Aradan on gün geçse de bu kin ortadan kalkmıyor, sadece tereddütlü bir tebessüm ardına gizleniyor.
Frédéric, "Kiralık konut ararken ayrımcılık yapıldığını duymuştum. Ancak bu özel sektörden ev aramak için geçerliydi, kamuya ait düşük kiralı konutlar (HLM) için değildi" diyor.
29 yaşındaki Frédéric, fiziksel olarak yaşını gösteriyor. O, "ezelden beri bir Paris'li".
Bir de siyah. Bu işçinin peşinde koştuğu daireyi kiralayamayışının nedeni olarak da bu son özelliği gözüküyor.
Libération gazetesine göre, aynı gün, Frédéric, Heuts-de-Seine Bölgesinde faaliyet gösteren bir Konut Şirketi LOGİREP'i telefonla arıyor. Bu şirket, Frédéric'in Nanterre'de kiralamak istediği, 65 metrekarelik üç odalı bir dairenin sahibi olarak gözüküyor.
Yüz yüze yapılan ve iyi geçtiği izlenimi veren bir görüşmenin ardından telefondan Frédéric'e, dosyasının Tahsis Komisyonu'nca incelenmesinden sonra talebin reddedildiği bildiriliyor.
Bir yandan Frédéric bunun nedenini sorarken annesi, konuşmayı kayda alıyor.
Dışlanmaya karşı yasa, karşısına çıktı
LOGİREP'in Danışmanı kadın, güven vermek isteyen bir sesle "Özellikle buradaki toplu konutlarda, Afrika ve Antil Adaları kökeninden gelen zaten çok fazla insan var" demeye başlıyor.
Gerekçelere şaşıran Frédéric sözü alıyor : "Ben, Fransa vatandaşı bir Fildişi Sahilli olduğum için bu toplu konutlarda ev bulamıyorum, öyle mi?."
Danışman, "Bu toplu konuta, evet" dedikten sonra ses tonları artmaya başlıyor.
Israr eden Frédéric aynı soruyu tekrar soruyor ama benzer bir yanıt alıyor.
"Fazla Afrikalı olduğu için bana ev vermek istemiyorsunuz, öyle mi?" Yanıt, "evet, öyle". Danışman, Frédéric'e, bunun bir ayrımcılık olmadığını, sosyal karışımı hedefleyen bir uygulama olduğunu, bunun için de 56 Sayılı Dışlamayla mücadele Yasası'na bakmasını tavsiye ediyor.
Zaten Frédéric'e ertesi gün yazılı olarak gönderilen yanıtta, söz konusu yasaya yer veriliyor.
29 Temmuz 1998'de kabul edilen yasaya göre, "toplu konut kiralamalarında, kent ve mahallelerde sosyal karışıma öncelik verilir".
Ancak Frédéric'in profili ile onların Frédéric'in durumundan anladıkları arasında çok fark var. Bekar, çocuğu olmayan bu genç, beş yıldır sabit gelirle gişeci olarak çalışıyor ve maaşı kiralamak istediği evin dört katı kadar. Annesi, "Kenara para koymak için gece de çalışıyor" diyor.
Bu görüşmeden iki gün sonra Irkçılıkla Mücadele hareketi olarak bilinen SOS Racisme Derneği'ni arıyor.
Gencin yaşadığı dernek başkan yardımcısı Samuel Thomas'ı hiç şaşırtmıyor : "Bu hikaye, birçok şeyi gözler önüne seriyor ama başka birçok vakayı da akla getiriyor. Bazı toplu konut kurumları, 'sosyal karışım' ile 'ırk karışımı'nı birbirine karıştırıyor. Yasayı kötüye kullanarak, ayrımcılığın birer aktörü oluyorlar böylece" diyor.
Şimdi, daha önce birçok kez yapıldığı gibi şirkete dava açmak için hazırlık yapılıyor. Bu arada da şirket, başvuruyu niçin reddettiğinin gerekçelerini ayrıntılandırmaya çalışıyor. Şirket Başkan Yardımcısı Martine Chastre, "Ailelerin kökenlerini dikkate almak zorundayız. Bu konutların onun için uygun olduğunu açıkçası düşünmüyorum" diyor.
Ancak Frédéric, bu açıklamaları inandırıcı bulmayarak dava açacak.