Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi’nin sonuç raporu açıklandı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen Sivil Toplum Diyaloğu Programı çerçevesinde, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin İsveç Yayıncılar Birliği ortaklığıyla yürüttüğü Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi’nin Kapanış Konferansı dün gerçekleşti.
Açış konuşmasını yapan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı ve projenin koordinatörü Metin Celâl amaçlarının yayınlama özgürlüğünün önündeki engellere dair bir farkındalık yaratmak olduğunu anlattı.
Proje ortağı İsveç Yayıncılar Birliği’nin yönetim kurulu üyesi Ola Wallin de dünyanın her yerinde sansüre karşı mücadele ettiklerini vurguladı. Türkiye’de hâkim durumda olanların en ufak bir eleştirisiyle gazeteci ve yazarların başına bir şey gelebileceği tespitini yaptı.
Konferansta avukat Tora Pekin, yazar Yekta Kopan, akademisyen Aslı Tunç ve avukat Haluk İnanıcı rapor üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Pekin: Düzenlemeler kağıt üzerinde
Konferansta “Avrupa Birliği'ne Giriş Sürecinde Türkiye’de Yayınlama Özgürlüğü Raporu”nun yazarı avukat Tora Pekin ifade özgürlüğü konusunda AB’ye uyum sürecinde yapılan yasal düzenlemelerin “görünüşte” kaldığını söyledi.
Siyasilerin işlerine geldiği noktada ifade özgürlüğüne inandığına dikkat çekti.
Pekin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ahmet Şık’ın basılması engellenen kitabı hakkında önce “Öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir” dediğini, ancak bu sözlerin üzerinden üç yıl geçtikten sonra yine aynı kitap konusunda “Kitap yazma hazırlığı yaptı diye, bakın, kitap yazdı diye değil, hazırlığını yaptı diye insanlar mahkûm edildi” ifadelerini kullandığını hatırlattı.
Tora Pekin açılan dava ve soruşturmalarla gazeteciler ile yayıncılar üzerinde baskı kurulduğunu ve ceza almayacak olsalar dahi gazetecilerin çalışmasının bu yolla engellendiğini anlattı.
İnanıcı: Düşünce özgürlüğüne engel
Avukat Haluk İnanıcı da Türkiye’de yasaların düşünce özgürlüğünün önünde büyük engel teşkil ettiğini söyledi.
Türk Ceza Kanunu ve İnternet Kanunu’nun baskıcı yanlarına vurgu yapan İnanıcı, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bir gazetecinin kolayca terörist ilan edilebileceğini hatırlattı.
Tunç: Baskı genişliyor
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Aslı Tunç ise daha önce entelektüel elit üzerinde kurulan baskının artık tüm toplum kesimlerine nüfuz ettiğini belirtti.
Tunç, Türkiye’deki “caydırıcı etki”nin yabancı gazetecilere kadar uzandığını örneklerle aktararak, akademik ve bilimsel yayın ve araştırma özgürlüğünü baltalayan sorunlara dikkat çekti.
Kopan’dan Nazi dönemi göndermesi
Yazar Yekta Kopan da Almanya’da 1933’te gerçekleşen kitap katliamını hatırlattığı konuşmasında, baskının yalnızca siyasilerden değil güce tapan “hassas vatandaşlar” tarafından da yapıldığını vurguladı. (YY)