* Fotoğraf: Evrim Kepenek / bianet
Kuru soğanın kilosunun 2,30'lardan 5 TL’ye kadar yükselmesi ve 10 TL'ye çıkacağı söylentilerinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün yapılan “Muhtarlar buluşması” toplantısında “Bundan sonra stok yapılan soğan depolarını basacağız” demesi sonrası pek çok soğan deposuna baskın düzenlendi. medyaya yansıyan haberlerde gözaltı, tutuklama eylemine benzer "tonlarca soğan ele geçirildi" gibi ifadeler kullanıldı.
Yapılan ilk baskınlar sonrası 50 bin ton soğanın hallere sevkiyatının başladığı ifade edilirken, yapılanın soğan stokçuluğu mu, yoksa soğan depoculuğu mu olduğu sorusu akıllara geldi.
Zira, hasadı sadece Ağustos ortasından Eylül sonuna kadar yapılabilen soğan, 12 ay boyunca hemen her evin mutfağının olmazsa olmazı. Dolayısıyla bir buçuk ayda toplanan soğanların 12 ay boyunca tüketiciye ulaştırılması için uygun koşullarda saklanması kaçınılmaz.
Konu hakkında görüştüğümüz Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN) Kurucu Genel Başkanı Abdullah Aysu da patates, soğan, limon gibi saklaması kolay ürünlerin fiyatındaki artışın sebebinin stokçuluk olduğunu doğrularken, depoculuğun da kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor.
Bir yılda dört kat zamlandıBugün itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürlüğü verilerine göre kuru soğanın hal çıkış fiyatı 3,00-4,00 TL. Bundan bir ay önce, 22 Ekim’de ise hal fiyatı 2,20-3,00 TL arasındaydı. Geçtiğimiz yıl bugün, yani 22 Kasım 2017’de ise soğanın hal çıkış fiyatı 0,80-1,00 TL’ydi. * İstanbul Büyükşehir Belediyesi meyve-sebze fiyatları için tıklayın. |
Soğanın üreticiden mutfağımıza olan yolculuğunu Abdullah Aysu’dan dinleyelim:
Çiftçiden tüccara, komisyoncuya, sevkiyatçıya, yine komisyoncuya, manava…
“Ürünü tüccar çiftçiden alır. Tüccarın aldığı bu ürün o ilin haline gider ve komisyoncuya devredilir. Komisyoncu ürünü sevkiyatçıya verir. Sevkiyatçı ürünü satılacağı ilin haline gönderir. O ilin halindeki komisyoncu malı alır manava gönderir, oradan da tüketiciye ulaşır.
“Tüm bu aşamalardan geçince, her aşamada aracılar kendi karını koyar. Ayrıca her aşamada devlet de vergisini koyar. Dolayısıyla bu fiyat kabarır gider.
“Küçük çiftçi ürünleri kendi deposunda bekletme gücüne sahip değil. Depolama gücüne sahip olan tüccarlar ürünleri alıyor ve depoluyor. Depolayanların bağlantısı da haldeki komisyoncu.
“Yani haldeki komisyoncu doğrudan çiftçiden almıyor, aradaki depolama gücüne sahip tüccardan alıyor. Büyük tüccar, haldeki komisyoncu talep ettiği sürece ürünü adım adım ona gönderiyor.
“Hal komisyoncusuyla büyük tüccar kendi aralarında ürünün fiyatını da belirliyor.”
“Esas hacim aracı tüccar depolarında”
Peki, Erdoğan’ın konuşmasından sonra yapılan baskınlar bu büyük tüccarlara yönelik miydi?
“Genel olarak baskınların büyük depolara yapılmış olması gerekir. Çünkü işin esas hacmi orada. 200 bin tona kadar depolar var.
“Ancak soğanlarda soğuk hava deposu kullanmaya da gerek yok. Bildiğimiz hangar tipi, karşılıklı iki taraftan da açılmış olan pencerelerle havalandırılmasıyla depolama yapılabiliyor. Aynı şekilde limon da mağaralarda bekletiliyor.”
“Mallar hale gitsin deniyor ama hallerde depo yok”
Aysu’ya bahsi geçen depolardaki tüm ürünlerin hallere gönderilmesinin ne kadar doğru olduğunu soruyoruz.
“Aradaki büyük tüccar elindeki ürünlerin hepsini hale sürsün deniyor ama halde depo yok. Hal komisyoncusu nereye koyacak tonlarca ürünü? İhtiyaç çerçevesinde periyodik şekilde gitmesi lazım.
“Kamyonlar bile hale gittikleri zaman hemen ürünlerini boşaltamıyor. Yer boşalmasını bekledikten sonra, bazen bir iki gün sonra ürünleri indirebiliyor.
“Bahsedildiği gibi ürünleri bir anda piyasaya sürerseniz geçici olarak fiyat düşürürsünüz ama bu sorunun kökten çözüldüğü anlamına gelmez.”
“Yüksek fiyatın nedeni stokçular ama…”
“Sezonunda soğanın çiftçinin elinden çıkışı 35-40 kuruşu geçmedi. Ama şu anda 4-5 TL'den söz ediyoruz” diyen Aysu’ya kimi ürünlerin zaman zaman iki kat zamlanarak, mesela 5 liradan 10 liraya çıktığını ama hiçbir ürünün 10-15 kat zamlanmadığını hatırlatarak patates soğan gibi en ucuz sebzelerin fiyatının bu kadar artmasının nedenini soruyoruz.
“Aracı tüccar bekletiyor ve istediği zaman istediği kadar piyasaya sürüyor, arz ve talebin üzerinden fiyatı belirliyor.
“Ancak burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta var. Mesela soğan tohumu Nisan'da atılır, Ağustos ortası ilk hasat, Eylül sonu son hasat alınır. Yani aslında yılın sadece 1,5 ayı hasat alınan bir sebze. Ancak buna karşılık hemen her evde 12 ay tüketilen, mutfakların olmazsa olmazı.
“O nedenle yapılan hem stokçuluk hem depoculuk oluyor.”
“Çözüm demokratik üretici kooperatifleri”
Peki, çözüm ne?
“Üretimden pazarlamaya zincir eğer üretici ve tüketicinin doğrudan temasına dayanmıyorsa, araya mutlaka aracılar girecektir. Bunun için de baskınlar değil yasal düzenlemeler yapmak gerekir.
“Siz ürünü üreticiden alıp yedi aşamada tüketiciye taşırsanız ürünün fiyatının yükselmemesi mümkün değil.
“Üreticiye demokratik kooperatifler kurdurularak, onun depolarında toplanması, onun kanalıyla doğrudan dağıtılması halinde hem fiyatlar çok daha düşük olur hem ürün çok daha sağlıklı olur. Bütün bu sorunları yaşamamıza da gerek kalmaz.
“Ama siz üretici-tüketici arasında bu kadar aşamadan geçilsin ki ben vergimi alayım, aracı tüccarlar da kazansın derseniz, her ne yaparsanız yapın soğanı pahalıya tüketmek zorunda kalırız.” (EKN)
Fotoğraf: Erçin Top - Ankara/AA