Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Türkiye’de 2015-2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sürecinde yaklaşık 500 bin insan yerinden edildi, 1 milyon 809 bin kişi de dolaylı olarak etkilendi.
16 Ağustos 2015’te Muş’un Varto ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağından başlayarak 1 Mart 2018 tarihine kadar geçen süre içerisinde toplam 11 il ve en az 49 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 299 sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Bu süreçte tahmini rakamlara göre en az 3 bin 638 kişi yaşanan çatışmalar nedeniyle yaşamını yitirdi. Sokağa çıkma yasakları 2018’e kadar devam etmiş olmasına rağmen yoğun olarak 2015-2016 yılları arasında gerçekleşti."
Bu bilgiler, Göç İzleme Derneği’nin “Sokağa Çıkma Yasakları ve Zorunlu Göç Sürecinde Kadınların Yaşadıkları Hak İhlalleri ve Deneyimleri” başlıklı raporunda yer alıyor.
Rapor, Türkiye’de 2015-2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve göç döneminde kadınların yaşamış olduğu temel hak ihlallerini ortaya çıkarmak üzere hazırlandı. .
16 kadın eş zamanlı olarak görüşmeler yaptı
Raporu hazırlamak için 16 kadın saha araştırmacısı Ağustos 2018’de eş zamanlı olarak Nusaybin, Cizre, İdil, Şırnak, Hakkâri, Silopi’den Van, Mersin ve İstanbul’a göç etmek zorunda bırakılan kadınlarla görüştü.
Görüşme yapılan kadın sayısı: 480
Rapor, Göç İzleme Derneği’nin alanda çalışan sivil toplum bileşenleriyle birlikte Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun (DİHAA programı) desteğiyle “Ülke içinde yerinden edilenlerin sosyal haklarına ulaşımlarının desteklenmesi” projesi kapsamında yazıldı.
Raporda öne çıkan detaylar şöyle:
* Araştırma çalışmasına dâhil olan katılımcıların tamamı 18 yaş üstü kadınlardan oluşuyor. Katılımcıların yaş dağılım grafiğine bakıldığında yüzde 27,5’i 18-28 yaş aralığında; yüzde 28’i 36-49 yaş aralığında; yüzde 23’ü 29-35 yaş aralığında; yüzde 19’u 50-64 yaş aralığında ve yüzde 3’ü ise 65 yaş üzeri aralıkta yer alıyor.
* Eğitim durumunu sıralayan grafiğe göre, katılımcıların yüzde 51’i okur-yazar olmadığını belirtti.
* Sosyal güvencesi olduğunu belirten katılımcıların yüzde 63’ü Yeşil kart;yüzde 26’sı SSK kapsamında.
"En teme haklar ihlal edildi diyenlerin oranı yüzde 50"
* Katılımcılar abluka sürecinde en temel insan hakları alanının tamamında yüzde 50’nin üzerinde bir oranda ihlal yaşadı. En fazla ihlal edilen haklara bakıldığında; yaşam hakkı; barınma hakkı; eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim haklarının sıklıkla yaşandığı belirtti.
* Sokağa çıkma yasakları ve abluka döneminde katılımcıların erişimde zorluk yaşadığı temel ihtiyaçların yüzdelik oranları oldukça yüksek çıktı. Elektrik, içme suyu ve temel gıda maddelerine erişimde yüzde 80’in üzerinde güçlük çekildi. Çoğu kişi ankette sayılan ihlallerin tamamını yaşadığını söylemiş ve “hiçbir şey yoktu” hiç bir şeye erişmediklerini belirtti.
* Katılımcıların abluka sürecinde karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerine bakıldığında, sıralamanın başında insanlık dışı ya da aşağılayıcı muameleye maruz kalmaları; kendisinin ya da bir yakının beden bütünlüğünün zarar görmesi; yakınlarının kaybı; gözaltı ve tutuklamalar yer alıyor.
* Katılımcılar sokağa çıkma yasakları sürecinde yaşanan ya da tanık olunan şiddet türleri arasından en fazla yüzde 63 ile Kolluk kuvvetlerinin fiziki ve sözlü şiddeti; yüzde 31’i ise aile içi şiddettin artması ya da ortaya çıkması şeklinde ifadelendirdi.
*Katılımcıların yüzde 32’ si can kaybı yaşadıklarını; yüzde 41’i baskı ve tehdit altında kaldıklarını; yüzde 20’si gözaltı yaşadığını; yüzde 15’i tutuklandığını; yüzde 12’si işkenceye maruz kaldığını; yüzde 2’si cinsel tacize maruz kaldığını; yüzde 15’i yaralanma/sakatlanma yaşadığını; yüzde 2’ise zorla kaybedilme olayların yaşandığını ifade etti.
"Ev içi şiddet arttı"
* 480 kadının yüzde 75’inin yaşanan süreçten psiko-sosyal olarak etkilendiğini, bu süreçle birlikte ev içi şiddetin yüzde 31 oranında arttığını belirtti.
* Mahremiyetinin ihlal edildiğini ve onur kırıcı muameleyle karşılaştığını belirten katılımcıların yüzde 21’i sözlü saldırı şeklinde geliştiğini; yüzde 3’ü erkekler tarafından üst aranması; yüzde 2’si fiziki temas ve yüzde 1’i bedenin teşhir edilmesi şeklinde ortaya çıktığını belirtti.
TIKLAYIN – Raporun tamamını okuyun
Göç İzleme Derneği hakkında 2016'da çatışma, iç savaş gibi sosyal, ekonomik ya da doğal afetler sebebiyle ülke içinde zorla yerinden edilmiş veya sığınmacı konumunda olan kişilerin, temel haklarına erişimlerini desteklemek amacıyla İstanbul'da kuruldu. Zorla yerinden edilme ve yeniden yurtlanma sürecinde bireylerin yaşam şartlarına yönelik hak odaklı çalışmalar yürütüyor. Zorla yerinden etme uygulamalarının yarattığı temel hak ihlalleri ve yeniden yurtlanma sürecinde bireylerin yaşamış olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarına farkındalık yaratıyor ve çözüm yöntemleri geliştiriyor. |
(EMK)