Umut Çocukları Derneği Başkanı Ferhat Şahin bir çocuğu sokaktan almak için beş-altı kuruma birden ihtiyaç olduğunu ama Türkiye’de kurumlar koordinasyondan yoksun çalıştığı için birçok projenin başarısız olduğunu anlattı.
“Sokaktan bir çocuğu almak aynı zamanda beş-altı kuruma birden ihtiyaç duyduğunuz anlamına gelir. “Önce rehabilitesi için, sonra topluma uyum ve entegrasyon, sonra mesleki eğitim, sonra temel eğitim, sonra varsa ruhsal sıkıntılarını gidermek için... Bunları tek bir kurum yapamaz, ancak birlikte çalışılırsa sorun çözülür.
“Böyle bir çalışma da Türkiye’de yok. Meslek eğitimi veriliyor sonra yine sokakta kalıyor çocuk ya da ruhsal sıkıntıları hastanede giderildikten sonra ikinci ihtiyaç duyulan kurum olmadığı için tekrar aynı sıkıntılar tekrar ediyor.”
Medyanın gördüğünden fazlası
Ajans Press bugün sokak çocuklarıyla ilgili haberlerin son beş yılda iki katı artış gösterdiğini duyurmuştu.
Medya taraması yapan kurumun verilerine göre, sokak çocuklarıyla ilgili haberlerin yıllara göre dağılımı şöyle: 2010’da 1316, 2011’de 1264, 2012’de 1459, 2013’te 2100, 2014’te 2579.
Şahin bu verileri değerlendirirken sokakta yaşayan veya madde kullanan veya ailesi tarafından çalıştırılan çocukların sayısında son yıllarda büyük artış olduğunu ve aslında medyanın bunu göremediğini belirtti.
İşbirliği ve koordinasyon yok
Bu artışın devletin ya da sivil toplum kuruluşlarının bu konularda çalışmadığı anlamına gelmediğini ifade eden Şahin’e göre öncelikli mesele koordinasyonsuzluk.
“Dernekler ya da devlet bu konuda çalışmıyor demek değil, çalışıyorlar ancak çok yetersiz.
“Bu yetersizliği kabullenemediğimiz, kendimizi bu konuda geliştiremediğimiz, yerinde ve zamanında çözüm projelerini yürütemediğimiz ve en önemlisi bu projelerde kurumlar arası işbirliği olmadığı için projelerin çoğu heba oluyor, istenen sonuç elde edilemiyor.”
Sosyal sorumluluk mu, reklam mı?
Ferhat Şahin son yıllarda kamu ve özel sektörün biraraya gelerek sosyal sorumluluk alanlarında ortak çalışma yapma zorunluluğu doğduğunu hatırlattı ve bunun reklama dönüştürülmesinin sonuçlarını eleştirdi.
“Fakat bu projeler şirketler ve kamu kurumları arasında reklama dönüştürüldü ve yerini bulamaz hale geldi.
“İşinsanları eleştiriyor, iş veriyoruz, karınlarını doyuruyoruz, çalışmıyorlar diye. Sen on yıl sokak ahlakıyla yetişmiş, ailesi tarafından hiçe sayılmış, toplum tarafından ötekileştirilmiş, devlet tarafından dışlanmış, kurumlarda barındırılmamış insanlardan söz ediyorsun...”
İstatistik eksikliği
Şahin Türkiye’deki istatistik eksikliğini de vurgularken kurumların çocuklardan çok kendi yararlarını gözettiklerini anlattı.
“Eksikliği en çok hissedilen şey sağlıklı istatistikler.
“Berlin’den örnek vereyim... Sosyal çalışmalar yapan bütün kurumlar bir ağa bağlı. Bu ağa işlenen bilgileri hem parlamento hem senato hem çalışmaları yürüten kurumlar görebiliyor. Dolayısıyla sağlam ve açık istatistikler oluşuyor.
“Türkiye’de polisin başka, TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) başka istatistikleri var, derneklerin başka, vakıfların başka...
“Kimse sağlıklı bir şekilde paylaşmıyor zaten.
“Yıl sonunda TÜİK törpüleyerek veriyor rakamları, içişleri bakanlığı da polisin çalışmalarının dengeli olduğunu belirtmek için rendeliyor...
“Sosyal hizmetler de açık kapı sistemim var, diyerek polisin çalışmalarının kendisine yansımadığı belirterek veriyor.
“İstatistik tutulurken verilerin tek bir ağa işleniyor ve güncelleniyor olması gerekli. Türkiye’de maalesef bu yok.
Ayrıca polise gidip, bu konularda bir bilgi sorsan, veremeyiz, yılın sonunda bakanlık açıklayacak bu bilgileri diyor.” (YY)