Aile apartmanında bekâr evi istenmez genelde. Kimin girip, kimin çıktığı belli olmaz o eve. Günün olduk olmadık saatlerinde parti verirler, gürültüden patırtıdan geçilmez. Geleneksel mahalle yapısına pek uymazlar.
Ortalama vatandaş pek hoşlaşmaz onlardan, ama özünde iyi çocuklardır. Hani Saliha teyze yolda fenalık geçirse, iki delikanlı koluna girer, kaldırıp evine bırakıverirler. Mahallenin küçük çocuklarıyla top koştururlar.
"İç-mihrak sitesini yapanlar da o çocuklar" deseler şaşırmam hani. Adresleri http://icmihrak.blogspot.com.
Sivri dilli, keskin zekalı, açık görüşlü, sert üsluplu, biraz umarsız ama duyarlı sanatçı kişiliklerin oluşturduğu bir tür kolektif iç-mihrak.
Onları tanımlama uğraşısı aslında bir ölçüde umutsuz bir çaba. Ne de olsa kimin girip, kimin çıktığı bir siteden (bekâr evinden) bahsediyoruz.
İç-mihrak'a tasarım yollayanlar gündemi takip ediyorlar çoğunlukla. Sokakta ne yaşanıyorsa, canlarını ne sıkıyorsa, kafalarını ne attırıyorsa, yekten saldırıyorlar, hırpalıyorlar...
Gündemi iç-mihraktan izlemek hınzırca bir zevk veriyor insana.
Doğrusu şu, çok lafa da gelmiyor iç-mihrak. En iyisi afişleri, pankartları, çıkartmaları, stensilleri eşliğinde gündemi nasıl algıladıkları ve eleştirdiklerine bakmak.
Gündemi izlemek için fotoğrafları tıklayın.
Ciddi bir tartışma konusu: "Demokrasi mi yumurtadan, yumurta mı demokrasiden"
ÖSYM ve YGS süreci. "Herkese şifre".
Seçme özgürlüğü: "Cop mu, biber gazı mı?"
İleri demokraside sanat savaşları: "Sanatsever vs. sanatsavar"
Sansür: Yorumsuz. Zaten ne yorum yapsan sansürlenecek.
Seçime koşuyorlar. (Ayağı takılanın üzerine basmak, belden aşağıya vurmak ve benzerleri serbest.)