Kobanî davası Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.
TIKLAYIN - Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
“Mütalaada tutuklandığım tarih yanlış”
MA’nın haberine göre, eski HDP MYK Üyesi, tutuklu siyasetçi Zeynep Ölbeci, Kürtçe yaptığı savunmasına kendisine yönelik suçlamalara cevap verdi:
“Mütalaanın 5215’inci sayfasında benim 2020’de tutuklandığımı söylemiş ve tutuklandığım tarihi yanlış yazmış. Bu şekilde bir alelade ve ciddiye alınamayacak bir mütalaa hazırlamıştır.
Hakkımdaki iddiaların tamamı seçim çalışmaları ve bu kapsamdaki açıklamalarımdan ibarettir. Savcı gizli tanık Ulaş’ın da dosyaya giren ifadelerini değil de teşhis tutanağındaki ifadelerini baz almıştır. Bazı yerlerde olayların tarihlerini kaldırmış ve kendisine göre tanımlamalarda bulunmaktadır.
“Savcı kendisine göre yeni bir iddianame yazmış”
Ulaş, teşhis tutanağında, ‘2010-2012 yılları arasında KCK Türkiye kadın sorumlusu olarak çalışmıştır’ diyor. Savcı ise tarihleri ve isimleri ortadan kaldırıp, ‘anlaşılıyor ki Zeynep Ölbeci örgüt üyesidir’ diyor. Ulaş, ‘2014-2016 yılları arasında KCK Serhildan Komitesi’nde sorumlu olarak yer almıştır’ diyor. Savcı burada da tarihleri ortadan kaldırmıştır. Acaba savcı neden tarihleri yazmamaktadır? Bana göre Ulaş sizin huzurunuzda ifade verdiğinde tarihleri birbirine karıştırmıştı, savcı da bu karışıklığı düzeltmek istiyor galiba. Savcı işine gelmeyenleri unutup, kendisine göre yeni bir iddianame yazmıştır.”
“Arkadaşlarımdan borç aldığım için dosyaya dahil edildim”
Mersin’de tutuksuz yargılandığı bir başka dosyanın Kobani Davası’nda dahil edildiğini söyleyen Ölbeci, sözlerine şöyle devam etti:
“Pınar Işık ve Akide İdil isimli arkadaşlarım bana para gönderdiği için suçlanıyorum. ‘Barış’ adlı bir Limited Şirketi’nde usulsüzlükler yapıldığı söyleniyor ve bunar bana yükleniyor. Usulsüzlük belgelerinde ismin geçmemesine rağmen arkadaşlarımın bana para göndermesinden dolayı beni de dosyaya dahil ediyorlar.
Savcı Pınar Işık’ın KCK dosyasının tamamını getirip benim dosyama koymuş ve mütalaada yer vermiştir. Pınar’ın gönderdiği 1000 lira, Akide’nin ise 800 liradır. Bunu insanın aklı almıyor. Ben arkadaşlarımdan borç aldığımdan dolayı nasıl bu dosyaya dahil edilebilirim, anlamak çok zor.
Konuya dair Urfa’da HTS kayıtları istenmiş. O arkadaşlarla Meclis’te birlikte çalıştım, elbette ki onlarla ilişkim olacak. Neden olmasın, bu nasıl bir mantık?
“Savcıya başarılar dilemekten başka ne diyebilirim?”
Savcı benim medya ile paylaştığım siyasi çalışmaları suç olarak sunmaktadır. İnsan Hakları Derneği Adıyaman Şubesi’nde görev yapma suç olarak karşıma çıkarılmaktadır. Bunu da suç olarak karşıma çıkarmış ya artık savcıya başarılar dilemekten başka ne diyebilirim ki?
Yaptığım siyasi ve kadın çalışmalarının tamamını illegal örgüt faaliyeti olarak göstermiştir. Aydın Erdem eğitim devresine katıldığıma dönük bir suçlama da mevcut. Buna dair Menderes Öner’in ifadesi var.
“O dönem Diyarbakır’da olmadığım ortaya çıktı”
Burada ifade verdiğinde bazen ‘tanımıyorum, bazen ‘tanıyorum’ diyor. Emniyet’te de orada benimle birlikte eğitim aldığını söylemektedir. Mahkemeniz HTS kayıtlarını istedi ve o dönem Diyarbakır’da olmadığım ortaya çıktı ama savcı bu kayıtlardan hiç bahsetmemektedir.”
17 Ocak 2013’te Paris’te katledilen 3 kadın için Mersin’de bir tören düzenlediğine dair suçlamalara karşı beyanlarda bulunan Ölbeci, “Benim partim bana böyle bir görev vermiş olsaydı ben bunu şerefle yapardım ancak bana böyle bir görev verilmedi. Ben o tarihte Diyarbakır’da yapılmış olan merasime katıldım. Bir yasa katılmak, cenazelere katılmaktan dolayı suçlanmak benim içimi acıtmaktadır. Acaba köyümde bir ‘doğum belgem’ olsaydı savcı bu belgeyi de mi dosyaya koyacaktı? Benim nefes almam bile bu dosyaya girmiştir. 2018 yılında Sakine Cansız’ın Dersim’deki anmasına gittim. Bu da suç olarak yer alıyor. Burada da tarihler konusunda savcının kafası çok karışık. Bir yerde Mersin merasiminde katıldığımı bir yerde de katılmadığımı söylemiş. Bizim de kafamızı karıştırmak istiyor. Ne katılma konusunu inkar etmiş olsaydım Diyarbakır’daki merasimi kabul etmezdim çünkü oraya milyonlarca insan katılmıştı” dedi.
Mahkemeye: Bu oyuna alet olmayın
Ölbeci, “Bana kötülük yaparken bütün ülkeye kötülük yapıyorsunuz. Ben en fazla 20 yıl daha yaşarım, benim ömrüm nedir ki? İstiyorsanız idam edin. 50 yaşındayım ve 50 yıldır aynı şeyi yaşıyorum. Kürt sorunu çözülmedikçe bu ülkenin gideceği yer Filistin-İsrail’dir. Yapmayın! Bu oyuna alet olmayın” dedi ve şöyle devam etti:
“Yapmış olduğum çalışmaların tamamını, açıklamalarımı cümle cümle okumak isterdim ama değmez. Öyle suçlamalar yöneltilmiş ki! Bana ‘referandumu kabul etmedin, karşı çıktın’ deniliyor. ‘PKK tek taraflı ateşkes ilan ettiğinde yapılan operasyonlara karşı çıktın’ deniliyor.
Adalet Bakanlığı’na yazdığım dilekçede ‘Sayın demek suçsa Sayın Öcalan’ diyorum’ diyerek kendimi ihbar ettim. Gözaltına alındığım zaman da bu delil olarak önemsenmedi ancak savcı bunu da delil olarak karşıma çıkardı.
Ayrıca savcı 2009’da tutmuş beni cezaevine atmış. Bu iddialarını bir yere oturtmak için kendi aklında bir şeyler kurmuş ve benim 2009’da cezaevinde olduğumu öne sürmüş! Ben o tarihte cezaevinde miydim?
Hakkımda açılmış bütün davaları, soruşturmaları toplamış. Bu sadece dosya savcısının değil Türkiye’deki sistemin bir yaklaşımıdır. Ahmet Türk’ün de dediği gibi ‘siz bizim varlığımızı yargılıyorsunuz.”
Duruşma bugün devam edecek. (AS)