişilebilir durumdadır. Kısırkaya’da açılmak üzere olan bu tesis, İBB’nin şimdiye dek İstanbul genelinde küçük barınaklarda sürdürdüğü bu uygulamalarını merkezîleştireceği, hayvan katlini sistematik hale getireceği bir yapı olacaktır” diyor.
Mevzuata aykırılıklar neler?
Sığınak, Karadeniz’i tam olarak karşısına alan dik bir yamaç üzerine, çok yönlü ve sert esen rüzgarlara açık, su yoğunluğu fazla olan toprak yapısına sahip ve ulaşım kolaylığı olmayan bir arazi üzerine kurulu.
Hayvan hakları savunucuları, gerek konuya ilişkin mevzuatlara gerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Hayvanların Korunmasın Dair Uygulama Yönetmeliğin bakımevlerinin arazi seçimine dair 22. maddesine aykırı olduğunu belirtiyor.
Projenin inşa edildiği alan 2. Derece SİT alanı olduğu gibi, meradan devşirilmiş bir arazi. İBB 2012’de İstanbul Valiliği’ne meranın tahsis alanının değiştirilip üzerine barınak kurulması için başvuru yapmış ve 2013’te meranın tahsis alanı istenilen şekilde değiştirilmişti. Ancak hayvan hakları savunucularının açıklamasına göre söz konusu arazi, imar planlarında hala 2. derece SİT ve mera alanı olarak görülüyor.
Bugün düzenlenen basın toplantısına Mimarlar Odası İstanbul Şubesi adına katılan mücella Yapıcı, mera alanından çıkarılma kaydı olsa da, buranın mera özelliğinden çıkarılırsa sadece mezarlık ya da yeşil alan olarak kullanılabileceğine dair bir not olduğunu söyledi. Ayrıca yapılan değişikliklerin imar planlarına işlenmediğini ve bunun başlı başına usulsüz bir uygulama olduğunu ifade etti.
Son olarak hayvan hakları savunucuları, tesisin inşasının önünün Mera Kanunu’nda gidilen değişikliklerle mümkün olduğunu söylerken, 10 Eylül 2014’te 4342 sayılı Mera Kanunu’na yapılan eklemeyle meraların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında kullanılabilmesinin önünün açıldığını belirtiyor.
İBB’den çelişkili açıklamalar
İBB, Kısırkaya’daki barınakla ilgili tepkilerin artması üzerine dün bir açıklama yaparak barınak hakkındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
İBB “Kısırkaya Bakımevi’nde 1650 köpek kapasiteli kapalı kafesler mevcuttur. Bu kafeslerde aynı anda 20 bin köpeğin barınması söz konusu değildir” dedi. Ancak İBB Başkanı Kadir Topbaş, 14 Mart 2014’te CNNTürk’te yayınlanan Baştan Sona Programı’nda “Sarıyer tarafında 700 bin metrekarelik ormandan bir yer aldık, 20 bin hayvanı barındıracak barınak bitmek üzere” demişti. Buna ek olarak, İBB Kısırkaya nedeniyle kendisine açılan dava kapsamında İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne verdiği savunmada, hayvan barındırma kapasitesinin toplam 4 bin olduğunu söyledi.
İBB açıklamasında “Yasa gereği tedavileri ve aşıları yapılan hayvanlar alındıkları alana geri bırakılacaktır” dedi. Ancak hayvan hakları savunucuları, hayvanlar burada barındırılmayacaksa binlerce hayvan kapasiteli bu alanın neden kurulduğunu soruyor.
İBB ayrıca bu alanda sokak hayvanlarının yanı sıra göçmen kuşların, martıların, güvercinlerin bakılacağını söylüyor. Mücella Yapıcı, İstanbul’da dünyanın en önemli göç yollarından birinin üzerine havaalanı inşa edildiğini ve ÇED raporuna “ilk başta yaralanmalar olacaktır ama bir süre sonra kuşlar göç yollarını değiştirecektir” açıklaması yapıldığını hatırlattı. (ÇT)