“Bilimi ve yaşamı kampüslerden söküp atmak isteyenlere karşı akademiyi hayatın ortasına yani sokağa taşıyoruz.”
Ankara sokaklarında bir “Akademi” dolaşıyor.
Aralık ayında Kuğulu Park’ta başlayan “Sokak Akademisi” dersleri, bu haftasonu Yasemin Özgün'ün "Feminist politikalar" başlıklı 7. dersle Mamak’ta bir parkta devam edecek.
Sokak Akademisi’ni akademisyen Süreyya Karacabey ile konuştuk. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü öğretim üyesi Doç. Süreyya Karacabey, 6 Ocak’ta yayınlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılan 631 akademisyen arasındaydı.
Karacabey, bilginin tekelleşmesine karşı bilgiye doğrudan erişemeyenlere karşı ulaşma fikrinin uzun zamandır düşündüklerini belirtirken “İhraçlar vesile oldu” diyor.
Sokak Akademisi’ni, tepkileri, katılımı, “Akademi nedir?” sorusunun önemini anlattı.
"Biz insanların yaşadıkları yere gidelim"
Sokak Akademisi fikri nasıl ortaya çıktı?
Alternatif dayanışma akademileri kurulmaya başladığı zaman böyle bir düşünce oluştu bizde. Kapalı mekanlarda, buralara gelebilecek insanlara yönelik değil, dışarıda olsun dedik. “Bize gelmesinler, biz insanların yaşadığı yere gidelim” diye yola çıktık.
İhraçlar da vesile oldu. Her olumsuzluk içinde olumluluk barındırıyor. Daha radikal biçimde “Akademi nedir?” sorusunu sormaya başladık. Bu tür şeyler daha içe kapanık, tek tük reflekslerle üretiliyordu, herkes bu soruyu daha yüksek sesle sormaya mecbur kalıyor.
Daha konforlu alanda yaşıyorduk, o konfor dağıtılırdı. Diğer emek üretenlerden radikal farkımız olmadığı, ayrıcalıklı sanıyorsunuz kendinizi ama ayrıcalıklı olmadığımız bize bildirildi.
Çıkış noktamız bir soruya katkı bulunmak; “Akademi nedir?” Bunun tek bir cevabı olmayacaktır elbette.
Hazır programla şöyle yapalım diye çıktığımız bir yol değil bu. Biz de kendimize sorular soruyoruz, birlikte öğreneceğimiz etkileşimi biraz daha yükseltmenin mümkün kılacağımız bir süreç olacak.
Dönem olağanlaştığında bizim de bilgiyle ilgilenen insanlar olarak dışarda olanla bağın nasıl kurabileceği konusunda egzersiz yapıyoruz aynı zamanda. Daha etkin hale getirecek, onları da bilgiye dahil edecek yöntemleri de bu yolda yürürken bulacağız.
"İnsanların sahip çıkar tavrı güven veriyor"
Dersler nasıl geçiyor? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Ankara, ODTÜ gibi üniversitelerden birkaç arkadaşın birlikte oluşturduğu bir şeydi, ihraçlarla sınıfların dışında bırakılmış hocaları derslere davet etmeye başladık ve devam ediyoruz.
15 günde bir ders oluyor. 15-20 dakikalık formatlarda yapıyoruz. Kuğulu Park’ta başladık, 100. Yıl, Batıkent, Tuzluçayır gibi yerlerde devam ettik.
Yaygınlaşsın istiyoruz. Dersler daha uzun biçimde yapılsın istiyoruz. Sokakları gezmeye devam edeceğiz. OHAL koşullarında dışarda olmak biraz riskli, göze alsanız da katılımcıları da hesaba katmak zorundasınız, bu da derslerin süresini uzatmayı engeller nitelikte.
Derslere katılımda hayalkırıklığı yaşamadık. Ses sistemimiz yok, çok büyük kitlelere sesimizi ulaştırmamız fiziki desteklerden dolayı sorunlu. Kitlesel katılımdan söz edemem ama koşulları düşününce katılım sayısı hiç fena değil.
Arkadaşlarımız ve öğrencilerden gelenler çekirdek bir kadro oluşturuyor. Semtte yaşayanlar da duyarak geliyor hem de parktan geçenleri de hedefliyor.
Katılımcıların tepkileri olumluydu. Biraz daha uzamasını istiyor, biraz daha dahil olmayı isteyebilecekleri bir aralıkta duruyorlar. Bu da zamanla koşullar değiştiğinde olabilecek.
Gelen insanların tavrı da, sahip çıkar bakışları da insana güven veriyor. (BK)
* Sokak Akademisi derslerini Facebook sayfasından takip edebilirsiniz.