Tarlabaşı Toplum Merkezi’nde (TTM) çocuklarla bir barış atölyesi gerçekleştirildi.
Atölye çerçevesinde 9-10 yaşlarında altı çocukla yapılan çalışmada çocukların barışa dair ihtiyaçları belirginleşti.
Çocukların barışa dair ifadeleri şöyle…
“Her yerde küslük, savaş”
* Mahallede herkes birbiri ile küstü. Çok üzgündüm. Hep kavga edip küsmüştü bütün mahalle. Mesela balkondan halı silkelediğinde hep aşağıya geliyordu. Sonra da hemen kavga ediyorlardı ya da çocuklar kavga ettiğinde anneler görüyor “neden kızın kızımı dövüyor” diye hesap soruyordu. Ve daha neler neler…
Ha, bir de siyaset denilen şey var ya, aklımı deli ediyor. “Şu şöyle olmuş, burada savaş çıkmış” dediklerinde bu kötü şeyleri yapan kimse, keşke böyle bir şey yapmasa diye düşünüyorum…
İşte böyle… Her yerde küslük, her yerde savaş, her yerde ölüm derken barışı unuttu herkes. İşte bu yüzden ben büyüyünce herkesi barış içinde yapacağım. Küslüğü yasak yapacağım. Savaşı da yasak yapacağım. (10 yaşında)
“Hep ölüler geliyor aklıma”
* Barış deyince aklıma Kobâne’deki korkunç şeyler geliyor. Her yerde şehitler. Hep ölüler geliyor aklıma.
İsteğim barış deyince aklımıza ölümler değil, yaşamın güzelleşmesi gelsin… (10 yaşında)
Suriyeliler
* Barış deyince aklıma Suriye’deki savaş geliyor. Suriyeliler İstanbul’a geliyor. Suriyelilere de yazık, onlar da insan… (9 yaşında)
“Herkes, ağlıyor, herkes korkuyor”
* Dün haberlerde barışla ilgili konuştular. Bazı kişilerin oğulları şehit olduğu için çok üzüldüm. Herkesin oğlu savaşa gidip ölüyor, herkes ağlıyor.
Benim akrabalarım savaşla ilgili konuşuyor hep. Herkes korkuyor. (9 yaşında)
Keşke…
* Dünyada en güzel şey barış. Barış mutluluk getirir. Barış çok güzeldir, adalet getirir. Keşke herkeste barış olsa. (9 yaşında)
"Savaşlar bitip barışlar başlarsa kimse tedirgin olmaz" |
10 yaşında bir çocuktan barış hikayesi… “Zeynep okuldan dönünce anne ve babasını üzgün bir halde görünce biraz tedirgin oldu. Kavga ettiklerini sandı ama televizyona bakınca anladı. Haberlerde bir ülkeye bomba atıldığı ve birçok kişinin öldüğü söyleniyordu. “Zeynep’in annesi ‘o insanların içinde biz de olabilirdik’ dedi. “Birkaç gün sonra yardım kampanyası başladı. Zeynep ve ailesi bütün eski eşyalarının o ülkeye bağışladılar. Daha sonraki gün biraz para gönderdiler ve o ülkeye bir hastane yaptılar. “Zeynep çok sevinmişti.” |
(YY)